Pozitif Köpek Eğitimi / Ömür Boyu Dost Kalmanın Yolu

M e g

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
27 Kasım 2008
72.780
118.850
698
Pozitif Köpek Eğitimi

Ömür Boyu Dost Kalmanın Yolu


Bu yazımızda sizlere, onlarla ömür boyu dost kalmanın sırrını vereceğiz.

Kimlerle mi?

Evimizi, yemeğimizi, yatağımızı, hayatımızı paylaştığımız; ıslak burunları, meraklı bakışları, düşünceli kaşları, kirletmekten hiç çekinmedikleri patileri, belli etmeseler de devamlı bizde olan kulaklarıyla yüreğimizi ısıtan; her eve gelişimizde sanki çok uzun zamandır görmüyormuşçasına coşkuyla kapıda bizi karşılayan sadık dostlarımızla…

Pozitif olmak günümüz şartlarında ne kadar zorsa bir o kadar da gereklidir.

Sabah evden çıkarken komşunuza selam verdiğinizde onu "eyvah bu komşu bana neden selam verdi? Yoksa benden bir şey mi isteyecek!" korkusuna düşürebilirsiniz. Çünkü ne yazık ki artık birbirimize selam vermeyi bile unuttuğumuz bir dönemdeyiz.

Güzellikle, sevecenlikle iletişim kurmak yerine bunu kavga gürültü, hakaretle yapmaya çalışıyoruz. Sonuçta kırılan kalpler, çözümlenmemiş sorunlarla, huzursuz bir biçimde elimize bir şey geçmeden ve hatta sevgi, saygı, dostluk gibi değerlerimizi kaybetmiş olarak kalakalıyoruz. Kimin sesi daha çok çıktıysa o kazanmış oluyor tartışmayı. Ama karşımızdakinin saygısını değil, korkusunu kazanmış oluyoruz.

Aynı davranışı ne yazık ki farkında olmadan köpeklerimize de uyguluyoruz.

Neden köpek alırız? Onlardan ne bekleriz?

Evimizi kemirip bitirmesin, tuvaletini doğru yere yapsın, üstüme atlayıp kıyafetlerimi kirletmesin, çalışıyorsak evde yalnız kalmayı bilsin, havlamasın, bizi korusun, bekçilik yapsın ve daha fazlası. . .

Biz bunları ondan beklerken onun bunlardan nasıl haberi olacak?

Belki de yıllardır eve gelmesini beklediğimiz köpeğimiz eve gelince o sevinçle kucağımızda besleriz, yatağımızda yatırırız, yaptığı her yaramazlık ilk başlarda çok şirindir. "olsun, yapsın o daha bebek" deriz. Sonra büyümeye başlarlar ve küçükken izin verdiğimiz davranışları hala sergilemeye devam ederler ama bu davranışlar bize artık hiç de sevimli gelmez.



Evden çıkarken üstümüze atlayıp kıyafetlerimizi kirletirler. Parmağımızı kemiren yavrucuk artık elimizi kolumuzu, paçamızı, koltuklarımızı kemirmeye başlayan bir yok ediciye dönüşür. Çocuğumuzun ev ödevi onun en sevdiği oyuncağı olmuştur, üstelik salondaki en değerli halınızın üstüne de bir bomba bırakmıştır.

Böylece sorunlar onunla birlikte büyürken ev halkının da sabrı taşar. "Böyle olmayacak, biz bu köpeği bir eğitime yollayalım da adam olsun" denir. Köpek eğitime gider, geldiğinde şanslıysak mutsuz bir "mum" vardır karşımızda. İlk günler söylediğimiz her şeyi harfiyen yerine getirir. Sonraki günlerde bu itaat azalmaya başlar ve zamanla yok olur. Tasma çekiştirmeye devam eder, bulduğu her şeyi ağzına alır, hatta yer. Üstüne üstlük bir de asabileşmiş olur, başka köpeklerle kavga etmeye çalışır, bizi görmezden gelir.

Sahibi düşünür "Ne oldu bu köpeğe, eğitime de gitti ama hiç bir şey öğrenmemiş?"

Hayır, aslında o çok şey öğrendi, ama bizim istediğimiz şeyler değil.

İşte sorun burada! Eğitim, yavru eve geldiği andan itibaren ailesinden ya da ona bakan kişiden ayırmadan, daha yanlış davranışları öğrenmeye başlamadan, pozitif eğitimle başlamalıdır.

Tıpkı yeni doğan bebekler gibi yavrumuz da eve geldiğinde bizim dilimizi bilmeyen bir yabancı gibidir. Ona "otur" dememiz hiç bir anlam ifade etmez ya da neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmez. Biz beden dilimizi kullanarak ona neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğretebiliriz.



