Benim başucu kitabım bir psikoloji kitabıdır: Mustafa Ulusoy-Aynalar Koridorunda Aşk. Kitap İnsanın Temel Acıları Üçlemesi serisinin ilk kitabıdır.Genel olarak aşk, varlık ve benlik kavramları üzerinde duran ve çağımızın psikolojik hastalığını tam on ikiden anlatan bir kitaptır.Ben bu kitabı okuduğumda kendimi keşfettim, o kadar etkilendiğim bir kitaptır :)
ayrıca ekşi sözlükte bir yazar kitaptan alıntılarla böyle anlatmış kitabı:
"her insanın ortak mücadelesi: varolma savaşı. tüm güçlüklere, zorluklara rağmen ayakta kalma, soluk almaya, direnmeye devam etme çabası. gözle görünen bir mücadele sürüyor yeryüzünde. insanlar her gün uyanmaya, çalışmaya, koşmaya devam ediyorlar. ya içimizde süren sessiz savaşlar? görünmese de kanlı bir savaş sürüyor gizli saklı köşelerimizde, karanlık koridorlarımızda. benliklerimizin biz nefes aldıkça sürdürdüğü amansız savaş.. katili, maktülü belirsiz, acının kan olup aktığı, kimselere dillendiremediğimiz savaş. kendimizi kendimizden korumaya çalışıyoruz, kendimizi vuruyor, kendi yaramıza merhem oluyor, kendimizi yerin dibine sokuyor, kendimizi bir balon gibi şişirip havalandırıyoruz.
aynalar koridorunda aşk bir varoluş macerası. bu yüzden tüm kitaplardan daha sürükleyici, daha nefes kesici ve daha korkutucu.bir solukta okunacak, bir soluk değeri, doğum ve ölüm arasındaki çizgi uzunluğunda bir kitap.
bu savaşı kırmızı, mavi, sarı, gri, beyaz karakterleri aracılığıyla anlatıyor yazar. her bir karakterde farklı bir dünyaya adım atıyor anlatılanların hiç birinin yabancı olmadığını, kimsenin size uzakta olmadığını hissediyorsunuz.. siz de derinlerinizde hissettiniz aynı acıları, aynı korkuları. kalakaldınız gündüz vakti dışarıda, her yer aydınlıkken, karanlıkta.herkes yürürken, koşarken, gülerken, birlikteyken ellerinizi kaybettiniz kalabalıkta.akşam olunca karanlıktan sığındıkları evlerine dönerken insanlar,evinizin yolunu, varlığını unuttunuz. kimseye anlatamadınız olan bitenleri, yokluğun içinde yoklukla savaşın dile dökülüşü zor çünkü, kelimeler sönük, kelimeler anlamsız kalıyor. bilmek, dile dökülemeyen bir lanet gibi yapışıyor insanın üstüne."
Üstelik dili de ağır değildir, hatta başlarda öylesine başladığım bu kitabı bitirince saatlerce kendime gelememiştim ve saatlerce düşünmüştüm :) hala da her gün yatmadan önce açar altı çizili yerleri okurum.