Annem; hiç bir zaman kendiyle arkadaş bağı kuramadığım kadın... bırakın arkadaş bağını anne-kız olmayı beceremedik biz başta... eskiden iyiydi, kız kardeşim büyümeye başlayınca sorunlarda büyüdü...
bana inanmayan, beni dışlayan, iten bir kadına dönüştü... önünde ağladığım, bayıldığım hatta daha 21 yaşında ilk kalp spazmımı geçirdiğim günler oldu... ardından gelen strese bağlı bir sürü rahatsızlık geçirdim; panik atak, egzema, taşikardi, hipoglisemi, vitamin eksikliğinden dolayı tırnak diplerinin kanaması ve yara olması, saç dökülmesi, sinüzit... en kötüsü ise sürekli ağlama nöbetleriydi; uykuda, otobüste birden ağlama nöbetlerim geliyordu. kendime engel olamıyordum birden göz yaşlarım boşalıyordu hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordum... çok sefer dışarıda da yaşadım bunu... dışarı çıkmaya korkar oldum; ya yine ağlama nöbetim gelirse ya yine hüngür hüngür ağlarsam diye... herkes başıma toparlanıyordu, telefondan kötü bir haber aldığımı sanıyordu çoğunluk...
çok zor günler geçirdim; özellikle son 3 yıldır... intihar etmeyi düşündüm; hıçkıra hıçkıra evdeki tüm kalp ve tansiyon haplarını aldım önüme ama yapamadım. korkaklık mı dersiniz buna bilemem. ahiretimden korktum öldükten sonra göreceğim azaplardan korktum. insanız zaten günahlarımız var, birde intiharla günahlarıma günah ekleyecektim... ölmekten korkmadım hiç, öldükten sonraki yaşantıdan korktum...
sığınacak kimsem olmadı bir dönem; evden de kovdu annem, beddualar da etti, tuvalete kitleyip "al şu bıçakla hallet kendini" dedi de...
uyurken hep hayaller kurdum ben, her gece güzel şeyler düşündüm; annemin bana sarıldığını, beni sevdiğini, bana beni affet dediğini, ellerimi saçlarımı yanaklarımı öptüğünü ve beni koynunda uyuttuğunu... hiç biri gerçek olmadı, onlar hala benim hayallerim...
Yine de canına bir şey gelmesin, anne o bir doğuran... hasta olduğunu duyduğumda içim parçalanıyor, ağlıyorum ya ona birşey olursa diye... ama kırgınım, içimde anneme karşı geçmeyen bir kırgınlık var... ne zaman onu görsem gözlerim doluyor, tüm vücudum titriyor ve boğazıma birşey oturuyor... ona dokunmadan, söylemeden uzaktan sevebiliyorum ancak...
onu örnek almak isterdim ama ben sadece ders aldım annemden... bağırmalarını, yalanlarını, iftiralarını(sadece bana karşı değil), oyunlarını gördüm... vicdansızlığını, merhametsizliğini(bir anneye denmez böyle biliyorum ama lütfen kızmayın bana) tattım... ve ders aldım; ben öyle yapmayacağım...
bazen çok iyi annem; beni seviyor onun için çok kıymetli olduğumu söylüyor... ertesi gün "öf kurtuldum senden" diye başlayan cümleler... kız kardeşimin dolduruşları annemi farklı biri yapıyor...
bazen ona sarılasım, yanaklarını "mac mac" diye öpesim geliyor... ama yapamıyorum, itmesinden korkuyorum çünkü beni...
çok yalvardım ona; ellerini tuttum önüne çöktüm dizlerine kapanarak ağladım "nolur beni sev anne" diye... yapamadı...
içimi ferahlatmaya, paylaşmaya ihtiyacım var bunları... o yüzden döktüm içimi buraya... hakkınızı helal edin, uzun oldu vaktinizi aldım... Allah başımızdan annelerimi eksit etmesin, her zaman annesinin kanatlarının altında olanlardan olun inşallah :)
bana inanmayan, beni dışlayan, iten bir kadına dönüştü... önünde ağladığım, bayıldığım hatta daha 21 yaşında ilk kalp spazmımı geçirdiğim günler oldu... ardından gelen strese bağlı bir sürü rahatsızlık geçirdim; panik atak, egzema, taşikardi, hipoglisemi, vitamin eksikliğinden dolayı tırnak diplerinin kanaması ve yara olması, saç dökülmesi, sinüzit... en kötüsü ise sürekli ağlama nöbetleriydi; uykuda, otobüste birden ağlama nöbetlerim geliyordu. kendime engel olamıyordum birden göz yaşlarım boşalıyordu hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordum... çok sefer dışarıda da yaşadım bunu... dışarı çıkmaya korkar oldum; ya yine ağlama nöbetim gelirse ya yine hüngür hüngür ağlarsam diye... herkes başıma toparlanıyordu, telefondan kötü bir haber aldığımı sanıyordu çoğunluk...
çok zor günler geçirdim; özellikle son 3 yıldır... intihar etmeyi düşündüm; hıçkıra hıçkıra evdeki tüm kalp ve tansiyon haplarını aldım önüme ama yapamadım. korkaklık mı dersiniz buna bilemem. ahiretimden korktum öldükten sonra göreceğim azaplardan korktum. insanız zaten günahlarımız var, birde intiharla günahlarıma günah ekleyecektim... ölmekten korkmadım hiç, öldükten sonraki yaşantıdan korktum...
sığınacak kimsem olmadı bir dönem; evden de kovdu annem, beddualar da etti, tuvalete kitleyip "al şu bıçakla hallet kendini" dedi de...
uyurken hep hayaller kurdum ben, her gece güzel şeyler düşündüm; annemin bana sarıldığını, beni sevdiğini, bana beni affet dediğini, ellerimi saçlarımı yanaklarımı öptüğünü ve beni koynunda uyuttuğunu... hiç biri gerçek olmadı, onlar hala benim hayallerim...
Yine de canına bir şey gelmesin, anne o bir doğuran... hasta olduğunu duyduğumda içim parçalanıyor, ağlıyorum ya ona birşey olursa diye... ama kırgınım, içimde anneme karşı geçmeyen bir kırgınlık var... ne zaman onu görsem gözlerim doluyor, tüm vücudum titriyor ve boğazıma birşey oturuyor... ona dokunmadan, söylemeden uzaktan sevebiliyorum ancak...
onu örnek almak isterdim ama ben sadece ders aldım annemden... bağırmalarını, yalanlarını, iftiralarını(sadece bana karşı değil), oyunlarını gördüm... vicdansızlığını, merhametsizliğini(bir anneye denmez böyle biliyorum ama lütfen kızmayın bana) tattım... ve ders aldım; ben öyle yapmayacağım...
bazen çok iyi annem; beni seviyor onun için çok kıymetli olduğumu söylüyor... ertesi gün "öf kurtuldum senden" diye başlayan cümleler... kız kardeşimin dolduruşları annemi farklı biri yapıyor...
bazen ona sarılasım, yanaklarını "mac mac" diye öpesim geliyor... ama yapamıyorum, itmesinden korkuyorum çünkü beni...
çok yalvardım ona; ellerini tuttum önüne çöktüm dizlerine kapanarak ağladım "nolur beni sev anne" diye... yapamadı...
içimi ferahlatmaya, paylaşmaya ihtiyacım var bunları... o yüzden döktüm içimi buraya... hakkınızı helal edin, uzun oldu vaktinizi aldım... Allah başımızdan annelerimi eksit etmesin, her zaman annesinin kanatlarının altında olanlardan olun inşallah :)
Son düzenleme: