- 12 Temmuz 2006
- 2.066
- 68
- 683
Mini Etek Şiddet Nedeni
Cinsel Tıp Derneği’nin yaptığı araştırmada, Türkiye’de cinsel şiddetin her geçen gün arttığı tespit edildi.
Araştırmaya göre, kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel şiddet içeren eylemlerde artış yaşanıyor.
Cinsel Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, 1460 kadın arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, kadınların yüzde 40’ının fiziksel şiddete yüzde 20 ye yakının ise cinsel şiddete maruz kaldığını yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlandığını bildirdi.
OKULDA VE ASKERDE ŞİDDET VURGUSU
Keçe, “Eğitim sadece okullarda verilen derslerden ibaret değildir. Eğitimin insanın doğduğu andan itibaren başlar. Çünkü hiç kimse cinsel şiddete maruz kalmak istemez, hiç kimse cinsel şiddeti hak etmez, hiçbir davranış cinsel şiddet için neden olarak gösterilemez, her tür cinsel şiddet kanunlar ve toplum önünde suçtur, hiç kimse cinsel şiddet uygulamak üzere doğmaz, onlar zamanla bu hale getirilir. Cinsel şiddeti cinsel mitler, yanlış kültürel değerler ve eğitimsiz toplumlar yaratır. Daha kaliteli ve çağdaş bir eğitim şart. Çünkü okullarda çocukların terbiye edilmesi için şiddet uygulanması hoş karşılanıyor, sayıları artık azalsa da erkeklere askerde şiddet ve şiddetin erkeklik için ne kadar gerekli olduğu öğretilebiliyor. Bu nedenle bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor" dedi.
CİNSEL ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN YÜZDE 63’Ü EVLİ
Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 63 nün evli, yüzde 21 nin boşanmış, yüzde 7’nin nikahsız birliktelik yaşayan ve yüzde 9’unun da bekarlar olduğunu belirten Keçe, araştırmalara göre, cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 50’i ara sıra, yüzde 35 i bazen ve yüzde 15 i de nadiren olarak cinsel şiddete uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60 ı kocasından, yüzde 20 si boşandığı eşinden, yüzde 10 u birlikte yaşadığı erkekten, bir kısmının da akraba ve tanıdıklarının şiddetine uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 15 i yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, yüzde 12 si de karakola başvuruyor” dedi.
“KADINLAR CİNSEL ŞİDDETTEN HOŞLANIYOR DÜŞÜNCESİ”
Cinsel şiddetin daha çok erkekler tarafından uygulandığını iddia eden Keçe, genellikle gizili tutulduğunu da vurguladı.
Keçe, “Fiziksel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 36’ya yakını, fiziksel şiddetten sonra cinsel şiddete uğruyor. İlişkilerde görülen acıların en yaygın olanı cinsel şiddettir. Kadınların çoğu dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama vb. cinsel şiddete de maruz kalmaktadır. Direndiklerinde veya itiraz ettiklerinde ise, tecavüze uğramaktadırlar” dedi.
Keçe, cinsel şiddet uygulayan erkekler arasında yaptıkları çalışmada, bu erkeklerde, kadınların cinsel şiddet uygulanmasından haz aldıkları inancı gibi kadın cinselliğine ilişkin çarpık ve yanlış cinsel mitler tespit ettiklerini söyledi.
MİNİ ETEK ŞİDDET NEDENİ
Sadece mini etek giymenin bile kadınlara yönelik şiddet olaylarının belli başlı nedenlerinden biri olduğunu ifade eden Keçe, çalışan ve eğitimli kadınların da işyerlerinde cinsel tacize maruz kaldıklarını, cinsel tacizin ise iş verimini düşürdüğünü anlattı.
SORUNSUZ ERKEKLER DAHA SIK CİNSEL ŞİDDET UYGULUYOR
Keçe, cinsel şiddete uğrayan kadınların ruhsal durumlarının çok kötü olduğunu ve intihara sık rastlandığını söylerken, şiddet uygulayan erkeklerin, yalnızca, hasta ruhlu ve alkolik olduğunu düşünmemek gerektiğini şiddet uygulamasının normal, sorunsuz davranan erkeklerde daha yoğun görüldüğünü bildirdi.
CİNSEL ŞİDDET UYGULAYANLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ ÇALIŞAN KESİM
Alkol kullanımının cinsel şiddeti arttırdığını kaydeden Keçe, tecavüze uğrayan ve ailesinin zoruyla evlendirilen kadınların sayısında da artış olduğunu söyledi ve bu durumun kadın açısından ömür boyu cinsel taciz demek olduğunun altını çizdi. Keçe, tecavüzün sık rastlanan ve uç noktada bir cinsel şiddet olduğu belirtirken, tecavüzün tecavüze uğrayan kişinin suçu olmadığını dile getirdi. Yapılan araştırmalara göre, kadınların yüzde 60 nın cinsel şiddetten sonra psikolojik ve tıbbi tedavi görmediklerini ifade eden Keçe, fiziksel şiddetten hemen sonra yüzde 25 oranla kadınların tecavüze uğradıklarının vurguladı. Keçe, cinsel şiddet uygulayan erkeklerin büyük bir bölümünün gelir getiren bir işi olduğunu söyledi
Cinsel Tıp Derneği’nin yaptığı araştırmada, Türkiye’de cinsel şiddetin her geçen gün arttığı tespit edildi.
