- 15 Kasım 2013
- 7.679
- 3.799
- 448
ay elime geçse bunları parçaarım ya ben."BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.
(Bu sırada Fatih, Suphi'ye hücum etmeye yelteniyor. Jandarmalar engel oluyor)
Tecavüz ettiğini ima etmiş ama raporlarda yok denmişti hangisi doğru peki.
Suphi denilen şerefsizin savunması bitmiş, fatih tecavüz etti imasında bulunmuş, konuşurken arada bir susup ağlamış katil, hakim kızmış ' ağlamayı geç, devam et ' demiş.
Bunu nasıl bişi yaaa.. bu nasıl bir aile bunlar nasıl bir insann.. allahım adelet yerini bulsunn ve hepsi cezalandırılsınn..amaaa hepsii midem bulandı .. insan görünümlüü...???ne bunlar arkadaşlarrÖzgecan Aslan davasında skandal savunma: Yüzümü tırmaladı!
12/06/2015 11:10
Facebook'ta Paylaş
RADİKAL - Özgecan Aslan davasında sanık Suphi Altındöken'den skandal savunma geldi. Dakika dakika gelişmeler şöyle:
15:30
Müdafi avukat Fatih Gökçe'ye sordu: ''Suphi senin kemerini toplayıp fermuarını çektiğini, tecavüz ettiğini söylüyor''
Fatih Gökçe: Olur mu hiç öyle şey. Benim kızım var. Suphi ile babası yapmıştır.
15:05
Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.
Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.
Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?
Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.
Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.
Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.
Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?
Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.
14:45
Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.
Gökçe, "Jandarma hep 'şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."
14:25
Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:
"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da "Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.
Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."
14:15
"BENİM DE KIZIM VAR"
Necmettin Altındöken ilk ifadesini reddetti. Hüngür hüngür ağlayarak, "Benim de kız evladım var. Bilsem engellerdim" Başkan, "Cesetle onca saat gezmişsin ama" deyince reddetti.
"DOKTOR BENİ COPLA DÖVDÜ"
İlk ifadesinde gözlerinin iyi görmediği için avukatın getirdiği ifadeleri okumadan imzaladığını, polisin küfrettiğini, sağlık kontrolü için götürüldüğü doktorun kendisini copla dövdüğünü ağlayarak iddia etti.
Soruşturma Savcılığı'na verdiği ifade banttan okunan baba Necmettin Altındöken'in çelişkileri ortaya çıkıyor. Arabada bir şey görmediğini söyleyen sanık, önceki ifadesinde araçta duyduğu hırıltıyı tarif ediyor. Cesedi oğlu Suphi ile Fatih'in nasıl yaktıklarını seyrettiğini de anlatıyor.
"ONLARI KOVDUM"
Özgecan'ın ellerini evde gördüğünü, giysi ve eşyalarını sobada yaktığını söyledi. Cesedi evine koymalarına itiraz ettiğini, küfrederek kovduğunu anlattı.
Oğul Ahmet Suphi babasını, baba da oğlunu masumlaştırma çabasında. Baba şimdi de oğlunun psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kına gecesi kendisini bıçakladığını örnek olarak gösterdi. Bol bol gözyaşı döktü.
14:00
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ikinci sanık Fatih Gökçe, çok heyecanlı olduğu için en son ifade vermek istediğini bildirdi. Mahkeme kabul etti. Suphi'nin babası sanık Necmettin Altındöken ifadesinde olaydan jandarmayla aynı anda haberdar olduğunu söyledi.
"Emekliliğime 111 gün kalmıştı. Yüksek tansiyonum var, böbreklerim rahatsız. Jandarmada gözaltında iki öğün kahvaltıdan başka bir şey yemedim" deyince Mahkeme başkanı, "Ne alakası var?" dedi.
Sanığın soruşturma savcılığındaki ifadesi banttan okunmaya başladı.
13:45
Duruşmanın ikinci bölümünde sanık Baba Necmettin Altındöken konuşuyor:
"Parasızım" dedikçe ağlıyor.
"Uzun yol şoförüyüm. 11 Şubat'ta hastaneye gidip böbrek tahlillerimi aldım, eve geldim. Evden çıkmam. Dizi fimlerim onları seyrederim."
Oğlu ve Fatih'in 15 dakika sonra geldiğini, arabaya bindiğini söyledi. Mahkeme başkanı, "Arabanın içi kan gölü. Nasıl görmedin, kan kokusu almadın mı?" deyince "Hayır efendim. Önde oturuyordum. Bu olayla uzaktan yakından alakam yok."
