Metin Altıok

Che

Nirvana
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
2.706
26
Metin Altıok (Bergama, İzmir, 1941 - Ankara, 9 Temmuz 1993), Türk şair, yazar.

1941 yılında Bergama, İzmir'de doğdu. Karşıyaka Lisesi ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Bingöl'ün Genç ilçesinde, Karaman imam hatip lisesinde felsefe öğretmenliği yaptı.

Sivas katliamından (2 Temmuz) ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti.

Metin Altıok'u şiirleri 70'li yıllarda yayınlanmasına karşın, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayınlanan) bir şairi olarak nitelemek gerekir. Gezgin'de Servet-i Fünun'dan, Haşim'den, Dranas'dan, İkinci Yeni'ye, ve 60'lı yıllar şiirinin bazı ortak söyleyişlerine kadar çeşitli etkilenmeler var. Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında. Dili yalın. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeler kullanmayı seviyor. Bu kitabında halk şiiri biçimlerinden de yararlanıyor. Yerleşik Yabancı'da tüm şiirler tek bir şiirmiş izlenimi uyandırıyor..Söyleyişte ve konularda tekdüzelik var. Buna karşılık Kendinin Avcısı'nda kendine özgü bir sese, romantik, acılı ve yalın bir söyleyişe ulaşıyor. Simge, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlandığı bu şiirleriyle şiirimizin lirik geleneklerine bağlanıyor.

Yayımlanmış eserleri

Gezgin (1976)
Yerleşik yabancı (1978)
Kendinin avcısı (1979, Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)
Küçük tragedyalar (1981)
İpek ve klabtan (1987)
Gerçeğin öte yakası (1990, Cemal Süreya şiir ödülü)
Dörtlükler ve desenler (1990)
Süveyda (1991)
Alaturka şiirler (1992)
Şiirin ilk atlası (1992)
Hesap işi şiirler (1993)
Bir acıya kiracı (1998-Bütün Şiirleri)
 
metin altıok'un adını her duyduğumda şiirlerine her rast gelişimde utanç içinde kalbim sıkışır...bu güzel sanat insanının ve aydınımızın, karanlık düşüncelerce katledilmesi hepimiz adına bir büyük utançtır...
Tarihin ironisine bakın ki (sanatçının içgüdüsel isabeti mi demeli) 1976'da çıkarttığı ilk kitabında(gezgin) kendi trajedisini görmüş ve naif direncini şiirleştirmiş:
"...
ölümü tastamam ezberledim de geldim,
dilimde bu buruk türkü tadıyla
bilmem ki burdan nereye giderim.

sonunda kendime bir top yangın edindim,
soluğumla besledim dudağımın ucunda.
ömrümün külüydü savrulan hep ardımda,
örterek yavaş yavaş bıraktığım izleri
yanmış bir günün sürüklenen kanatlarıyla.
koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,
adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya.
..."

ayrıca CHE'ye de bir teşekkür etmeliyim;zira actığı değerli başlıkların takipçisiyim
 
X