Sorumsuz bir baba ( yine de pek çok babadan iyiydi, eminim seninki de öyledir),
evi ayakta tutmaya çalışan bir anne ile akıllı dedemin bize bıraktığı evde
şükür ki kira derdi olmadan 10 kişilik nüfus içinde büyüdüm.
Hiç odam olmadı.. Ders çalışmak için minderi masa yapardım kucağıma.
Gürültü, kavga, televizyon içinde test çözerdim.
Ben üniversite okumak istiyorum kazancam dershaneye kayıt ettirin dedim babama.
Ooo büyük para. Babam yoktan var eder yeter ki evladı ben yapcam diye alsın sorumluluğu.
Bak öyle de iyiydi.
Çalışan ablalarım o parayı başıma az kakmadı.
Sanki kendileri vermiş gibi.
Eee hani eve para getiren onlardı ya.
Her gece ağlayarak uyurdum Allah'ım eğer öss yi kazanamayacaksam sabaha çıkmayayım diye dualar ederdim..
Nasıl bir baskı vardıysa üzerimde.
Kanepelerde çifter çifter uyurduk kardeşlerimle.
Hepsi ayrı ayrı huysuz, dik kafalı kişilikler.
Burnu tıkalı olan horluyormuş diye diğeri onu kavga ile uyandırdı, odadan kovardı.
Hoşgörü, tahammül sıfır.
Bizim aramızda olan hep anneme olurdu.
Yıpranan, tükenen hep o oldu.
Tüm talihsizlikler bizi buldu, kimi şanssızlık eseri kimi de akılsızlıklarımızın eseri olarak.
Evliliklerimiz bile anneme dert oldu.
Bu huzursuzluklar yüzünden o evden kurtulmak istediğimi çok söylemişimdir.
Bir şekil kurtulacaktım. Ya üniversite ile ya evlenerek.. Elin en iyisini ne sandıysam? :)
Üniyi ailemin yanında kazandım, okudum.
O kalabalık evde okumak kolay olmadı doğrusu..
Ama onlar ailemdi.
Sonra iyi b.k yedim evlendim.
Kurtuldum o evden.
Çok uzaklara geldim..
Şimdi kocamın kumar borcunu ödüyorum çalışıp.
Kimsenin haberi yok, duyurmadım aileme.
Duyuramam da..
İnsanlar mı?
Çok güzel insanlar var çevremde ama bir o kadar b.ktan insan da dolu.
Çile bülbülüm çileee diye yaşıyorum.
Kaderi falan suçlamaya hakkım yok.
Pek çoğu salak kafamın eseri, iyi niyetin de b.kunu çıkarmanın alemi yok.
Hahh ben tam da onu yapıyorum, yaptım, yapacağım da muhtemelen..
Demem o ki..
Hayat kimseye 32 dişiyle sırıtmıyor.
Yine de sağlık olsun.
Çok şükür bugünümüze..