12:00
Kayseri Barosu'ndan avukat soruyor Suphi'ye:
- Anlatırken ağlıyorsun. Özgecan'ı keserken ağlamadın mı hiç?
Suphi gayet rahat: "Allah kimseye vermesin. Böyle olmasını kimse istemez." dedi. Sanki basit bir kaza ya da kusurdan söz ediyordu.
Duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.
11:50
Suphi dikkeniyor mahkemede. "Sinirli adamım. Hem o bayan bana ne söyledi biliyor mısınuz?" diyor. Mahkeme başkanı "söyle" diyor.
Suphi "şerefsiz" dedi deyince salondan uğultu yükseliyor: "Biz de söylüyoruz..."
11:30
Gaziantep Barosu'ndan bir avukat, mahkeme bakanından ateşli silah taşıyanların (polis ve jandarma) duruşma salonundan çıkarılmasını istiyor. Mahkeme başkanı bu talebi reddediyor. Çok sayıda kadın örgütünün yanı sıra duruşmaya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Mustafa Ateş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen Av. Hülya Yasa Güney de katıldı. KADEM ( Kadın ve Demokrasi Derneği) Kahrmnmaraş, Elazığ ve Antep yöneticisi avukat kadınlar geldi.
10:30
Sanık Suphi Altındöken Özgecan'a nasıl kıydığını tüm detaylarıyla anlatırken o kadar sık ağlama molası veriyor ki.. Mahkeme Başkanı Ercan Kumubal azarlıyor. Suphi, "bacanak" dediği Fatih Gökçe'yi suçlamayı, saf bir çocuğun kötü yola yöneltilmesi gibi anlatmayı ihmal etmiyor. Elinde mikrofon... Kim inanır? Kimi kandıracak? Yüreğimin ritmi yükseliyor. Nefes alamıyorum. Tarafsız değilim. Özgecan'ın ve katledilen, tecavüze uğrayan tüm kadınların tarafındayım çünkü.
10:10
Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:
"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.
(Bu sırada Fatih, Suphi'ye hücum etmeye yelteniyor. Jandarmalar engel oluyor)
Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"
Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
10:10
Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:
"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"
Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
Özgecan Aslan'ın katil zanlısı için hesap vakti!
09:50
İddianame, bant kaydından okunuyor. Özgecan'ın nasıl vahşice katledildiğinin ayrıntıları bir bir sıralandıkça yürekler daralıyor, boğazlar düğümleniyor. Dayanmak çok güç. Özgecan'ın anne ve babası yok duruşmada. Ailesini temsilen gelen amcası Yaşasın Aslan heykel gibi donuk gözlerle bakıyor. Vakur, başı dik, metin...
Özgecan Aslan cinayeti sanığından avukata tehdit
09:35
Mersin Barosu'na başvuran ve Özgecan Aslan davasında müdahele talebinde bulunan bin avukat nedeniyle duruşma, adliyenin 6. Katındaki 110 koltuklu konferans salonunda yapılıyor. Üçeriye 100 avukat alındı.
09:20
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma 9:20'de başladı. Sanıklardan önca Suphi Altındöken ardından babası Necmittin Altındöken sonra da Fatih Gökçe geldi. İfadeleri alınmaya başladı. (Hürriyet/Gülden Aydın)
Hı hı kuş kadar beyniyle kümes kadar hayatıyla kandıracağını sanıyorAğlamış ha? Oyuncuya bak sen. Ceza indirimi falan mı bekliyor şimdi bu zeki şey?
:)
Hepimizin çocuklarıyla ilgili ne hayalleri var, okulu bitirmeleri, meslek sahibi olmaları, hayata atıldıklarını görmek, çocuk sahibi olduklarını görmek Özgecan' ın ailesinin bütün hayallerini, mutluluklarını, yaşama dirayetlerini yok ettiler bu şerefsizler, içlerine hiç sönmeyecek bir kor düşürdüler ne hakları vardı , neden, hangi cüretle ? Şimdi böyle pişkince arsızca ifade veriyorlar, ağlıyorlar utanmadan, kendilerini kurtarmak adına kendi öz kızlarını, çocuklarını öne sürüyorlar kendi çocuklarını dahi sömürüyorlar şimdi bunların yaşaması hak mı yani niye özgecan ölsün de bunlar yaşasın bu çok ağrıma gidiyorGeçen hafta Mersindeydik,ailesinin oturduğu sokağın oradan geçtik,boğazıma yumru oturdu o anda.
Ailesini düşünemiyorum bile Allah sabır versin hiç kolay değil yaşananlar.
