- 27 Mayıs 2013
- 4.845
- 8.803
- 248
- Konu Sahibi bogurtlenkusu
-
- #1
BDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.
Referans bilgi için
Seni yilin kadinlari koruma Derneği Başkanı seciyorum ve tebrik ediyorum. Hemen hemen her yorumunu takip ediyorum.Gerek yardimci olmak adina ve gerek moral verme yönlendirme çaban dan ötürü bi ödül hakkettin bence.
Haksız yere ayrılmak diye bir şey yok bence. Kendi açımdan gönül işlerinde ah olmaz. Adam beni yeterince sevmiyordur, aşık değildir ama aşık sanıyordur; gün gelir aşık olduğu biriyle tanışır. Şimdi ben bu adama gerçek aşk varken dur gtme diye yapışıp ömür boyu mutsuzluğa mahkum edebilir miyim? Edemem. Sevmeyeni , istemeyeni zorla sevdiremem, evlensem de mutlu olamam. Sevgiliden, nişanlının ayrılmak onur kırılması değil, yeterince sevmeyen birine aşık olmanın verdiği mutsuzluk, yani aşk acısı.Aşk acısına da merhem yok maalesef. Aldatılırsanız da karşınızdaki şerefsizdir, evlenmeden gördüğünüze şükredip geçersiniz. Ölümüne hınç yapmanın, intikam yolları aramanın bir manası yok bence.
Buna ben de katılıyorum, zira daha önce de aldatıldım. Nişanlı değildim gerçi ama, adam aldatıp gitti ve ben arkasından "o da insan, napalım, o da mutluluğu arıyor" diye bakakaldım, ne de aşırı bir tepki gösterdim.
Ama, bi de şu var ki, bahçeme çöp atan adama dahi dava açabilitem var kafa olarak, o çöp parmaklarının arasından salınırken muhtemelen o da minimal bir haz hissetmişti. Yani, o "o da bi insan, o da mutluluğun peşinde" olayını o kadar çok olaya entegre edebilirsin ki, bi noktadan sonra tüm suçlar o kafaya göre haklı çıkar.
O yüzden ya hep ya hiç yapıcan mecbur, ya cinayet işleyen adama da "napsın o da mutlu olmuş" kafasıyla bakıcan, ya da bu işin çöpmüş aşkmış bokmuş bi ortası yok deyip topyekün o açıan bakmıcan.
Ben ikinciyi seçtim.
Hoş zaten bu adalet işleri bu gadan kolay olsaydı "suç ve ceza" diye bi kitap yazılmazdı.
Haksız yere ayrılmak diye bir şey yok bence. Kendi açımdan gönül işlerinde ah olmaz. Adam beni yeterince sevmiyordur, aşık değildir ama aşık sanıyordur; gün gelir aşık olduğu biriyle tanışır. Şimdi ben bu adama gerçek aşk varken dur gtme diye yapışıp ömür boyu mutsuzluğa mahkum edebilir miyim? Edemem. Sevmeyeni , istemeyeni zorla sevdiremem, evlensem de mutlu olamam. Sevgiliden, nişanlının ayrılmak onur kırılması değil, yeterince sevmeyen birine aşık olmanın verdiği mutsuzluk, yani aşk acısı.Aşk acısına da merhem yok maalesef. Aldatılırsanız da karşınızdaki şerefsizdir, evlenmeden gördüğünüze şükredip geçersiniz. Ölümüne hınç yapmanın, intikam yolları aramanın bir manası yok bence.
Haksız yere ayrılmak diye bir şey yok bence. Kendi açımdan gönül işlerinde ah olmaz. Adam beni yeterince sevmiyordur, aşık değildir ama aşık sanıyordur; gün gelir aşık olduğu biriyle tanışır. Şimdi ben bu adama gerçek aşk varken dur gtme diye yapışıp ömür boyu mutsuzluğa mahkum edebilir miyim? Edemem. Sevmeyeni , istemeyeni zorla sevdiremem, evlensem de mutlu olamam. Sevgiliden, nişanlının ayrılmak onur kırılması değil, yeterince sevmeyen birine aşık olmanın verdiği mutsuzluk, yani aşk acısı.Aşk acısına da merhem yok maalesef. Aldatılırsanız da karşınızdaki şerefsizdir, evlenmeden gördüğünüze şükredip geçersiniz. Ölümüne hınç yapmanın, intikam yolları aramanın bir manası yok bence.
