Bence olay Kürt ya da Şafi olması değil, (şimdi burada merak eden yazarlara ithafen söylüyorum, ikisi de değilim. Zaten çok ayıp bir şey böyle şeyleri belirtmek zorunda olmamız bile.), önemli olan sizi hoş tutması. Bizim Doğu'nun insanı (ben Doğulu değilim, ama memleketimizin her yeri bizim) akrabasına düşkün olur. Ekürileriniz olacak büyük ihtimalle, onun için asla birinci sırada siz olamayabilirsiniz. Çocukluk arkadaşım (bacım, ahretliğim) Ankaralıdır. Eski eşi de Diyarbakırlıydı. İkisi de okumuş insanlardı ama ailenin en büyük oğlu olduğu için, adam bir türlü "aşiret" sendromundan kurtulamadı. Arkadaşım, fiziksel olarak da şiddete katlandı, sonunda dayanamadı ve boşandı.
Bence seviyorsanız, ondan gelen her şeyi kabul ederim diyorsanız, ne güzel. Sizin için mutlu oluruz, böyle güzel bir şey herkesin başına gelmez. Ama buraya gelip, bize de sorduğunuza göre, sizin de aklınıza takılan bir şeyler var demektir. Biraz daha süre verin kendinize. Yaşanmamış bir şeyin nasıl olacağını elbette kimse tamamen bilemez. Ama az çok kestirimde bulunabiliriz. Bir tek (müstakbel) eşinizle evlenmeyeceksiniz, bir sülaleye hizmet etmeniz beklenecek bayramda seyranda. Eşiniz ailenin "bakıcısı" olacak, onu sürekli paylaşmak zorunda kalacaksınız. Biz Batılıyız, eniştem Batmanlı, sonuç 30 yıla yakın facia bir evlilik ve gözümüzün önünde eriyip biten bir teyzem. Boşanmaya kalktığında sadece teyzemi değil, dayımı da vurmakla tehdit eden bir kayınbaba da gördük biz.
Aslında evliliğin sırrı mırrı yok, erkekler öyle oyun falan da oynamıyorlar. Kendilerini aşikar ediyorlar. İyice gözlemleyin, iç sesinizi dinleyin. Az çok bilirsiniz pürüzlerin nerede çıkacağını. Onu öyle kabul edecekseniz evlenin. Değişir diye beklemeyin.
Sizin için iyi ve güzel olan neyse o olsun.