Onursuz bir yaşam mı yoksa onurlu kaybediş mi?

Jöle gibiyim her kalıba girerim adam da satarım yeri geldiğinde yalakalikta yaparım benim yolum nasıl yürüdüğümu kendim seçerim işe yaramayan insanı satmayıp başıma mudur mu yapayim mesela ? Cikar her seydir.
Onursuz onurlu olmayı tercih ediyorum .
 
3 günlük dünya. Ne için birilerini satacaksınız? Ne için haksıza haklısın diyeceksiniz? İçinizin almadığı hiçbir şeyi yapmayın. Sonra pişman olursunuz zaten. Siz doğru bildiğiniz yolda devam edin. Allah büyük. Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak. Ortalık salgından kırılıyor, yarına çıkacağımızın garantisi yok, eğilip bükülmenin hiç sırası değil yani anlayacağınız.
Ama hala bazı insanlar eğilip bükülmemizi bekliyor.
Benim iş yerimde de böyle
Saygı yok altında çalışıyorsan çekiyorsun işte
Bağırır çağırırlar durup dururken
Evinde birşeye kızar sana patlar
Gerçekten bu ülkede çalışıp üretmek emek vermek o kadar zor ki
İnsanda motivasyon bırakmıyorlar
 
Jöle gibiyim her kalıba girerim adam da satarım yeri geldiğinde yalakalikta yaparım benim yolum nasıl yürüdüğümu kendim seçerim işe yaramayan insanı satmayıp başıma mudur mu yapayim mesela ? Cikar her seydir.
Onursuz onurlu olmayı tercih ediyorum .
Bir gün senide güzel satarlar
Ağlamayın sonra
Sizin gibiler yüzünden bu ülkede insanlar mevki sahibi olunca güç zehirlenmesi yaşayıp haddini aşıyor
 
yahu ben nerde yalakalık var göremedim. İş arkadaşlarıma da iltifat ederim üstlerime de iltifat ederim. sensiz boğazımdan geçmedi diye iş arkadaşıma da şaka yaparım üstüme de şaka yaparım. bunları namusla şunla bunla kıyaslamanız niyedir bilemedim. kişileri neye göre esnek çalışmaya alıyorlar bilmiyorum şuan benim çalıştığım firmada bazı kişiler evden çalışıyor ben de o yağcı dediğiniz insanlardanım ama benim ofiste bulunmama daha çok ihtiyaç duydukları için ofisteyim diye düşündüm hiç bahsettiğiniz şekilde millete iftira atarak yorumlamamıştım. bu arada kurumla beraber ekibi riske atan bir hata yapılmışsa ben de böyle aymazlıkların arkasını kollamam, beni de kollasınlar diye beklemem. herkes işini düzgün yapmalı. particilik demişsiniz. eski çalışan olmadığınız sürece sizin de orda durma sebebiniz aynı partiden olduğunuz anlamına gelir.
 
Yorumları takipteyim Bende çalıştığım zaman hep aynı dertten muzdarip oldum. Ama hiç bir zaman vazgeçmedim, eğriye müdürüm de olsa eğri, doğruya doğru dedim. Ama bundan dolayı sürekli mobbing yapıldı bana. Bütün gün yoğun şekilde çalışıp, akşam eve gelince zırıl zırıl ağlardım neden böyleler diye. Neyse ben evlenip başka şehire taşınınca işten ayrıldım. Benden sonra 1 sene içinde o sürekli ayak kaydıran tipler, müdürün patronun yalakaları o çok güvendikleri yöneticileri tarafından kapı önüne koyuldu. O zaman ilahi adalete inandım. Bu ilahi adaleti yaşamımızın her alanında görmeyi umut ediyorum.
 
