Rabbim kimseleri aclıkla sınamasın....

Elossa

Guru
Kayıtlı Üye
1 Şubat 2011
6.681
159
363
Allah fakir fukaranın yar ve yardımcısı olsun diyorum.Çankaya sofrasında acaba neler var diye düşünüyorum..diyanetin yaptığı açlık sınırı yürekler acısı..
İşsiz baba Allah Allah diye feryat ediyor
Anne pazar artıklarından çocuklarına iftariyelikler topluyor..
Kendi gözümle gördüm pazar alışverişindeyken daha bikaç gün önce:(
Allahını seven kuldan utanan Ramazan-ı Şerifin yüzü hürmetine bikaç fakir doyursun..evine almıyorsada birer çanta erzak hazırlasın versin...1 çanta erzakla hiç kimse ne batar ne çıkar...düşündükçe çok üzülüyorum :((




$293285_183002635104724_3197097_n.webp
 
Amin..
herkes kendince birşeyler yapmaya çalışıyordur ben buna inanıyorum en azından inanmak istiyorum
 
duyarlılığınız için ALLAH sizden razı olsun.fikirlerinize bende katılıyorum.evimize alamasakda en azından erzak yardımı yapabilriz.Rabbim tüm fakir,açlık çeken mümin kardeşlerimize yardım etsin İNŞALLAH.AMİNN...
 
diyanetin yaptığı fitre bedeli ancak alt sınır zaten biz yaşayışımıza göre belirleyeceğiz bedelini
yani 8 TL alt sınır bizler maşallah günlük baya bir yiyoruz içiyoruz bence bizlerin en az kişi başı 20 vermesi gerekir
tabii bu sadece fitre olarak

Rabbim herşeyin en güzelini bilir
işte bu açlıklara karşı bu ibadetler var
oruç tutmak, zekat vermek, sadaka fitre vermek...
 
herkes yardım etmeye çalşıyor çalışması gerek .resimdeki bebeği görünce kötü oldum ya .
 
Allah fakir fukaranın yar ve yardımcısı olsun diyorum.Çankaya sofrasında acaba neler var diye düşünüyorum..diyanetin yaptığı açlık sınırı yürekler acısı..
İşsiz baba Allah Allah diye feryat ediyor
Anne pazar artıklarından çocuklarına iftariyelikler topluyor..
Kendi gözümle gördüm pazar alışverişindeyken daha bikaç gün önce:(
Allahını seven kuldan utanan Ramazan-ı Şerifin yüzü hürmetine bikaç fakir doyursun..evine almıyorsada birer çanta erzak hazırlasın versin...1 çanta erzakla hiç kimse ne batar ne çıkar...düşündükçe çok üzülüyorum :((




Eki Görüntüle 486319

Amin canım Allah kimseyi açlıkla sınamasın eminim tüm müslümanlar ellerinden geldigi kadar yardım ediyordur ama size şahit oldugum 2 olayı anlatmak isterim 2 olay da ayrıdır 2 olaydada 2 farklı insan bunlar komşumuz oluyor kendilerini fakir fukara olarak göstermişlerdi herkes kararınca yardım ediyordu senin dedigin gibi pazardan artık falan topluyorlardı kıyafet konusunda yemek konusunda fakat daha sonra bunların emlak zengini oldugu ortaya çıktı hatta 2 insandan biri enayiler olmazsa biz nasıl zengin olurduk dedi öyle bir toplumdayız ki kim gerçek ihtiyaç sahibi kim degil artık çözemiyoruz
 
diyanetin yaptığı fitre bedeli ancak alt sınır zaten biz yaşayışımıza göre belirleyeceğiz bedelini
yani 8 TL alt sınır bizler maşallah günlük baya bir yiyoruz içiyoruz bence bizlerin en az kişi başı 20 vermesi gerekir
tabii bu sadece fitre olarak

Rabbim herşeyin en güzelini bilir
işte bu açlıklara karşı bu ibadetler var
oruç tutmak, zekat vermek, sadaka fitre vermek...

Amin canım çok güzel açıklamıssın eger maddi durumun iyiyse 20 de verirsin 50 de
 
Etrafında gördüklerine yardım eden bir çok insan olduğuna inanıyorum.
Ama gururundan etrafına belli etmeyen ihtiyac sahipleride var.

Allah hepsinin yardımcısı olsun. Amin.
 
