Mutlu muyum? Pişman mıyım? Duygu karmaşası...

ben evlenmeden önce, aileler dahil olduğunda o dönemi pek sevmiyorum. sevgiliyken daha iyiydi gibi gelmişti. nişanlılık dönemi falan o süreç hiç hoşuma gitmiyordu. ama evlendikten sonra ilişkimiz yine iki kişilik olduğunda, daha biz bize kaldığımızı hissettiğimde hislerim normale döndü. açıkçası demek ki ben nişanlılık dönemini, o etiketi sevmiyorum. çok da ayrıntı vermediğiniz için bilemiyorum ben kendi tecrübemi paylaşıyorum.

peki siz birlikte yaşayacağınızı, aynı evi paylaşacağınızı düşündüğünüzde içiniz kıpır kıpır etmiyor mu? bir an önce şu aşamalar bitsin de evlenelim aynı evin içine girelim diye sabırsızlanmıyor musunuz? bu konudaki o tatlı telaş, heyecan ne durumda? yoksa daha çok bıkmışlık ,tedirginlik mi var?
Sanırım nişanlılık evresini sevip sevmediğimi ancak nikahtan sonra anlayabilirim. Bu da karşımdaki adamın tavrına bağlı olacak gibi görünüyor.
 
bu his bende hep var. bence biraz karakterlerimizle alakalı. ben daima böyle hissediyorum herkes her şey dört dörtlük olsa bile 🙈 kabul, çok yorucu, çok zor. ama değişemiyorum.
Ben de öyle.arkadaş hiçbir ilişki dört dörtlük değil biliorum ama yazmış.... benim ilişkim gerçekten de dört dörtlük valla.düşünsem düşünsem bir fane olumsuzluk bulamam.buna rağmen birine ciddi bir bağla bağlı olmak.canın sıkıldığımda hadi bu gecebende kalma kendi evine git, özleşelim deme lüksü olmaması geriyor beni.ya da artık ömrümün sonuna kadar başka bir gönül macerası yaşayamayacak olmak....
 
Yanlış yönlendirmek istemem ama galiba bu kişi senin için doğru kişi değil. Henüz yolun başında bu kadar yorgun hissediyorsan bence yanlış bir şeyler var. Ayrıl demiyorum ama için rahatlamadan evlenme. Evlilikte yaşadığın bu his katlanarak artacak çünkü. Hayat başka birinin yükünü bitiş çizgisine taşıyamayacak kadar kısa.
 
Nişanlılık döneminde acaba pişman mıyım hissi sizlere de oldu mu kızlar? Malum, hiçbir ilişki dört dörtlük değildir. Olay bazlı olmasa da olaylar karşısında gösterilen tavır ve tutum sebebiyle acaba mı demeye başladım. Şöyle ki nişanlımın otorite problemi olduğunu düşünüyorum. Bunu kesinlikle üzerimde tahakküm kurmasını istemek olarak algılamayın. Yalnızca bazen yorulduğumu hissediyorum. Benim sınırlarımı çevreye karşı koruyabildiğinden emin değilim. Dile getirdiğim şeylere karşı da bir tolerans geliştirdi artık. Benim hatam bu tarz şeyleri çok dillendirmek oldu sanırım. Üstesinden gelinemeyecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Yalnızca sizden istediğim fikir şu: kendi kendime pehlivan gibi yüklendiğim bu tek taraflı otorite hissini nişanlıma nasıl geçirebilirim? Düşündüğüm yahut yanlış bulduğum her şeyi dile getirmek adamı bu davranışa itiyor diye düşünüyorum ancak bunlar hiçbir zaman dırdır tarzında olmuyor. Yetişkin bir insanın kendini ve isteklerini izah seviyesinde kalıyor ancak adamın bu intoleransını nasıl kırarım? Biraz da dertleşmek istedim açıkçası. Burada dahi yeterince açık yazamadığım duyguları yakınlarıma anlatıp kafamı karıştırmak istemedim. İçim daraldı, bir şeyler hissediyorum ama adını koyamıyorum. Nasıl atarım üstümden bu mutsuzluk hissini? Bazen o kadar darlanıyorum ki yüzüklerim, takılarım ağır geliyor manevi olarak. Çıkarıp öyle yatıyorum. Sanki yüzükleri çıkarınca tekrar özgür oluyorum sabah uyanana kadar. Seviyorum ama neden bu boğulma hissi çözemiyorum. Çok karışık oldu yazdıklarım biliyorum ama ben de karışığım kızlar.
Olayları tam olarak anlatırsanız daha rahat konuşuruz ama yorgunluk ve koşturma dışında geleceğinize yönelik kötü bir his, gerginlik yaşıyorsanız ciddi anlamda oturup düşünmenizi isterim. Tahakküm ve sınırları koruyamama çok önemli konular çünkü.
 
Back
X