amin ablacım. 3.5 sene oldu ben de tam oturtamadım duygularımı. bazen çocuklara bi' şeyler anlatmayı özlüyorum, o anlatma-öğretme hissi kavuruyor içimi. işte burada böyle minik şeyler açıklayarak kendimi kandırıyorum. sonra diyorum "öğretmenlik bir meslek değil, bir yaşam biçimi" yani okuldan çıkınca mesleğin okulda kalmış olmuyor. veli arar, öğrenci arar, müdür arar... burada öyle mi? 17.30'da alırsın ceketini, işin yarına kalır.
bilmiyorum, bazen kesinlikle özlüyorum bazen de işte o hayatı emekli olana kadar sürdürebilir miydim diye düşünüyorum.
dediğin gibi özelde öğretmen değil, kölesin. ay hele bir de Türkçe ya da edebiyat öğretmeniysen her şey, her sunum, her özel gün sende. 48 saat, 6 gün iki taraflı ders, o yetmez toplantılar, törenler, sorunlu veliler, müdürün sürekli "seneye olmazsın" mobingleri... çekilecek dert değil.
içimi boşalttım resmen şurada yaaa