Tatlım benim de senin gibi akademik geçmişim oldu ve 35 yaşımda evlendim ben, senin aksine en azından yakın çevremde bu tipler yoktu ama yine de denk geldiğim maruz kaldığım çok oldu. Şu an evli ve çocuksuzum. Çok da mutluyum. Fakat evlilik bir başarı olduğu için değil. İnan bana evlenmesem de umrumda olmazdı, bir çevrene bak sanki evlenenlerin hepsi manken gibi, bakımlı, aşırı kültürlü, eğitimli vs kadınlar mı? Yani onlar mı seçilmişler, hele de doğurmak konusunda konuşsam linç yerim. Yani evlenmek için de doğurmak için de bir kriter yok. Dün ben sevgililik zamanlarını bildiğim, üniversiteden bir arkadaşım ve eşini gördüm, çocuğu tanıyamadım yemin ederim 50 yaşında görünüyor. Yani çevrene bir bak çevrenin tabiriyle bir seçilene bir seçenlere bak. Kadınlar çocuktan sonra ayrı sömürülüyor maalesef erkekler ayrı. 30 yaşında insanlar 45 görünüyor bakımsızlık, kendine vakit ayıramamak, akraba ziyaretleri vs evlilik rutinlerinden. Neyini kıskanacaksın?
Ben o kadar mutluyum ki kendime yatırım yaptığım için, hala da bir sürü şey yapıyoruz eşimle spor, kültürel aktiviteler, hobiler. Eşim düzenli sporunu yapar, kitabını okur, bol bol seyahat ederiz. Şu an bu saçma çevren yüzünden böyle düşünüyorsun 30ların ortasına geldiğinde güleceksin. Ben de evliyim, eşimle ortak iş bölümümüz olmasına ve çocuksuz olmamıza rağmen (patili bir çocuğumuz var) bazen ev sorumlulukları beni kovalıyor, bu ne böyle diyorum. Ben kendim de kadınım iyi biliyorum o sana böyle konuşanların geriye dönüş çaresi yok, e ne diyecekler sana bakıp? Kendilerini rahatlatıyorlar seni gördükçe sen de onlardan biri ol da onlar da hayatta kaçırdıklarına bakıp (içten içe bildikleri) üzülmesinler, bak herkes öyle desinler.
Olay bu yani.