Hepimizin çocuklarıyla ilgili ne hayalleri var, okulu bitirmeleri, meslek sahibi olmaları, hayata atıldıklarını görmek, çocuk sahibi olduklarını görmek Özgecan' ın ailesinin bütün hayallerini, mutluluklarını, yaşama dirayetlerini yok ettiler bu şerefsizler, içlerine hiç sönmeyecek bir kor düşürdüler ne hakları vardı , neden, hangi cüretle ? Şimdi böyle pişkince arsızca ifade veriyorlar, ağlıyorlar utanmadan, kendilerini kurtarmak adına kendi öz kızlarını, çocuklarını öne sürüyorlar kendi çocuklarını dahi sömürüyorlar şimdi bunların yaşaması hak mı yani niye özgecan ölsün de bunlar yaşasın bu çok ağrıma gidiyor
https://twitter.com/Mr_Mew
https://twitter.com/CHDistanbul
http://www.birgun.net/haber-detay/canli-blog-ozgecan-davasi-basladi-82663.html
Suphi ile Fatih birbirini satmış, Suphinin babası da hatırlamıyorum ayağına yatıyormuş. Şuan Suphinin eşinin ifadesi alınıyor. Yukarıdaki linklerden an an takip edebilirsiniz.
Önceden tecavüz yok denilmişti,yanlış hatırlamıyorsam adli kurumun raporu bu yönde değilmiydi..
ailesi bu konunun medyada yeralmasını istememişti sanırım.
Yanlış anlamadıysam suphinin bacağında da özgecanın tırnak izi varmış, hakim galiba onun için soruyordu üzerinde pantolon yok muydu diye.
Okurken kanım dondu bu nasıl vahşet yaa nasıl normal bir olaymış gibi anlatmış hepsi kızcağız kim bilir ne acılar çekti can verirken Allah bunu yapanların bin türlü belasını versin bu dünyada da öbür dünyada da gün yüzü göstermesin inşallah,can çekişe çekişe geberip giderler umarımÖzgecan Aslan davasında skandal savunma: Yüzümü tırmaladı!
12/06/2015 11:10
Facebook'ta Paylaş
RADİKAL - Özgecan Aslan davasında sanık Suphi Altındöken'den skandal savunma geldi. Dakika dakika gelişmeler şöyle:
15:30
Müdafi avukat Fatih Gökçe'ye sordu: ''Suphi senin kemerini toplayıp fermuarını çektiğini, tecavüz ettiğini söylüyor''
Fatih Gökçe: Olur mu hiç öyle şey. Benim kızım var. Suphi ile babası yapmıştır.
15:05
Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.
Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.
Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?
Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.
Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.
Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.
Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?
Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.
14:45
Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.
Gökçe, "Jandarma hep 'şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."
14:25
Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:
"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da "Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.
Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."
14:15
"BENİM DE KIZIM VAR"
Necmettin Altındöken ilk ifadesini reddetti. Hüngür hüngür ağlayarak, "Benim de kız evladım var. Bilsem engellerdim" Başkan, "Cesetle onca saat gezmişsin ama" deyince reddetti.
"DOKTOR BENİ COPLA DÖVDÜ"
İlk ifadesinde gözlerinin iyi görmediği için avukatın getirdiği ifadeleri okumadan imzaladığını, polisin küfrettiğini, sağlık kontrolü için götürüldüğü doktorun kendisini copla dövdüğünü ağlayarak iddia etti.
Soruşturma Savcılığı'na verdiği ifade banttan okunan baba Necmettin Altındöken'in çelişkileri ortaya çıkıyor. Arabada bir şey görmediğini söyleyen sanık, önceki ifadesinde araçta duyduğu hırıltıyı tarif ediyor. Cesedi oğlu Suphi ile Fatih'in nasıl yaktıklarını seyrettiğini de anlatıyor.
"ONLARI KOVDUM"
Özgecan'ın ellerini evde gördüğünü, giysi ve eşyalarını sobada yaktığını söyledi. Cesedi evine koymalarına itiraz ettiğini, küfrederek kovduğunu anlattı.
Oğul Ahmet Suphi babasını, baba da oğlunu masumlaştırma çabasında. Baba şimdi de oğlunun psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kına gecesi kendisini bıçakladığını örnek olarak gösterdi. Bol bol gözyaşı döktü.
14:00
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ikinci sanık Fatih Gökçe, çok heyecanlı olduğu için en son ifade vermek istediğini bildirdi. Mahkeme kabul etti. Suphi'nin babası sanık Necmettin Altındöken ifadesinde olaydan jandarmayla aynı anda haberdar olduğunu söyledi.
