Yeminli mütercim tercüman olabilmek için bölüm diploması şart. Bazıları noter onayıyla da bunun yapılabildiğini iddia etse de noterlerin o onayı vermesi kolay bir süreç değil, zaten hepsinin kendi tanıdığı ve çalıştığı tercümanlar var.
Ben üniversite mezunu olsam da tercümanlık okumamış bir çevirmenim, ömür boyu eğitimimi ilkokuldan itibaren İngilizce görmüş olsam da çevirmenliğe başlamak ve çevirmenlik olayını kavramak öyle kolay bir süreç olmadı. Dil bilmek ile çeviri yeteneği kazanmak çok farklı. Türkçe'ye dilbilgisi ve kelime dağarcığı açısından çok hakim olmak, birebir çeviri yerine Türkçeleştirmeyi ya da yerelleştirmeyi, aynı zamanda orjinal metine bağlı kalmayı öğrenmek zaman alıyor ancak anadiline ve başka bir dile gerçekten hakim olan biri bunu biraz gayretle zamanla öğrenebilir.
Çeviri bürolarında çalışması için diploma şart değil, ancak tecrübe isterler. En azından deneme çevirisi yapması gerekir, yeterli bulurlarsa bir büroya bağlı çalışabilir belki. Ancak bunun için de hakim alanların olması lazım. Hukuk, tıp, ekonomi, akademik, teknik, mühendislik .. vs gibi... Her şeyi çeviririm demek olmaz, kimse çeviremez de zaten. Literatür bilmek lazım. Ana mesleği çeviri alanında karşılık bulabilirse bunu kendisi için birincil alan yapabilir.
Bir diğer seçenek de yayınevi çevirmenliği ancak o da tecrübe ister. Yabancı dile ve kendi ana diline hakim olduğunu ispatlaması gerekir. Sadece bu da değil; ifade gücü kuvvetli, yazmaya çizmeye meraklı biri ise işi kolay olur ancak aksi durumda çok şansı olmaz. Kendine güveniyorsa ve hemen bu alanda çalışmaya başlamak istiyorsa her kapıyı çalsın, zorlasın derim.
Alaylı bir çevirmen olarak, piyasada çok fazla kötü çevirmen olduğunu söyleyebilirim, genelde de bu mesleğe ek iş olarak yaklaşanlar piyasayı gerçekten olumsuz etkiliyor. Bu yüzden de bence, özellikle meslekteki alaylıların da itibarsızlaştırılmasının önüne geçilebilmesi için çevirmen adayının yabancı dil dışında bahsettiğim konularda yatkınlıklarının olması gerçekten önemli. Bir de bu idealizm isteyen bir meslek. Günlerce uykusuz kalarak (gerçekten belki de hiç uyumadan 2-3 gün geçirmek gerekebiliyor) bilgisayar başında dağılmadan oturmak, biraz idealizm ve mesleği sevmeyi gerektiriyor. Sevmeyen için kabusa dönüşebilir.
Tüm bunlar dışında okuldan önce çalışma ihtiyacı varsa başlangıç olarak özel ders vermeyi ve bu süreçte kendi çeviri yeteneğini sınamayı düşünebilir. Yabancı kitaplardan birkaç sayfa çevirmeyi denediğinde ve sonucu bu işten anlayan birine okuttuğunda, yatkınlığının olup olmadığı da anlaşılacaktır. Biraz yatkınlık olması durumunda zamanla da gelişir. Benim yurt dışında yıllarda yaşamış ve İngilizceyi anadili gibi okuyan yazan konuşan çok yakın bir arkadaşım, bu işi yapamayacağını, hem sabrının olmadığını, hem de çevirinin farklı bir şey olduğunu söyler hep mesela. Yapmak istese elbette bir kaç ay üzerine eğilerek yapabilir... Yani önceden zorluklarını bilmekte fayda var.
Yine de arkadaşının böyle bir ideali varsa ve yeminli tercüman olmak istiyorsa mutlaka bu bölümü yazsın okusun. Alaylı çevirmenlikten çok daha kolay olur işi, mesleği okulunda öğrenir, gelişir, ikinci bir dil bile seçebilir...
Bol şans dilerim, yolu açık olsun