Nazar Değmesinin Bilimsel Açıklaması

Nurgul

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
7 Mayıs 2007
269
107
Nazar Değmesinin Bilimsel Açıklaması
nazarın bilimsel boyutunu merak ediyor musunuz? Sebep olduğu olumsuz durumlarla hepimizin belleğinde yer almış bir olgu nazar. Bakış ve düşüncelerin birleşmesiyle meydana gelen zarar verici özelliğe sahip bir etki. İnsandan sadece insana değil, insandan, tüm canlı ve maddeye karşı tesir eden bir etki. Pekibilimsel olarak nazar nasıl açıklanıyor bir göz atalım..

Nazar dediğimiz şey, kaynağı, tetikleyicisi Düşünce, oluşma ve çıkış noktası beyin ve gözler olan, alfa, beta, gama ışını türünde elektromanyetik dalgaların zarar verici özellikte enerjiiçerenleridir. Evet, gözler ışın yayar ve bu ışının iyi ve kötü yönde etkisini, türünü duygu ve düşünceler belirler. Düşünceye göre bir elektromanyetik enerji üretilir ve bu oluşan enerji gözler tarafından hedefe gönderilir. Temelde yatan prensip en basit anlamda genel olarak budur.

Karakteristik olarak bu ışınlardan Alfa ışını sarsıcı, Beta ışını kırıcı ve yıkıcı, Gama ışını ise yakıcı bir etki göstermektedir. Bu ışınlar gözlerdeki fotoreseptör (photoreceptor) isimli ışığa duyarlı duyu hücreleri yardımıyla oluşturulup, göz sinir kaslarının kasılması suretiyle iletimi sağlanır. Genellikle halk arasındaki nazar durumları Alfa kaynaklıdır.

Yapılan araştırmalarda etkisi en yüksek ışınları oluşturanların, mavi ve bal rengi gözlü insanlar olduğu görüldü. Kendisine en çok nazar etkisi tesir edenlerin ise kahverengi ve yeşil gözlü insanlar olduğu görüldü.

Nazar olayı kendiliğinden ortaya çıkan bir reaksiyondur. Normalde sıradan bir kişi tarafından nazarın istemli bir şekilde oluşması imkan dışıdır; Ancak az sayıda da olsa bunu başarabilecek birtakım metafiziksel güçlere sahip insanlar bulunmakta. Bu tür insanları gerçek anlamda tehlikeli insanlar olarak nitelendirebiliriz. Bu yeteneğe sahip kişiler bu etkiyi en tehlileli reaksiyonları meydana getirebilme gücüne sahip Gama ışınları ile gerçekleştirebilmekteler. Gama ışınları, en yüksek frekansa sahip, en büyük foton enerjisini içeren enerji dalgalarıdır.

Hangi göz rengindeki insanların hangi göz renginde olanlara daha çok nazarları dokunabildiği de nazar hakkındaki araştırmalara konu olmuş.

Bin kişi üzerinde yapılan araştırmada şu sonuçlar elde edildi:

mavi gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: kahverengi, ela, gri, menekşe, yeşil, bal ve siyah gözlüler.

bal gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: mavi, siyah, yeşil, kahverengi, menekşe, gri ve ela gözlüler.

yeşil gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: gri, ela, siyah, kahverengi, menekşe, bal ve mavi gözlüler.

siyah gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: mavi, ela, yeşil, kahverengi, gri, menekşe ve bal gözlüler.

ela gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: yeşil, bal, mavi, siyah, kahverengi, menekşe ve gri gözlüler.

gri gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: siyah, menekşe, bal, mavi, yeşil, ela ve kahverengi gözlüler.

menekşe gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: gri, bal, yeşil, ela, kahverengi, siyah ve mavi gözlüler.

kahverengi gözlü kişilerin sırayla en fazla nazarı tesir eden kişiler: mavi, yeşil, bal, ela. menekşe, gri ve siyah gözlüler.

Nazar değme durumunda tesir gücüne göre birçok fiziksel ve ruhsal durumlar oluşabilir. Halsizlik, ağrı, yorgunluk, kaşıntı, moralsizlik, geçimsizlik, yaşamınızda aksilikler, sorunlar vs. vs. bu liste uzar.

Son olarak toplumda her zaman dile getirildiği gibi gerçekten de beğendiğimiz bir şey karşısında nazara sebebiyet vermemek için “Maşallah” demeyi ihmal etmemekte büyük fayda var. Maşallah sözü, nazara sebebiyet verebilecek yukarıda bahsettiğimiz zararlı enerjileri etkisiz hale getiren koruyucu bir sigorta görevi görüyor.

