Bir bankanın çalışanlarına haftalarca süren bir eğitim veriyordum. Katılımcılardan biri, bir kadın, benimle konuşmak istedi.
"Hocam üç yaşında bir kızım var. Akşam eve gittiğimde beni özlemiş oluyor ve kapıda karşılayıp 'Anne!' diye sarılıp
beni ısırıyor. Çok canım yanıyor, kendimi tutamayıp hafifçe vuruyorum. Ama çok canım yanıyor hocam, ne yapayım?
Sonra da kızım şaşırıp kalıyor. Ona vurmam gücüne gidiyor ve ağlıyor. Ne yapmalıyım, lütfen bana yol gösterin."
Anneye şu öneride bulundum: "Kızını karşına al ve ona şunları söyle: 'Tatlım seni özlüyorum ve çok seviyorum. Bundan sonra eve geldiğimde, şu saatler arası tam yirmi dakika sadece seninle ilgileneceğim. Bu yirmi dakika boyunca başka hiçbir şey yapmayacağım, telefon da çalsa cevap vermeyeceğim. Sadece seninle beraber olacağım. Ama ondan sonra yapmam gereken işler var. Mutfağa gireceğim, yemek yapacağım, istersen sen de bana yardım et. Sorumluluklarım var. Bunun için de senden anlayış istiyorum."
"Anlar mı hocam?" diye sorunca, "Bir deneyeceğiz ama bence anlar," diye yanıtladım.
Bir hafta sonra anne tekrar yanıma geldi ve henüz selamlaşmadan heyecanla anlatmaya başladı: "Hocam, kızım saate nasıl bakıyor, bana nasıl anne diyor anlatamam. O yirmi dakika kendimi tam olarak ona veriyorum. Konuşuyor, oyun oynuyor ve sohbet ediyoruz. Zaman dolunca kızım kendisi bana zamanın dolduğunu söylüyor. İlişkimiz düzeldi!"
İşte konu her ne olursa olsun bu yirmi dakika kendini tam anlamıyla ona verdiğin zaman önemli sonuçlar elde ediyorsun.
Yazar mı olmak istiyorsun? Şu veya bu şekilde sadece yirmi dakikanı ayır! Ama her gün Kişi bu adımı atmaya başladığı
zaman üst üste kazanıyor. Bileşik faiz gibi... Bu durum psikolojide de aynen mevcuttur. Yani kişi bu sürece üç birimlik bir
enerji ile başlar ama mesela bir hafta sonra günde beş birimlik bir enerjiye kavuşur. Öbür hafta bir de bakmış ki on beş birim olmuş. Böylelikle yavaş yavaş nefes alışı değişir, çevreye bakış ve algıları değişir. Dedim ya, umutsuzluk kısa sürede aşacağın bir konu değildir, bu tür müdahaleler gerekir.
Var mısın? - Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler / Doğan Cüceloğlu