Araştırmaya göre, kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel şiddet içeren eylemlerde artış yaşanıyor.
Cinsel Tıp Derneği Başkanı Dr. Cem Keçe, 1460 kadın arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, kadınların yüzde 40’ının fiziksel şiddete yüzde 20 ye yakının ise cinsel şiddete maruz kaldığını yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlandığını bildirdi.
OKULDA VE ASKERDE ŞİDDET VURGUSU
Keçe, “Eğitim sadece okullarda verilen derslerden ibaret değildir. Eğitimin insanın doğduğu andan itibaren başlar. Çünkü hiç kimse cinsel şiddete maruz kalmak istemez, hiç kimse cinsel şiddeti hak etmez, hiçbir davranış cinsel şiddet için neden olarak gösterilemez, her tür cinsel şiddet kanunlar ve toplum önünde suçtur, hiç kimse cinsel şiddet uygulamak üzere doğmaz, onlar zamanla bu hale getirilir. Cinsel şiddeti cinsel mitler, yanlış kültürel değerler ve eğitimsiz toplumlar yaratır. Daha kaliteli ve çağdaş bir eğitim şart. Çünkü okullarda çocukların terbiye edilmesi için şiddet uygulanması hoş karşılanıyor, sayıları artık azalsa da erkeklere askerde şiddet ve şiddetin erkeklik için ne kadar gerekli olduğu öğretilebiliyor. Bu nedenle bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor" dedi.
CİNSEL ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN YÜZDE 63’Ü EVLİ
Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 63 nün evli, yüzde 21 nin boşanmış, yüzde 7’nin nikahsız birliktelik yaşayan ve yüzde 9’unun da bekarlar olduğunu belirten Keçe, araştırmalara göre, cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 50’i ara sıra, yüzde 35 i bazen ve yüzde 15 i de nadiren olarak cinsel şiddete uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60 ı kocasından, yüzde 20 si boşandığı eşinden, yüzde 10 u birlikte yaşadığı erkekten, bir kısmının da akraba ve tanıdıklarının şiddetine uğruyor. Cinsel şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 15 i yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, yüzde 12 si de karakola başvuruyor” dedi.
“KADINLAR CİNSEL ŞİDDETTEN HOŞLANIYOR DÜŞÜNCESİ”
Cinsel şiddetin daha çok erkekler tarafından uygulandığını iddia eden Keçe, genellikle gizili tutulduğunu da vurguladı.
Keçe, “Fiziksel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 36’ya yakını, fiziksel şiddetten sonra cinsel şiddete uğruyor. İlişkilerde görülen acıların en yaygın olanı cinsel şiddettir. Kadınların çoğu dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama vb. cinsel şiddete de maruz kalmaktadır. Direndiklerinde veya itiraz ettiklerinde ise, tecavüze uğramaktadırlar” dedi.
Keçe, cinsel şiddet uygulayan erkekler arasında yaptıkları çalışmada, bu erkeklerde, kadınların cinsel şiddet uygulanmasından haz aldıkları inancı gibi kadın cinselliğine ilişkin çarpık ve yanlış cinsel mitler tespit ettiklerini söyledi.
MİNİ ETEK ŞİDDET NEDENİ
Sadece mini etek giymenin bile kadınlara yönelik şiddet olaylarının belli başlı nedenlerinden biri olduğunu ifade eden Keçe, çalışan ve eğitimli kadınların da işyerlerinde cinsel tacize maruz kaldıklarını, cinsel tacizin ise iş verimini düşürdüğünü anlattı.
SORUNSUZ ERKEKLER DAHA SIK CİNSEL ŞİDDET UYGULUYOR
Keçe, cinsel şiddete uğrayan kadınların ruhsal durumlarının çok kötü olduğunu ve intihara sık rastlandığını söylerken, şiddet uygulayan erkeklerin, yalnızca, hasta ruhlu ve alkolik olduğunu düşünmemek gerektiğini şiddet uygulamasının normal, sorunsuz davranan erkeklerde daha yoğun görüldüğünü bildirdi.
CİNSEL ŞİDDET UYGULAYANLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ ÇALIŞAN KESİM
Alkol kullanımının cinsel şiddeti arttırdığını kaydeden Keçe, tecavüze uğrayan ve ailesinin zoruyla evlendirilen kadınların sayısında da artış olduğunu söyledi ve bu durumun kadın açısından ömür boyu cinsel taciz demek olduğunun altını çizdi. Keçe, tecavüzün sık rastlanan ve uç noktada bir cinsel şiddet olduğu belirtirken, tecavüzün tecavüze uğrayan kişinin suçu olmadığını dile getirdi. Yapılan araştırmalara göre, kadınların yüzde 60 nın cinsel şiddetten sonra psikolojik ve tıbbi tedavi görmediklerini ifade eden Keçe, fiziksel şiddetten hemen sonra yüzde 25 oranla kadınların tecavüze uğradıklarının vurguladı. Keçe, cinsel şiddet uygulayan erkeklerin büyük bir bölümünün gelir getiren bir işi olduğunu söyledi