Nazardan korunma konusunda, dualar kesinlikle en etkili ve esaslı korumayı sağlamaktadır.

Nazar haktır

Sual: (Görülmeyen şeylere, mesela nazara inanmak yanlıştır. Sadece, sevgisiz bakan bir göz, insanı yorar) diyenler çıkıyor. Nazar hak değil mi?
CEVAPNazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer. Nazar hastalık yapar, hatta öldürür. Kadınlara ve çocuklara daha çok tesir eder.

Peygamber efendimizin zamanında Esed oğullarından nazarı değen bir kimse var idi. Üç gün bir şey yemez, sonra çadırın bir tarafını kaldırıp oradan geçen bir deveye bakıp, (Bunun gibi bir deve hiç görmedim) der demez, deve yere düşer hastalanırdı. Müşrikler, bu adamı bulup Peygamber efendimizi nazarla öldürmesini istediler. Cenab-ı Hak da Resulullahı bunun nazarından korumuştur. Bu hususta Kalem suresinin (Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı) mealindeki 51. âyeti inmiştir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Nazar haktır.) [Müslim]

(Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar.)
[İbni Adiy]

(İnsanların yarısı nazardan ölür.)
[Taberani]

(Hoşa giden bir şeyi görünce, “Mâşâallah la kuvvete illa billah” denirse o şeye nazar değemez.)
[Beyheki, İbni Sünni]

(Nazar neredeyse kaderi geçecekti. Nazardan Allahü teâlâya sığının.) [Deylemi]

(Kaderi geçecek bir şey olsaydı nazar geçerdi.) [Müslim]

Görülmeyen şeylere yok demek, bugünkü bilime de aykırıdır. Günümüzde, aletlerden çıkan şuaların iş yaptığı tespit edilmiştir. Mesela, TV’yi çalıştıran, kanallarını değiştiren veya arabaları açan kumandalar vardır. Onlardan çıkan şualar, iş yapmaktadır. Lazer denilen şualarla ameliyatlar yapılmaktadır. Bunlar gibi, gözden çıkan ve mahiyeti tam açıklanmayan şualardan da nazar değerek, bakılan şey zarar görebilir. Göremediğimiz şeylere yok demek ise, çok cahilce bir sözdür.

Kendine nazarı değmek
Sual:
İnsanın kendi kendine nazarı değer mi?
CEVAPEvet, değebilir.

Sual: Nazardan korunmak için ne yapmak gerekir?
CEVAPKendisine nazar değen kimse, aşağıda bildirilen duaların birini veya tamamını okumalıdır.
1- Fatiha, Âyet-el kürsi ve dört kul [Kâfirun, İhlas, Felak, Nas sureleri] yedişer defa okunup hastaya üflenirse, büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Tuza okunup, suda eritilerek içmek de olur. Bir hadis-i şerifte de,(Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez)buyuruldu. (Deylemi)

2-
Bir hadis-i şerifte, (Sabah akşam, [Besmele ile] 3 defa “Bismillâhillezi lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil Erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul alim” okuyan, büyü ve nazardan korunur)buyuruldu. (İbni Mace)

3-
Âyet-el-kürsi, Fatiha, iki Kul euzü ve Kalem suresinin sonunu okumak çok iyi gelir. (Medaric)

4-
Peygamber efendimiz, iki Kul euzüyü okuyup buyurdu ki:
(Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun! Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz.) [Ebu Davud]

5-
(Euzü bi-kelimâtillahittâmmeti min şerri külli şeytânin ve hâmmetin ve min şerri külli aynin lâmmetin) tavizini, sabah akşam 3 defa okunup kendine veya hastaya üflenirse, nazardan, cin, şeytan ve hayvanların zararından korur. (Mevahib)

6-
Peygamber efendimiz nazar için (Allahümme barik fihi ve la tedarruhü) okurdu. (İbni Sünni)

7-
Nazarı değen kimse veya herkes, beğendiği bir şeyi görünceMâşâallah demeli, ondan sonra o şeyi söylemelidir. Önce Mâşâallah deyince, nazar değmez. Hadis-i şerifte, (Hoşa giden bir şeyi görünce, “Mâşâallah la kuvvete illa billah” denirse o şeye nazar değemez) buyurdu. (Beyheki, İbni Sünni)

Ukbe-tübni Amir radıyallahü anh anlatır:
Resulullah efendimiz, (Kendisine Allah’ın nimet verdiği kimse, bu nimetin devamını isterse çok “La havle vela kuvvete illa billah” desin) buyurdu. Sonra “Bahçene girdiğin zaman mâşâallah la kuvvete illa billah demeliydin değil mi?” [mealindeki] Kehf suresinin 39. âyetini okudu. (Taberani)

Bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Kendisine Allahü teâlânın rızık verdiği kimse, çok ”Elhamdülillah” desin. Rızkı azalan da çok “İstiğfar” etsin. Bir şey de kendisine üzüntü, sıkıntı verirse “la havle vela kuvvete illa billah” desin.) [Beyheki, Hatib]

8-
Nazardan korunmak için âyât-i hırz denilen âyetleri okumalı ve üzerinde taşımalıdır.

