Arada
Yalnız bu hayatın acımasızlığı değil, affınıza sığınarak yazıyorum sizin basiretsizliğiniz. Zira insanlar size kum torbası muamelesi yapıp sizin üstünüzden negatif enerjilerini atıyolar, sizin de tabiri caizse basiretiniz baglanıyo tepkisiz kalıyosunuz, sinir bozucu bi döngü.
Halbuki arada "höt" demeyi öğrenseniz bi şeyciğiniz kalmaz.
Tabak kirliymiş, bardakta leke varmış... vay anasını gercekten. Bardak sizin üstünüze mi zimmetliymiş acaba kalksın yıkayıversin. "Cafe işletiyorum cünkü ben burada, sen de müsterisin tabi hic senin evin falan degil. Bahşişimden kesersin kocacım oldu mu, hatta hijyenik değil diye Ugur Dundara falan sikayet et istersen, canlı yayına cıkayım. Yemegin hesabını da şu köşeye bırakıver. Çocuğu da leyleklerden yaptım zaten, ondan boyle dagınık oldu" diye yarım saat söylenirdim ben olsam ki herkes salak bi bardak icin, çocuğun dagınıklıgı için koca kadını azarlar gibi konusabilecegini zannederken iki kere düsünsün.
İşyeri için de, çocuk meselesi için de aynı şey gecerli. Tepkisizlikle bi yere varılmıyor, tepkinizi tavrınızı ustune basa basa verin, her seye evet demeyin, tepkilerinizi bastırmayın, sonra da rahatınıza bakın.