Konu içinde de belirttim. Mesafeyi seviyorum. İşimi yapar giderim. Müdürle şefle oturup iki lafın belini kırmak bana göre değil. Ya da dışarı da Bi çay içmek. Böyle yapmadığım için en ağır işleri bütün yükü bana yüklediler. Ben de bir nevi diklendim. Doğrusunuz bir yerde. Bir tek ben maaş almıyorum. Yükümü hafifletin. Yıllarca onları masa başında çalıştırıp beni sahaya verdiniz artık onlarda biraz sahaya çıksın diye yükselmeye başladım. En son genel müdüre şikayet ettim. G. Müdür sesleyip soruştırmuş. Mv yakını olduğu için beni gönderdiler. Hatta genel müdür haklısın ama onu tutmak zorundayım yoksa disiplin bozulur dedi. Allah nasip ederse dava açacağız
Ben memurum. Memuriyeti yakmak pahasına neler yaptım ne soruşturmalar ne savunmalar uyarılar vs aklın şaşar. Çünkü ben onurlu birisiyim. Kendime saygı duyarım ve kendime duyduğum saygıyı kaybedeceğim en ufak bir çirkinlik yapmam daha doğrusu yapamam. Fakat ben gibi düşünüp siz gibi davranan kişilerle de çalıştım. Bu ayrımı iyi yapmak gerek. Sosyal bir hayat yaşıyorsunuz. Bir robot değilsiniz. Mesai bitiminde iş arkadaşlarınızla üstlerinizle bir fincan kahve içmek neden bu kadar mühim bir mesele ? Rahat yerlerde çalışmak için değil gerçekten sosyal hayatın bir takım gerekleri olduğu ve aslında bunlar hoş şeyler de olduğu için. Siz kendinize yalıtılmış bir dünya kurmuşsunuz. Ve yalnızlaştıkça sertleştiniz bence. Çünkü pozisyonu korumak için sertleşmeniz gerekir. Mesafeyi açmazsanız bulaşır çünkü. Nasıl anlatsam mesafeyi seviyorum bile demeniz 'diğerleri' ile kendinizi net bir şekilde konumlandırma isteğiyle temelleniyor. Ve bu durumu cephe haline getirdikçe 'diğerlerinden' nefret eder her yaptığınızı doğru kabul edersiniz. Ve iş yerinde robotik biri, gülmeyen, sohbet etmeyen dahil olmayan sürekli muhalefet eden biri neden tutulsun ki. Aykırı olmak başka farklı olmak başka şeyler. Aykırı olmadan da farklılığınızı koruyabilirsiniz. Dikleşmeden de dik durabilirsiniz.
 
Küçük çapta evet. Mesela kızlardan biri, evli birim amirinin metresi. Müdür bunu biliyor. Allahla onların arasında bu beni bağlamaz. Ama mesela kız sürekli izinde. Yıllık izin değil idari izin. E onun yapması gerekeni ben yapıyorum. Defalarca olunca bu durum artık sesim yükselmeye başlıyor. Mesela aynı mağduriyeti yaşayan başka arkadaş baktı ki yolu bu değil, müdüre yakınlık kurmaya başladı. Sosyal medya da müdürle arkadaş olmayan sayılı kişilerdenim.adamın instagram hesabı açık. Meraktan bakıyorum. Bişey paylaşmış yalaka tayfası oo müdürüm dçyerekten lafa giriyorlar. Ben takip etmiyorum.
Kamuda çalışanların böyle bir ilişki içine girmesi yasak değil mi? Kamuda bu durum nasıl işliyor bilmiyorum ama etik değil en başta. Ve o kadın izinde oldugu için onun işini de size yıkmışlar. Yani başkalarının da işini size yaptırıyorlar. Olmaz ki böyle. Orası nasıl bi yer, kimin eli kimin cebinde belli değil.
 
mesele aslında başka bakış açılarını da dikkate almak. dogru bulmasak bile enazından neden öyle düşünüldüğünü, değerli bulunduğunu anlamak için çabalamak. o olmuyorsa baskın görüşü kabullenmesek bile varlığından rahatsız olduğumuzu etrafı rahatsız ederek göstermeden 'mış gibi' yapıp bir taraftan da benzerlerimizle örgütlenmek. herhangi bir sosyal ortamdan farklı değil iş hayatının da ortamı. politik, birlikte yaşayan sosyal hayvan olduğumuzu düşünürsek ancak grubun yapısına uygun davranarak hayatta kalabileceğimiz gerçeği var. çünkü iş birliği yapmazsak, içimizden geldiği, doğru bildiğimiz gibi davranırsak bizi okulda, sokakta, iş yerinde değil ailemizin evinde bile tepelerler. bunu bildiğimiz için uzlaşarak duruma, kişiye uygun 'ince ayar' yaparak meramımızı anlatıyoruz. bütün ustalık o ayarı yapmakta çünkü tek bir frekanstan yayın yaparak her dinleyiciye ulaşmak (bütün yetkileri eline toplamış korku ve terör imparatorluğu kurmuş bir diktatör değilse) kimsenin harcı değil. öyle eşkiyalar da saltanatları devrilinceye kadar öttürür borularını sonra borularını da alıp geldikleri gibi giderler. sadece dünya, ülke, kurum tarihlerinde değil kişisel tarihimizde bile ne zorbalar gördük. hiçbiri de kazık çakamadı. yapıp ettikleri bazılarının yanına kar kaldı. bazıları pişman edildi ama nihayetinde yok oldular. adil olmayan, bütünü kucaklamayan güç gücünü kaybetmeye mahkumdur. güce tapan, dalkavuk, yalaka tipleri düşman gibi görmeye gerek yok. zorbalar güçlerini onlardan almıyor. zorbalar kuralsızlıktan, kanunsuzluktan, hukuksuzluktan ve hepsinin de nedeni olan örgütlenmemiş yığınların güçsüzlüğünden doğuyorlar, beslenip palazlanıyorlar. şakşakçılara ihtiyaçları yok. orta doguda bile dalkavukları kimse sevmez, ciddiye almaz, saygı duymaz. onlar da onursuz değil belki sadece korkak konformistler. onlarla -kişiye uygun ayarla- iletişim halinde olup ilham, bilinç, cesaret vermelisiniz. 'en doğru benim. en onurlu benim. sizin de allah belanızı versin' diyerek bir şeyi değiştiremeyiz. onları da kazanmak zorundayız çünkü gerçekten kurtuluş yok tek başına. ya hep beraber ya hiçbirimiz.
 
