Mesnevi’yi okuyan aklına göre yorumlayamaz. Evvel ilm ve edep lâzımdır. Sonra ihlâs ile tefekkür edilir. ınce nükte ve sır böyle elde edilir. Basit tercümeler ancak sızan mânaya zarar verir. Misâl: “Ne olursan ol, yine gel!” diye çevrilen nüktelere dikkat gerekir. Farisi aslında; “bâza” kelimesi geçer ki; “bazâeden” fiilinden türetilir. Yani gelmekten, “yine gelmekten” ziyâde; “terketmek, tövbe etmek” manâsındadır. Mevlâna Hazretleri’nin kâfir ve putperestlere “Olduğun gibi gel!” demediği ortadadır. Arayan doğruyu bulur. Mevlâna ne buyurur: “Men, bende-i Kur’ân’em eğer ki cân dârem. Men, hâk-i reh-i Muhammed muhtârem. Eğer nakl küned cüz in kes ez gûftârem. Bîzârem ez’ ü ve’zan sûhen bîzârem” Yani; (Sağ olduğum müddetçe Kur’ân’ın kölesiyim. Muhammed aleyhisselam yolunun tozuyum. Bana ait olmayan sözü, kelimeleri kim naklederse; ondan da, sözlerinden de şikayetçiyim!)
Hikmet dede hazretleri