Maalesef ben virüsten önce de böyleydim. Açık ayakkabı giymem, dışarıdan gelince hemen el yüz köpükle yıkar üst başı kirliye atarım. Koltuklarımda örtü vardır , misafirden sonra mutlaka makineye atarım kırlent kılıfları ile beraber ve koltuk kolçaklarını silerim alkollü bezle. Dışarıdan aldığım hiçbir şeyi öylece koymam çünkü maalesef genelde erkek çalışanlar oluyor ve tuvaletten sonra çoğunun el yıkadığını düşünmüyorum. Milletin sidiğini buzdolabına koymak istemem. O nedenle sirkeyle yıkarım. Telefonu mutlaka sirkeli bezle silerim, cüzdanımı da aynı şekilde. En önemlisi dışarıda kullandığım çantamı başka odaya getirmem onu da silerim ara ara sirkeli suyla, kapı kollarını ve priz, lamba anahtarlarını söylememe gerek yok herhalde mutlaka silerim vs vs. Benim için evim tozlu olursa rahatsız olmam ama birinin mikroplarından rahatsız olurum, evime dışarıdan pislik girmesin yeter gerisi hasta etmiyor zaten, ev tozundan çok bir şey olmaz ama asıl o para, yıkanmayan ellerin pisliği hasta ediyor insanı. Bu virüsün tek iyi yanı herkes artık benim yaptıklarımı yapıyor, tuhaf karşılamıyorlar, ben çok memnunum. Küçükken ben de otururdum önlükle falan evde , annemlerle yaşarken çok dikkat etmezdim ama ayrı eve çıkınca çok dikkat etmeye başladım. Doğru yapıyorsunuz evet bağışıklık için mikroba ihtiyacımız var ama başkasının yıkamadığı elinden gelen tuvalet mikrobuna değil, o mikrop insanın beynini bile uyuşturur bence