Hayattan yediğimiz kazıkların hepsini tecrübe diyerek heybemize koyup hayatımıza elalem ne der, ben başaramadım demeyerek devam edersek daha kolay olur her şey.
Üzülmeyin diyemem, üzülün ama asgari düzeyde bu durumdan en az zararla nasıl sıyrılırımın hesabını yaparak bazı şeyleri kabüllenin.
Hisettiğimiz ama hasır altı ettiğimiz bazı öngörülerimizin zamanı geldiğinde nasıl bizi yanıltmadığının farkına vararak yaşayalım.
Belirli bir yaşa gelmiş ama hala insan olamamış varlıkları; emek vererek, dirsek çürüterek, kendimizden çalarak, tabiri caizse saçımızı süpürge ederek düzeltemeyeceğimizi öğrenemedik bir türlü.
Kırıldıgımız yerden tekrar kırmalarına despot bir tavırla izin vermemek gerektiğini bilsekte, insan yanlarımız sevmeye ve sevilmeye muhtaç olduğu için kanıyoruz.
Kendi narşist kişiliklerinin kurbanını en zayıf karakterlerden seçer böyleleri.
Duygusal boşluklarımız var, en ufak sevgi gösterisinde dünyaların bizim olduğunu sanarak atıyoruz adımlarımızı.
Kendi küçük dünyalarında büyük işler başarmayı ilke edinmiş kadınlara da psikolojik şiddet uygulayarak, onu yetiştiren bireylerin de eylem ve gazlamaları ile vazgeçildiği takdirde bedelinin en ağır şekilde nasıl ödetileceği hesaba kitapa dökülür.
Siz bu aymaz hesabın sonucu olmayın derim.
Bu evliliğin sizden götürdüklerinin çetelesini tutun ve problemi siz çözün.
Maksadınız bedel ödetmekten ziyade, kendi iç huzurunuzu bulmak için çabalamak olsun.
Kötü her zaman kötüdür.
Mutluluklar dilerim.