"Emekliliğime 111 gün kalmıştı. Yüksek tansiyonum var, böbreklerim rahatsız. Jandarmada gözaltında iki öğün kahvaltıdan başka bir şey yemedim" deyince Mahkeme başkanı, "Ne alakası var?" dedi.
Sanığın soruşturma savcılığındaki ifadesi banttan okunmaya başladı.
13:45
Duruşmanın ikinci bölümünde sanık Baba Necmettin Altındöken konuşuyor:
"Parasızım" dedikçe ağlıyor.
"Uzun yol şoförüyüm. 11 Şubat'ta hastaneye gidip böbrek tahlillerimi aldım, eve geldim. Evden çıkmam. Dizi fimlerim onları seyrederim."
Oğlu ve Fatih'in 15 dakika sonra geldiğini, arabaya bindiğini söyledi. Mahkeme başkanı, "Arabanın içi kan gölü. Nasıl görmedin, kan kokusu almadın mı?" deyince "Hayır efendim. Önde oturuyordum. Bu olayla uzaktan yakından alakam yok."
12:00
Kayseri Barosu'ndan avukat soruyor Suphi'ye:
- Anlatırken ağlıyorsun. Özgecan'ı keserken ağlamadın mı hiç?
Suphi gayet rahat: "Allah kimseye vermesin. Böyle olmasını kimse istemez." dedi. Sanki basit bir kaza ya da kusurdan söz ediyordu.
Duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.
11:50
Suphi dikkeniyor mahkemede. "Sinirli adamım. Hem o bayan bana ne söyledi biliyor mısınuz?" diyor. Mahkeme başkanı "söyle" diyor.
Suphi "şerefsiz" dedi deyince salondan uğultu yükseliyor: "Biz de söylüyoruz..."
11:30
Gaziantep Barosu'ndan bir avukat, mahkeme bakanından ateşli silah taşıyanların (polis ve jandarma) duruşma salonundan çıkarılmasını istiyor. Mahkeme başkanı bu talebi reddediyor. Çok sayıda kadın örgütünün yanı sıra duruşmaya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Mustafa Ateş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen Av. Hülya Yasa Güney de katıldı. KADEM ( Kadın ve Demokrasi Derneği) Kahrmnmaraş, Elazığ ve Antep yöneticisi avukat kadınlar geldi.
10:30
Sanık Suphi Altındöken Özgecan'a nasıl kıydığını tüm detaylarıyla anlatırken o kadar sık ağlama molası veriyor ki.. Mahkeme Başkanı Ercan Kumubal azarlıyor. Suphi, "bacanak" dediği Fatih Gökçe'yi suçlamayı, saf bir çocuğun kötü yola yöneltilmesi gibi anlatmayı ihmal etmiyor. Elinde mikrofon... Kim inanır? Kimi kandıracak? Yüreğimin ritmi yükseliyor. Nefes alamıyorum. Tarafsız değilim. Özgecan'ın ve katledilen, tecavüze uğrayan tüm kadınların tarafındayım çünkü.
10:10
Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:
"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.
(Bu sırada Fatih, Suphi'ye hücum etmeye yelteniyor. Jandarmalar engel oluyor)
Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"
Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
10:10
Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:
"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.
Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.
"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"
Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.
"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"
Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
Özgecan Aslan'ın katil zanlısı için hesap vakti!
09:50
İddianame, bant kaydından okunuyor. Özgecan'ın nasıl vahşice katledildiğinin ayrıntıları bir bir sıralandıkça yürekler daralıyor, boğazlar düğümleniyor. Dayanmak çok güç. Özgecan'ın anne ve babası yok duruşmada. Ailesini temsilen gelen amcası Yaşasın Aslan heykel gibi donuk gözlerle bakıyor. Vakur, başı dik, metin...
Özgecan Aslan cinayeti sanığından avukata tehdit
09:35
Mersin Barosu'na başvuran ve Özgecan Aslan davasında müdahele talebinde bulunan bin avukat nedeniyle duruşma, adliyenin 6. Katındaki 110 koltuklu konferans salonunda yapılıyor. Üçeriye 100 avukat alındı.
09:20
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma 9:20'de başladı. Sanıklardan önca Suphi Altındöken ardından babası Necmittin Altındöken sonra da Fatih Gökçe geldi. İfadeleri alınmaya başladı. (Hürriyet/Gülden Aydın)
Gazetelerde yok diye yazıldı herhalde,belkide yeltendi olmadı çok kötü lakem yaa düşününce bile insan kötü oluyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?