Abdest alıp, 7 istiğfar ve 11 salevat okuyup, hastanın sıhhatine niyet ederek, güneş doğduktan ve ikindi namazından sonra, günde iki defa hasta üzerine okumalı, işaretli yerlerde, hasta üzerine üfürmeli, şifa buluncaya kadar [kırk gün kadar] devam etmeli. Her defa okuduktan sonra, bir Fatiha okuyarak sevabı, Peygamber efendimizin ve Behaeddin Buhari, Ahmed Rıfai ve imam-ı Rabbani hazretlerinin ruhuna hediye edilmelidir. Silsile-i aliyyeyi okuyup ruhlarına hediye edilmesi daha etkili olur. Âyât-i hırzı yanında taşıyan kimse, nazar değmesinden korunduğu gibi, sihirden, büyüden, cin ile ilgili hastalıklardan da korunur. Her ne muradı varsa hasıl olur.

9-
İbni Âbidin hazretleri (Tarlaya kemik, korkuluk, hayvan kafası koymalı. Bir kadın, ürününe nazar değmemesi için ne yapacağını sorunca, Resulullah, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur. Bakan kimse, önce bunu görüp tarladaki ürünü sonra görür) buyuruyor.(Redd-ül-muhtar)

10-
Tivele, temime ve efsun caiz değildir. Manasız veya küfre sebep olan rukyeyi okumaya Efsun denir. Nazarı bizzat önlediğine inanılan nazarlıklara Temime denir. Şirinlik muskası denilen rukyelere Tivele denir. Rukye, okuyup üflemek veya üzerinde taşımak demektir. Rukye, âyet ve hadis ile bildirilen dualarla yapılırsa taviz denir. Taviz ise caizdir. Hadis-i şerifte, (İlaçların en iyisi Kur’an-ı kerimdir)buyuruldu (İbni Mace)

11-
İmam-ı Rabbani hazretleri, talebeleri ile, uzak bir yere giderken, gece, bir handa kaldılar. (Bu gece bir bela zuhur edecektir. [Besmele ile] (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını üç defa okuyun) buyurdu. Gece büyük yangın oldu. Her odada eşyalar yandı. Duayı okuyanlara bir şey olmadı. Dert, bela, fitne, hastalık, nazar, sihir ve zalimlerin şerrinden korunmak için, sabah akşam, imam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiğini hatırlayarak, 3 defa okumalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını sabah 3 kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace]

Hastalanınca
Sual:
Gözlerden çıkan şualar nazar değdirerek zararlara sebebiyet verdiği gibi, hastalıklara da şifa olduğu söyleniyor. Bu doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. Nazarın hak olduğu, doğru olduğu, Kur'an-ı kerim ile ve hadis-i şeriflerle sabittir.

Mümin rahatsızlanırsa, hasta olursa, salih bir arkadaşının evine gider, onunla biraz sohbet eder, muteber bir kitap okursa, mutlaka iyileştiği, tecrübe ile görülmüştür. Müminin yüzüne bakmak şifadır. Müminin gözünden çıkan şualar, karşısındaki kişinin iyileşmesine sebep olur. Eğer o kimse cömertse bir bardak suyu içilirse, bu da şifaya kavuşturur. Bir hadis-i şerifte, (Cömerdin yemeği şifadır)buyuruluyor. O suyun bir kısmı içilmişse, artık olduğu için o, şifaya sebeptir. Yine bir hadis-i şerifte, (Müminin artığı şifadır)buyurulmuştur.

Nazar haktır
Sual:
Nazar yani göz değmesini inkâr eden küfre girer mi?
CEVAPEvet. Nazarın hak olduğu âyet-i kerime ile ve hadis-i şeriflerle sabittir.
Nazar boncuğu şirk mi?

Sual: Nazar boncuğu takmak, şirk olan bir hurafe midir?
CEVAPNazar boncuğu takmaya şirk veya hurafe diyenler, vehhabilerle onların tesiri altında kalan kimselerdir.

