Motor erkekler
Şimdi de bunlardan türedi... Motor erkekler... Aslında hep vardı onlar ama galiba kadınlar yeni yeni fark ediyor. Ya da ne bileyim, belki de artık onlardan hoşlanmamaya başladılar...
Eskiden hoşlanıyorlar mıydı?
Henüz kategori oluşturmadan, pek önemsemiyorlardı diyelim...
Arada kaynıyorlardı veya kadınlar onlardan bir şeyler umut ediyordu. Ama artık çoğaldılar.
Kategorilerinin adı bile var: Motor erkekler...
Çapkın erkeklerden bahsetmiyorum. Motorlar onlardan farklı.
Nasıl anlatsam... Mesela kadın tavlamak gibi dertleri yok. Kadın seçmek gibi bir huyları da yok.
Sınırları, etikleri de...
Oysa çapkınlığın bir raconu vardır.
Ama bunlar...
Özelliklerini biraz daha açık anlatayım. Hepsi birbiriyle bağlantılı zaten.
“Tavlamak” gibi dertleri yok çünkü genellikle önlerine düşeni değerlendiriyorlar. İçip içip kiminle ne yaptığını bilmeden yani...
“Seçmiyorlar.” Bunlar, güzel-çirkin, iyi-kötü, görgülü-görgüsüz, bilgili-bilgisiz, uyumlu-uyumsuz ayrımı yapmıyor.
Evet; sınırları, etikleri de yok. Yani arkadaşının aşkı, aşkının arkadaşı, arkadaşının kardeşi, eski sevgilisi, eski sevgilisinin en yakın arkadaşı... Bunlar için fark etmiyor... Bir şey ifade etmiyor...
Evet bu kadar kötü bunlar...
Ama daha da kötüsü, bu kadar kötü olduklarını bilmiyorlar.
Kötüden kastım, motor işte...
Bu kadar motor bunlar...
Bugüne kadar da epey eğleniyorlardı. Ama sanırım artık onların da miadı doldu.
Deşifre oldular...
Elle gösteriliyorlar.
Arkalarından ne deniyor?
“Bırak ya onu. Motor o.”
Şimdi de bunlardan türedi... Motor erkekler... Aslında hep vardı onlar ama galiba kadınlar yeni yeni fark ediyor. Ya da ne bileyim, belki de artık onlardan hoşlanmamaya başladılar...
Eskiden hoşlanıyorlar mıydı?
Henüz kategori oluşturmadan, pek önemsemiyorlardı diyelim...
Arada kaynıyorlardı veya kadınlar onlardan bir şeyler umut ediyordu. Ama artık çoğaldılar.
Kategorilerinin adı bile var: Motor erkekler...
Çapkın erkeklerden bahsetmiyorum. Motorlar onlardan farklı.
Nasıl anlatsam... Mesela kadın tavlamak gibi dertleri yok. Kadın seçmek gibi bir huyları da yok.
Sınırları, etikleri de...
Oysa çapkınlığın bir raconu vardır.
Ama bunlar...
Özelliklerini biraz daha açık anlatayım. Hepsi birbiriyle bağlantılı zaten.
“Tavlamak” gibi dertleri yok çünkü genellikle önlerine düşeni değerlendiriyorlar. İçip içip kiminle ne yaptığını bilmeden yani...
“Seçmiyorlar.” Bunlar, güzel-çirkin, iyi-kötü, görgülü-görgüsüz, bilgili-bilgisiz, uyumlu-uyumsuz ayrımı yapmıyor.
Evet; sınırları, etikleri de yok. Yani arkadaşının aşkı, aşkının arkadaşı, arkadaşının kardeşi, eski sevgilisi, eski sevgilisinin en yakın arkadaşı... Bunlar için fark etmiyor... Bir şey ifade etmiyor...
Evet bu kadar kötü bunlar...
Ama daha da kötüsü, bu kadar kötü olduklarını bilmiyorlar.
Kötüden kastım, motor işte...
Bu kadar motor bunlar...
Bugüne kadar da epey eğleniyorlardı. Ama sanırım artık onların da miadı doldu.
Deşifre oldular...
Elle gösteriliyorlar.
Arkalarından ne deniyor?
“Bırak ya onu. Motor o.”