ayrılıp başka biriyle olması konusunda aynen senin gibi düsünüyorum cherry,
keza ilişkiyi sonlandırmayı teklif eden kisiye karsı inatla devam etmeye ugrasmak da anlamsız bence,
henüz ihanet etmediyse de yakındır, icinde bulundugu ilişkiyi istemedigini acıkca belirtmis cünkü.
buna ragmen ayrılmak icin illa darp veya aldatılmak gerekiyormus gibi davranıyor insanlar.
fakat karsı taraf ne kadar mevcut gercekligi reddetmeyi secerse secsin kisinin aldatmaması gerektigini de düsünüyorum,
yapıskan biri bile olsa "olmuyor yürümüyor bitmesi gerekiyor" diyip ayrılmak bu kadar zor birsey degil,
illa yedegini bulmus olması gerekmiyor bunu yapması icin.
kisilik hakları, onurun zedelenmesi, tazminat davası da bu noktada devreye giriyor zaten,
yoksa insanların şahsi olarak nasıl mutlu olup olmayacagına dayanarak adalet sistemini yapılandıramayız ki.
Benim gördüğüm olaylarda , taraflardan biri aşık olmuyor lakin seviyor işte iyi kötü, yalnız da kalmaktan iyidir diyor. Daha sonra gerçekten vurulduğu biri çıkınca o zaman aşkın ne olduğunu anlıyor. Benim çevremde gördüğüm örnekler böyle.
Ben sevmediğim biriyle olmaktansa yalnız olmayı tercih ediyorum ama herkes böyle değil. Çoğu insan aylnız olmaktansa iyi kötü birisi olsunkafasında.
Eski işyerimde erkek bir arkadaşım vardı, 3 yıllık sevgilisiyle nişanlandı . Sonra işyerşndeki bir kıza aşık oldu. Bana demişti ki, ben bugüne kadar aşığım sanmıştım ama aşk hiç te öyle bir duygu değilmiş, nasıl bir duygu olduğunu yeni kızla tanışınca anladım. Sonuç olarak ayrıldı nişanlısından. Diğer kızla evlendi. Bu adamı gerçekten sevdiği biri varken onunla olmak istiyor diye suçlayamayız bence.
Aldatmak, yedek tutmak vs gerçekten karaktersizlik, zayıflık ve zavallılık. İstemiyorsan ayrıl kardeşim , bu kadar zor mu? Kadınlar ayrılmamak için ağlıyor, yalvarıyor , duygusal sömürü yapıyorlar biz de ayrılmak istedğimizi söyleyemiyoruz diyor bazı erkekler, bence hikaye. Gerektiğinde karşı tarafın gözyaşına dayanacak kadar sağlamsan ben buna karakter derim.
Benim basima da kotu seyler geldi ama ben ah etmedim. Insanlar ne olup bittigini sordular ama ben hep sustum, hep icime attim. Simdi patlayacak gibiyim, basima gelenleri her onume gelene anlatasim var , anlatmam gerekiyor sanirim. Belk' de mahkemeydi, kavgaydi dovust derken insanin ici akar gidr, konusa konusa aciyi artik hissetmez.
Sen sorunca şöyle bir bakındım, erkekler de pek tabii dava açabiliyor sonucuna ulaştım.Peki erkekler nisanliyken aldatilinca kadinlara dava açabiliyorlar mi? Sadece tek tarafa özgü degildir herhalde ?? O taraftan dusununce tuhaf geldi.
Ama güzel bir bilgi...
dedim ki oha kendini bu kadar net ifade edebilen böğürtlende miBDV'de açılan çoğu konunun içeriği ihanet, kandırılma veya haksız yere onuru zedelenen kadınlar bildiğimiz üzere.
Kadınlar olarak çoğumuz acıya gömülünce, bize tüm bunları yaşatan insandan uzaklaşmak için bucak bucak kaçarken aslında onu yasalar dahilinde eleştirebileceğimizi unutuyoruz; veya çoğumuz bunu bilmiyor bile.
Eminim ki bilenler de vardır, fakat bilmeyenlere istinaden konuyu, nişanlınıza da tazminat davası açma hakkınız olduğunu hatırlatmak üzere açtım.
Aldatılırsanız, veya nişanlınızın sizden 'haksız' yere ayrıldığını kanıtlayabilirseniz, nişanlılık bir evlenme vaadi sayıldığından, size başkalarının önünde "söz veren" nişanlınızın onurunuzu zedelediğini ileri sürerek kendisine maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz. Ayrıca durumunuz yoksa bulunduğunuz şehrin barosundan ücretsiz avukat talep etme hakkınız her zaman var.
Referans bilgi için tık.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?