Nazar boncuğu, bizzat kendisi nazarı önlemez. Nazarı önleyen Allahü teâlâdır. Bakan kimse, önce bunları görünce, gözlerinden çıkan zararlı şualar bunlara isabet eder. Böylece, nazar boncuğunu takan kimse kötü nazarlardan korunmuş olur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Temime boncuk demektir ki, Araplar onları çocuklarına takarlar, onlarla çocuklarından, nazarı, kötü bakışları uzaklaştırdığını sanırlardı. İslamiyet bunu kaldırmıştır. Onlar temimenin kendisinin deva ve şifa kaynağı olduğuna inanıyorlardı. Hatta bunları Allah’a ortak koştular; çünkü onlar temimelerle, kendileri hakkında yazılmış kaderlerin değişip yok olmasını beklerlerdi. (İbni Esir)
Temime, cahiliye devrinde, boyna veya ellere asılan bir ip olup, bunu kendilerinden zararı uzaklaştırmak için yapıyorlardı. İslamiyet bunu yasaklamıştır. (Zeylai)
Haniye kitabında, (Ekili tarlalara, karpuz tarlalarının içerisine korkuluk dikmekte, beis yoktur) denilmektedir. Bunları gözlerin yani kötü nazarın def’i için yapıyorlar; çünkü kötü nazar haktır, mala, insana, hayvana isabet eder. Bir kadın, tarladaki ürüne nazar değmemesi için ne yapacağını sorunca, Resulullah efendimiz, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur. Kötü bakışlı kimse tarlaya baktığında, önce bakışı o dikilen kuru kafaların üzerine düşer; çünkü yüksekte olup, ilk görünen odur. Ondan sonra bakışı tarlaya düşer ki, artık bu zarar vermez. (Redd-ül-muhtar)

İbni Abidin hazretleri, caiz olmayan temimeyi bildirdikten sonra, nazar değmemesi için tarlaya kemik, hayvan kafası koymak caiz olduğunu bildirmektedir. Bakan kimse, önce bunu görüp, tarlayı sonra görür. Mavi boncuk ve başka şeyleri bu niyetle taşımanın temime olmayacağı, caiz olacağı buradan anlaşılmaktadır. (S. Ebediyye)
Hayvan kafasıyla nazar boncuğu arasında fark yoktur. İkisi de nazarı önlemez; fakat ilk bakınca, nazar bunlara gelir, sonra başka yere bakılsa da zararı olmaz. Bizzat hayvan kafası ve nazar boncuğu nazarı önler diye itikat etmek caiz olmaz. Bunlar nazarı önlemeye sebep oluyor. Bunu da bizzat Resulallah efendimiz tavsiye ediyor. Resulullah efendimizin bu emrine şirk diyenler, (Şefaat ya Resulallah) demeye de şirk diyorlar. Vehhabilerin veya onların etkisinde kalanların sözlerine itibar etmemelidir.

Tütsü yakmak
Sual:
(Tütsü yakmak bâtıl bir inançtır. Tütsü son 15 yıldır bizim ülkemizde yaygınlaştı. Budizm inancında vardır. Ayrıca, tütsü yakılan eve cinler musallat olur) diyenler oluyor. Bunlar doğru mudur?
CEVAPTütsü yakmakla cinler musallat olmaz. Böyle söylemek hurafedir. Tütsülemek, kötü kokuyu yok etmek için yapılır. Budistler de yapsa, tütsü yakmak günah olmaz. Din kitaplarımızda deniyor ki:
Nazar değen çocuklara tütsü yapmak caizdir. (Fetava-i Hindiyye)

Cenaze, örtülü olarak, tütsülenerek yıkanır. (Redd-ül-muhtar)

Nimet-i İslam
kitabında da, cenazeyi tütsülemenin müstehab olduğu yazılıdır.

Bu konudaki birkaç hadis-i şerif de şöyledir:
(Mescid kapılarının önünde temizlik yerleri yapın! Cuma günleri böyle yerleri tütsüleyin!) [İbni Mace, Taberanî]

(Oruçlu ziyaretçinin hediyesi sakalına koku sürünmek, elbisesini tütsülemektir.) [Beyhekî]

(Meleklerin hediyeleri, camilere tütsü koymaktır.) [Ebu-ş-şeyh]

Resulullah öd ağacıyla tütsülenir, ona bazen kâfur da katardı.(Müslim)

Ebu Davud
’daki bir hadis-i şerifte de, hazret-i Fatıma’nın tütsü yaptığı bildiriliyor.

nazar duaları için tıklayınız http://dinimizislam.com/nazar-dualari/

 
Son düzenleme:
Benim nazarım çok değer, kıskançlıkla değil gerçekten beğenerek baksam bile değiyor. Sürekli maşallah diyorum.