- 31 Ağustos 2016
- 50
- 38
- 8
- Konu Sahibi modernmuse
- #1
İyi geceler hanımlar. Mutsuzluğumu paylaşacak kimse yok etrafımda, ben de buraya yazıp içimi dökmek istedim. En yakın bildiğim arkadaşlarım bile bulunduğum ruh halini anlamıyor, belki de umursamıyor. Onlar için normal bir durum haline geldi benim durgunluğum, dokunsan ağlayacak hallerim. Ama hissettiklerim beni normal bir insan olmaktan gitgide uzaklaştırıyor.
Ne derdin var diyeceksiniz, somut bir şey gösteremem size. 21 yaşındayım, okulum var, ailem sağlıklı, inişli çıkışlı da olsa sevdiğim, sevildiğim bir ilişkim var. Hepsine şükrediyorum. Yakın olduğum, buna ailem ve sevgilim de dahil güvendiğim herkesten kazık yediğim, benden bir şeyleri alıp götürdükleri zamanlar oldu. Ama bendeki bu kibir var ya, kan kustum kızılcık şerbeti içtim dedim, herkesin karşısında güçlü kaldım. Bitmeyen gecelerim oldu, tek başıma ağladım, sızladım ama ertesi sabah herkesin karşısında dimdik durdum. O kötü günleri de atlattım, ama içimde yarası kaldı. O yara şimdi kanıyor işte.
Bütün zor zamanlara göğüs geren ben, şimdi hiçbir neden yokken güçsüz kalıyorum. Durduk yere ağlamaklı oluyorum, başladığım günü bitiresim gelmiyor bazen.
Aşırı derecede güven problemi yaşamaya başladım, ihanetten ve terkedilmekten korkar hale geldim. Bunu düşündürtecek bir şey olmasa bile saatlerce bunun için ağladığım oldu. Sevgilime karışmaya başladım, gittiği yerlere, görüştüğü insanlara. Nedenini sorduğunda mantıklı bir açıklama yapamıyorum, ağlamaklı oluyorum. Bu güne kadar iyi idare etti beni.
Bu arada sevgilim yurtdışında okuyor. Çok sık görüşemiyoruz. Bu yaptığım çok yanlış farkındayım, 3 yıldır orda olmasına rağmen son aylarda onun hayatına imrenmeye başladım. Bir kendi hayatımın sıradanlığına bakıyorum, bir onun gittiği, gezdiği güzel yerlere. Sonra kendi hayatımı sorguluyorum, değiştiremeyeceğimi fark ediyorum ve hoop bir ağlama krizi daha.
Ailemi düşünüyorum, ertelediğim(ertelettikleri) hayallerimi. Beni iyi yerlerde okutmaya çalıştılar, cebime paramı hep koydular, ama kendi belirledikleri çerçevenin dışına çıkmama asla izin vermediler. Göstermelik de olsa fikrimi sordular bazen, ama kendi planları hep hazırdı ve o plan uygulandı.
Hep içine kapanık biriydim ben, fazla arkadaşım yoktu. Kendimi iyi hissetmemeye başladığımdan beri olan bir avuç arkadaşımla da görüşme isteğim kalmadı. Bazen çok mutlu hissediyorum, hepsini arıyorum hal hatır soruyorum, gülüşüyoruz. Ama sonra mutluluğumdan eser kalmıyor, ben yine kendi dünyama çekiliyorum, yorgun düşene kadar ağlıyorum, çoğu zaman kimsenin haberi olmuyor.
Çok uzun yazdım farkındayım, elle tutulur bir dert değil onun da farkındayım. Ama kendimi iyi hissetmiyorum işte. Hissettiğim çoğu şeyi de kelimelere dökmekte güçlük çekiyorum. Okuyan herkese teşekkürler.
Ne derdin var diyeceksiniz, somut bir şey gösteremem size. 21 yaşındayım, okulum var, ailem sağlıklı, inişli çıkışlı da olsa sevdiğim, sevildiğim bir ilişkim var. Hepsine şükrediyorum. Yakın olduğum, buna ailem ve sevgilim de dahil güvendiğim herkesten kazık yediğim, benden bir şeyleri alıp götürdükleri zamanlar oldu. Ama bendeki bu kibir var ya, kan kustum kızılcık şerbeti içtim dedim, herkesin karşısında güçlü kaldım. Bitmeyen gecelerim oldu, tek başıma ağladım, sızladım ama ertesi sabah herkesin karşısında dimdik durdum. O kötü günleri de atlattım, ama içimde yarası kaldı. O yara şimdi kanıyor işte.
Bütün zor zamanlara göğüs geren ben, şimdi hiçbir neden yokken güçsüz kalıyorum. Durduk yere ağlamaklı oluyorum, başladığım günü bitiresim gelmiyor bazen.
Aşırı derecede güven problemi yaşamaya başladım, ihanetten ve terkedilmekten korkar hale geldim. Bunu düşündürtecek bir şey olmasa bile saatlerce bunun için ağladığım oldu. Sevgilime karışmaya başladım, gittiği yerlere, görüştüğü insanlara. Nedenini sorduğunda mantıklı bir açıklama yapamıyorum, ağlamaklı oluyorum. Bu güne kadar iyi idare etti beni.
Bu arada sevgilim yurtdışında okuyor. Çok sık görüşemiyoruz. Bu yaptığım çok yanlış farkındayım, 3 yıldır orda olmasına rağmen son aylarda onun hayatına imrenmeye başladım. Bir kendi hayatımın sıradanlığına bakıyorum, bir onun gittiği, gezdiği güzel yerlere. Sonra kendi hayatımı sorguluyorum, değiştiremeyeceğimi fark ediyorum ve hoop bir ağlama krizi daha.
Ailemi düşünüyorum, ertelediğim(ertelettikleri) hayallerimi. Beni iyi yerlerde okutmaya çalıştılar, cebime paramı hep koydular, ama kendi belirledikleri çerçevenin dışına çıkmama asla izin vermediler. Göstermelik de olsa fikrimi sordular bazen, ama kendi planları hep hazırdı ve o plan uygulandı.
Hep içine kapanık biriydim ben, fazla arkadaşım yoktu. Kendimi iyi hissetmemeye başladığımdan beri olan bir avuç arkadaşımla da görüşme isteğim kalmadı. Bazen çok mutlu hissediyorum, hepsini arıyorum hal hatır soruyorum, gülüşüyoruz. Ama sonra mutluluğumdan eser kalmıyor, ben yine kendi dünyama çekiliyorum, yorgun düşene kadar ağlıyorum, çoğu zaman kimsenin haberi olmuyor.
Çok uzun yazdım farkındayım, elle tutulur bir dert değil onun da farkındayım. Ama kendimi iyi hissetmiyorum işte. Hissettiğim çoğu şeyi de kelimelere dökmekte güçlük çekiyorum. Okuyan herkese teşekkürler.