Küçük çapta evet. Mesela kızlardan biri, evli birim amirinin metresi. Müdür bunu biliyor. Allahla onların arasında bu beni bağlamaz. Ama mesela kız sürekli izinde. Yıllık izin değil idari izin. E onun yapması gerekeni ben yapıyorum. Defalarca olunca bu durum artık sesim yükselmeye başlıyor. Mesela aynı mağduriyeti yaşayan başka arkadaş baktı ki yolu bu değil, müdüre yakınlık kurmaya başladı. Sosyal medya da müdürle arkadaş olmayan sayılı kişilerdenim.adamın instagram hesabı açık. Meraktan bakıyorum. Bişey paylaşmış yalaka tayfası oo müdürüm dçyerekten lafa giriyorlar. Ben takip etmiyorum.
haklısınız cok mide bulandırıcı seyler
 
Küçük çapta evet. Mesela kızlardan biri, evli birim amirinin metresi. Müdür bunu biliyor. Allahla onların arasında bu beni bağlamaz. Ama mesela kız sürekli izinde. Yıllık izin değil idari izin. E onun yapması gerekeni ben yapıyorum. Defalarca olunca bu durum artık sesim yükselmeye başlıyor. Mesela aynı mağduriyeti yaşayan başka arkadaş baktı ki yolu bu değil, müdüre yakınlık kurmaya başladı. Sosyal medya da müdürle arkadaş olmayan sayılı kişilerdenim.adamın instagram hesabı açık. Meraktan bakıyorum. Bişey paylaşmış yalaka tayfası oo müdürüm dçyerekten lafa giriyorlar. Ben takip etmiyorum.
Şikayet edin idari izni yasal değilse gereken yapılır
 
