Konuyu içtenlikle okudum ve aynı içtenlikle cevap vermeye çalışacağım, kusurum olursa affola...
Arkadaşım, bu iş olmayacak.
Sen kendini paralasan da yerlere, onun ayaklarının altına atsan da olmayacak.
Bir de sevdiğiniz adamın gözünden bakalım olaya.
Sıkıntı içerisindeymiş, ayrı şehirdeymişsiniz, babasının sağlık sorunları derken bunalmış ve sizden anlayış beklemiş.
Bu sürede dozajı kaçırmış, hakettiklerinizi size verememiş ve canınıza tak etmiş olduğunuz bir gün onu bırakmışsınız.
Peki ya sonra?
Ertesi gün sevdiğiniz adam babasını kaybetmiş.
Önce siz gitmişsiniz hayatından, sonra insanın hayatındaki en en önemli iki kişiden biri bırakmış onu.
Bu travmanın affı olur mu sizce?
Size baktığı hergün babasının ölümünü yeniden yaşamayacak mı?
Belki o an sizin mesajınıza o kadar sinirliydi ki aldı başını gitti bir yere ve o haberi öylece aldı.
Ya da kafasında sadece siz vardınız, öfkesi ve kırgınlığı varken bunu yaşadı, bir nevi kendini suçladı.
Bunun dönüşü olabilir mi?
Her şeyi geçtim, tekrar beraber oldunuz diyelim.
En ufacık bir tatsızlıkta 'sen beni öyle bir günde bıraktın ki...' dediği anda aradaki sınırlar dağ olacak, siz gözleriniz dolu dolu iken zor yutkunacaksınız, o da öfke ve suçlarcasına size gözlerini dikip bakacak.
Sorumlusu olmadığınız bu acının vebali istemsiz bir şekilde omuzlarına yüklenecek.
Bununla insanoğlu baş edebilir mi?
Hadi ettiniz, hatta evleniyorsunuz.
Sizi istemeye babası gelemeyecek, düğününüzde olamayacak.
Sevdiğiniz adam her bu konuyu açtığında, içindeki bu boşluk ortaya döküldüğünde, onun bir şey demesine gerek kalmadan gözleriniz yerdeki halıların izleri üzerine düşmeyecek mi?
Kaldırdığınızda başınızı, aranızda saatlerce geçecek olan sessizliği ne bozacak?
Hayatınıza kaldığı yerden devam mı edeceksiniz o anlarda yoksa geçmişiniz hiçbir zaman gölgesini üzerinizden eksik etmeyecek mi?...
O sizi bu yanlızlık ve acı için siz de onu bunlara yaşamaya mecbur bırakan olduğu için gerçekten, iliklerinize kadar affedip, yaşananları unutabilecek misiniz?
Çok hüzünlü bir olay yaşamışsınız ve derler ya 'kader ağlarını örmüş'.
Hakikaten öyle...
Siz birbirinize iyi gelemeyeceksiniz arkadaşım.
O sana her baktığında babasızlığı ve zor geçen zamanlarda yokluğunu hissedecek, sen ona her baktığında pişmanlığı ve suçluluğu yaşayacaksın.
Lütfen bırakın artık bu yükü üzerinizden, bırakın iki yaralı insanı başkaları tamir etsin.
Birbirinizi acıtmak, bunları deşmek yerine müsade edin, başka yürekler şifa olsun acılarınıza, gözyaşlarınıza.
Bizlere söylemesi çok kolay, biliyorum.
Ama şunu dile getirmeden geçmeyeyim, ilk defa bu kadar içim acıyarak birine 'aşkını bırakmasını' söyledim ve gözlerim dolarak bir ileti yazıyorum, yazması bile kolay olmadı.
Yaşamasını düşünemiyorum...
Allahım ikinize de sabırlar versin, acılarınızı tamir edecek insanlar nasip etsin...