Doğada kuralları biz insanlar koyarız ve diğer canlılardan bu kurallara uymalarını bekleriz. Onların içgüdülerine aykırı, bizim sosyal çevremizde bize uyarak yaşamasını bekleriz. Köpeğimizin bu düzen içinde yaşayabilmesi için kuralların ona öğretilmesi gerekir.

Köpeğinizle ilişkiniz ne kadar sağlam, köpeğiniz ne kadar sosyal ve eğitim ne kadar hatasız ise, birlikte güven ve huzurla yaşamanız da o kadar mümkündür. Ömür boyu dostluk, güven ve sevgi ortamı içinde doğru eğitim gerekir.

Pozitif eğitim ödüle dayalı bir sistemdir. Köpeğinizin kişiliğine zarar verecek, onu saldırganlığa yöneltecek yöntemler içermez. Sahip & köpek ilişkisini güçlendirir.
Köpeklerin alınıp sonra sokağa ya da barınağa bırakılmalarını kimse istemez ama bazen insanlar, kendilerini buna “mecbur hisseder”. Çaresizlik içindedir ve ne yapacağını bilemezler. Elbette ki çözüm onları bırakmak değildir. Köpeğinizle ömür boyu dost kalmanın ve doğabilecek sorunlarla başa çıkmanın yolu pozitif eğitimdir.

Pozitif eğitimde en önemli ilke "köpeği en iyi sahibi eğitir, eğitimci sahibi eğitir" dir.

Bu bağlamda hemen bugün köpeğinize bakışınızı ve onunla olan ilişkinizi değiştirmek, birlikte uyum içinde bir ömür sürmek için bir karar alın ve pozitif eğitime başlamak için bir adım atın. Yaşı kaç olursa olsun bu yöntemle köpeğinize yeni komutlar öğretebilir, kötü huylarından kurtarabilirsiniz. Daha da önemlisi hayatınızın bu bakış açısıyla nasıl değiştiğine kendiniz de inanamayacaksınız. Sadece köpeğiniz değil, etrafınızdaki bütün gözlerdeki gülümsemeyi fark etmeye başlayacaksınız.



Köpeğinizin de size bakan teşekkür dolu gözlerini gördüğünüzde sizin için en büyük ödülün bu olacağından eminim.

Hayat onlarla daha güzel!



Alıntı..
 
Köpekler artik insanlardan evcil vede daha yardimci, insanlarin yapmadiklarini yapiyorlar onca hayat kurtatiyorlar.
Gecen bir haber okumusdum kadini tren yolundan kurtardi ama kendiside bir bacagini kaybetti
:14:
 
Gerçek sadık dostlar..
Çıkarsız..
Sadece kafalarının okşanması ile ne mutlu oluyorlar..
 
3 gün sonra 4 ay olacak köpeğim evimize geleli.
Oldukça sıkıntılı bir hayvandı, saldırganlık açısından.

Çok düşündük eğitime göndermeyi. Ama korktuk açıkçası, eğitmeni dinler de bizi dinlemez diye. Çünkü hiç köpek beslemedik biz. Bildiğin cahildik. Sonradan diyorum, iyi ki göndermedik. İşini iyi yapan kaç yer var ki? Eminim bulduğumuz da köpekleri döven bir yer olurdu bizim, bilmeyince...

Az uğraşmadım onun için, çok da uğraşmadım gerçi. En azından saldırmasın, çişini kakasını gazeteye yapsın, yemek konusunda mıymıntı olmasın, oyuncu olsun'du istediğim. Komut öğretmeye çalışmadım başlarda mesela.
Bu arada her yaptığını ödüllendirdim. Ödül bisküvileri, meyveler, sosisler... Doğru olan her şeyin karşılığında ödül aldı. -Tabii obez oldu resmen, 4 ayda 12 kilo aldı ama olsun.-
Her sorunumuzu halledince otur, pati ver, öp, tut-bırak gibi komutları öğrettim. Tabii yine ödüllendirerek, hatta şu an canı ödül bisküvisi isterse direk pati veriyor istemeden.
Şeytanın içinden melek çıktı adeta.
Bu yaptığım pozitif eğitim miydi bilmiyorum, ama pozitif davrandık hep. Sadece bir kez kakasını halıya yapınca bağırdım, ertesi gün nasıl içerlediyse yapınca kakasını yemişti. Çok hatalı davrandım bu konuda.
Saldırı güdüsünü boğuşarak, canımı yaktığında aaah diye bağırarak dizginledik, bırakınca ödüllendirdik.
Artık kaymağını yiyoruz. :1:

Tabii hala şişko ve boğuşmaktan dolayı beni köpek sandığı oluyor, boyun koymalar falan. :9:
Onun dışında mis gibi bir şebek çıktı içinden. :1:
 
benim oğlum ben eve geldiğimde hemen karşılar üstüme atlar kurban oldugum gülen gözleiyle bakar hemen gezmeye çıkartırım onu sonra yatakta boğuşurz sonrada mama yeriz beraber:):)
 
Back
X