Herkese hayırlı ramazanlar hanımlar. Kafama takılan ya da sürekli kendimi düşünürken bulduğum bir konu var.
Büyükçe, çalışan sayısı 5000 üstü civarı olan bir kurum da çalışıyorum.kendimi bildim bileli müdürlerimle anlaşamıyorum. (şuan görev yaptığım yerdeki müdürlerim hariç) saygısız değilim, işimi iyi yaptığımın da kesinlikle farkındayım. Çevresi tarafından sevilmeyen geçimsiz bir insan da değilim.uzun yıllar çalıştığım iş yerimde belli bir gurup var.müdürün, şefin tam Bi yalakası. Örnek verecek olursam, mangal da et organizasyonu yapıldı bahçe de. Bizm bağlı olduğumuz birim yaptı bunu. Müdür dahil olmadı. İş arkadaşı demekten utandığım hatun, hemen arayıp '' Müdürüm sizsiz boğazımdan geçmedi, size dürüm yaptım ne zaman geleceksiniz "dedi. Başka bir kız arkadaşımız şefin giyindiği takım elbiseye iltifat ederek çok yakışıklı olmuşsunuz dedi. Örnekler çoğaltılabilir.çok lanet çalışamayacak, particiliğin döndüğü bir kurum. İş yerinde müdürlere yanlış ta olsa yaptıkları, verdikleri kararlarabiat etmek zorundasınız ki rahat edesiniz.rahat yerlerde kolay işlerde çalışasınız.yalakalık yapacaksınız, arkadaşınızı satacaksınız ki müdürler sizi rahat ettirsin.
Benim felsefem gelir işimi yapar,mesaimi doldurur evime giderim. Kimseye yalakalık yapmam, arkadaşımı satmam, mesaiden çalmam şeklinde. Ama bilin bakalım ne oldu :) çok çok zor olan birime görevlendirildim.benim gibi müdüre yalakalık yaparak değilde hakkını arayarak dik duran bir kaç arkadaşımla birlikte. Ne yaptık ettik ise görevlendirilmeyi iptal edemedik. Dedim ya particilik var kurumda. Herkes birilerinin elçisi. Neyse çok uzatmayayım. Halen daha kurumdaki arkadaşlar la iletişim halindeyim. Yukarıda bahsettiğim sizsiz boğazımdan geçmiyor diyen kıza kaldı bana yükledikleri ağır işler.o da benim gibi sesini çıkarmaya başlamış. Haberlerini alıyorum. Müdürler belli bir gurubu yatırıp hep aynı kişileri çalıştırıyorlar.neyse bu kız çok göze batmaya başlamış niye bütün işleri ben yapıyorum diye ses çıkarınca. Onu yanıma beklerken, iş yerinde başka bir arkadaşımızı sattığı için yeniden gözde olmuş.Arkadaşımız belki kötü niyetli olmadan bir hata yapmış. Bu kız da hemen gitmiş müdüre anlatmış. Hata yapan arkadaşı yanıma yolladılar. Kız şuan esnek izne ayrılmış.
Asıl konuya geleyim. İş yerinde düzen böyle hep birilerinin yalakası olacaksın. Şuan müdüre yalaka olan,Arkadaşını gambazlıyan, laf taşıyan personelin hepsi en iyi yerlerde çalışıp, esnek çalışmanın tadını çıkarıyorlar. İki senedir bildiğiniz işe gelmeden maaş alıyorlar. Home ofis çalışma yok. Hafta da iki gün gelip bir kaç saat çalışıp eve gittiler. Şimdi de idari izne ayrılmışlar.
Bende 2 yıldır sağlıkta izinsiz ve esnek çalışmasız yoğun bir şekilde ile gidip geliyorum. Özel hayatta ki arkadaşlarım la konuşuyoruz bu durumu. Onlar gibi yalaka değilim. karakterimden ödün vermiyorum. En azından helal kazanıyorum, acaba çocuklarının yüzlerine nasıl bakıyorlar,resmen adam satarak,el öperek rahat ediyorlar diyorum ama diğer yanımda kızlar ne güzel hergün ile gelmiyorlar, gelenlerde bir kaç saat çalışıp gidiyorlar. Eve doyduk resmen diyorlar. Ben çok mu arabeks takılıyorum. Aç ın kabadayısı mı oldum diyorum.
Gidip el öpsem, tamam müdürüm sensin,yanlışta olsa verdiğin kararları destekliyorum desem, iki de arkadaşımı satsam, muhabirliğini yapsam görevlendirmem bitecek ve esneğe geçeceğim. Ama burnumdan kıl aldırmıyorum. Gururum karakterimden ödün vermek istemiyorum. Fakat dünyanın düzeni bu. Uyum sağlamayan dışarda kalır. Şuan ki müdürlerim de çok kaliteli. Resmi asla laubali bir ortam yok. Aksine aile ortamı var. Kimse kimseyi satmaz. Adam satan dışlanır. Ama diyorum ya ne esnek ne maaş farkı hiç Bişey yok. Siz olsaydınız ne yaparsınız. Gurur karın doyurmaz, arebeks takılma biat et yerine geçmi diyorsuz. Yoksa elbette bir gün doğrular kazanacak sen duruşundan bişey kaybetme mi diyorsunuz.
Verdiğiniz fikirler için ve okuduğunuz içşn teşekkür ederim. Uzun oldu baya
Dipnot: sanırım onurlu yaşamdan vazgeçemem. Fıtratım da yalakalık arkadaş satmak yok. Yapamam. Ama mantıklı yorumları merak ediyorum

Sizde kendimi gördüm. Ben de ayni sizin gibi titiz, düzenli calisirim, islerimi aksatmam, kuyu kazmam ama kimseye de, patronlar da dahil, minnet etmem. Ama tipki sizin gibi de gözde degilim😂 islerini savsaklayan, dedikodu ceviren arsizlarsa aranan adam. Ben onurlu yasami secenlerdenim, zira oturdugum dala degil, kanatlarima güveniyorum.

Bir de ilahi adalet eksiksiz isliyor ki her zaman kaybettigimden cok daha iyisini buldum.
 
X