sizlerden fikir istiyorum:
10 yıllık bir arkadaşım var, kendisi herşeyimi bilen en samimi tek arkadaşımdır
tek arkadaşım derken başka çok yakın arkadaşlarım da var, ama onun yeri ayrıydı zamanında.
ta ki seyahatte tatilde insanın gerçek yüzünü tanıyana kadar.
kısacası ben arkadaşımı tatilde tanıyınca soğudum
ama kendisine hiç birşey demedim.
bazen görüşme mesafesini açarak anlamasını istiyorum ama anlamıyor.
neyse yıllarca biz hep şu muhabbeti yaptık: birbirimizin nikah şahidi olacaktık.
şimdi ben nişanlıyım. ama artık onun şahidim olmasını istemiyorum
bunu ona söyleyemem de, napcam ben.
nasıl olcak ne etcem hiç bir fikrim yok.
aceba diyorum düğün günü hiç bişey demesem kendisine anlarmı
ama bana bırakmadan kendi der zaten " bak nikah şahidin ben olcam dimi" diye.
siz bu durumda olsanız ne yapardınız.
arkadaşımı bir tanısanız, ikimiz yıllar geçtikçe çok farklı kutuplar olduğumuzu farkettik aslında,
ama birbirimize en doğal davranabildiğimiz tek insanlarız. o yüzden bir bağ var arada kopmayan.
ama işte lise bittiği yıl tanıştığım insanla 27-28 yaşın olgunluğu arasındaki fark çok fazlalaştı.
masumiyetini yitirdi benim gözümde, daha çok kavgacı-küfürcü, alçak gönüllülükten eser olmayan, fazlasıyla ön yargılı, burnu havada bir insan haline geldi.
tatil olayını da şöyle kısaca özetleyim:
üniversiteden sınıftan iki yakın arkadaşım ve bide bu en yakın arkadaşım dediğim insanla tatile gittik
onun klimayı sorumsuzca kullanması ve birazda içkileri karıştırmam üzerine çok kötü hasta oldum
tatil yerinde doğru dürüst hastane de yoktu. neyse ben akşama doğru dayanamıyorum şu sağlık evine gidelim dedim sınıf arkadaşıma.
yakın arkadaşımla diğer sınıf arkadaşımda plajdan gelmiştik, akşam yemeği için hazırlanmaya odaya gitmişlerdi.
neyse biz gittik doktor dediki serum alacaksın başka çaresi yok. neyse sınıf arkadaşıma dedimki sen git akşam yemeğini kaçırma
ben burda bekliyorum sizi, bu arada serumunda yaklaşık bir saat süreceğini doktordan öğrendik.
neyse çocuk gitti pansiyona doktor beni aldı serumu taktı, ben bir saate yakın serumun bitmesini bekledim,
serum bitti doktor dediki hemen kalkma başın döner, 5 dk da öyle bekledim. kalktım sedyeden kapıya doğru yöneldim
HANIMEFENDİ ANCAK GELEBİLDİ. hadi diğerleri benim sınıf arkadaşım ama sen benim kaç yıllık arkadaşımdın,
görseniz hanımefendi, bir güzel süslenmiş, şıkır şıkır giyinmiş, yemeğini yemiş, çay keyfini yapmış, telefonla konuşmuş,
orda tanıştığımız insanlar vardı onların masasına gitmiş sohbet etmiş, ancak gelebilmek aklına gelmiş (bu detayları da diğer arkadaşımdan öğrendim)
siz olsanız en yakın arkadaşınızın tek başına orda sağlık mücadelesini verdiğini bilseniz, lanet olsun akşam yemeğine de, kaçarsa kaçsın, kaç kuruştur dışardan yemek yemek sanki diyip kalkıp yanına gitmezmiydiniz....
bu en çok oturandır içime (bende malesef yapı gereği insanların kusurlarını yüzlerine söyleyemem, hiç iyi değil biliyorum ama malesef öyleyim)
onun haricinde yolda otobüste vs. başka dış ortamlarda da tanıdıkça soğudum iyice ama malesef kendisi yakamdan düşmüyor.
İnsanlar arkadaşlıklarının, dostluklarının hakkını vermeli.
Eğer vermiyorlarsa, gözden çıkarılmayı haketmiş demektirler.
Siz nasıl söyleyeceğim diye düşüneceğinize, çok gerekirse yaptıklarını söylersiniz o üzülür.
Söyleyen değil,yapan suçludur her zaman.
Hayatınızda olmaması gereken insanları hayatınızdan çıkaramazsanız, sizin başınız ağrır.
benim başım gerçekten o kadar çok ağrıyorki anlatamam.
ben kendimi haklı çıkarmak için olayı yazmadım
ama benim gibi düşünen insanları gördükçe haksızlık yapmadığımı anladım ve buna sevindim.
fikirleriniz için teşekkürler.
en mantıklısı aileden demek sanırım.
hatta kardeş nikah şahidi olabiliyorsa o olcak diyim, kardeşim dişlidir ben olcam dedimi daha kimse ona söz geçiremez :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?