Ben de bir yazı okumuştum internette. İkinci kadın yazmış. Diyor ki: “İkinci kadın olmanın birçok avantajı var. Sevgilinizin kirli çorabını, çamaşırını yıkayan onun eşi. Siz bunları görmüyorsunuz bile. Onun öfkesini, kötü hâllerini çeken de o. Sevgiliniz yalnızca neşeliyken görüşür sizinle. Kaybetme korkusu vardır sizi. O yüzden birlikte gezer, tozar, çılgınca sevişirsiniz. Size hediyeler alır falan. Ama eşini kaybetme korkusu yoktur. O evde çocuklarına bakar, yemek yapar, ütü, çamaşır, bulaşık vb. ile uğraşır. Sizse sevgilinizin güzelliklerini yaşarsınız, mutlu etmeye uğraşır sizi. Tüm bunlara rağmen niye evleneyim ki biriyle? Niye ben de ‘eş’ olayım ki?”
İkincilerin bakış açısı bu. Hâlâ onların kullanıldığını mı düşünenler varsa bir de bu açıdan baksın. Ona göre versin kararını!