Amin canım Allah kimseyi açlıkla sınamasın eminim tüm müslümanlar ellerinden geldigi kadar yardım ediyordur ama size şahit oldugum 2 olayı anlatmak isterim 2 olay da ayrıdır 2 olaydada 2 farklı insan bunlar komşumuz oluyor kendilerini fakir fukara olarak göstermişlerdi herkes kararınca yardım ediyordu senin dedigin gibi pazardan artık falan topluyorlardı kıyafet konusunda yemek konusunda fakat daha sonra bunların emlak zengini oldugu ortaya çıktı hatta 2 insandan biri enayiler olmazsa biz nasıl zengin olurduk dedi öyle bir toplumdayız ki kim gerçek ihtiyaç sahibi kim degil artık çözemiyoruz

çok haklısın bu açgözlü varyemezlerin yüzünden insan artık tereddütle yaklaşıyor, gerçekten ihtiyacı olana bile yardım edemez olduk, kazıklanmayalım diye:47:
 
Etrafında gördüklerine yardım eden bir çok insan olduğuna inanıyorum.
Ama gururundan etrafına belli etmeyen ihtiyac sahipleride var.

Allah hepsinin yardımcısı olsun. Amin.

Söylediklerine aynen katılıyorum gerçek ihtiyaç sahipleri hiç bir zaman kenidini belli etmiyor hatta verdikleri yardımı rededen bile oluyor Allah herkesin yardımcısı olsun
 
veren el alan elden üstündür derler ya işte öyle düşünüyorum bende arkadaşlar.
Rabbim herkesin yardımcısı olsun
 
insanın karnı değilde gözü aç olmasın arkadaşlar
karnı aç olanı doyurmak kolay ama gözü aç olanı doyurmak mümkün değil
şu an içinde bulunduğumuz Mübarek ay ve tuttuğumuz oruçların hep bi sebebi var aslında


“Oruç der ki; Niyetim sizi aç bırakmak değil, emelim size aç’ı anlatmak.”



 
stanbul - Beyolu'nda grme engelli yal bir vatandan gasp edilmesi kameralara yansd. Gasp kadn ise polisler tarafndan yakaland. 05.08.2012 SHOW TV Haber izle

istiklal caddesinde duruyo sabahları...
dilenci bi amca işte, üfff
moralim bozuldu

elleri kırılsın o şıllığın
töbe töbe
ağzım bozulacak şimdi

Allah belasını versin Allahtan korkmaz kuldan utanmaz bunlar
Rabbim en sevdiklerinden çıkarsın acısını o da görsün can yakmak nasıl diye!
 
lan ramazanda bari yapmayın ya, kansızlar
elime versin o ............. yu ağzını burnunu dağıtayım
 
İnsanı insanlığından utandıran bir fotoğraf. Gene aç bir evladını arkasındaki akbabayla görüntüleyen fotoğraf gibi.

Allah açlıkla sınamasın ama biz çevremizi yeterince gözlemliyor muyuz ? Biz dersen hepimiz, burada olanlar olmayanlar. Tüm Türkiye.

Bu resimler insanlığımdan utandırtıyor ama bugünkü haber hıçkırıklara boğdu. Okumuşsunuzdur Foça'da şehit olan bahriyeli er. Ailesi 50 TL. biriktiriyor yolluyor o harcamak yerine 2 evladıma bayramlık alırım diye saklıyor ve kendisi daha çocuk 20 yaşında.

Büyük büyük sitelerin arasında teneke bir evde yaşıyorlar, çöpten birşeyler toplayıp satıyorlar. Hangimiz o büyük evlerden inip, kapılarını çaldık :((

En büyük özeleştirim kendime, kurbanda kimi bulacağım ki deyip hep derneklere bağışlıyordum evet onlarda çok güzel ama bu sefer direk kestirip bir şekil kapı kapı gezeceğim. Belki et vermekten öte dostluklar olur, belki çalışkan ama parasızlıktan okuyamayan bir çocuğa elim uzanır.

İnsan olmak zor zanaat keşke başarabilsek.
 
Son düzenleme:
İnsanı insanlığından utandıran bir fotoğraf. Gene aç bir evladını arkasındaki akbabayla görüntüleyen fotoğraf gibi.

Allah açlıkla sınamasın ama biz çevremizi yeterince gözlemliyor muyuz ? Biz dersen hepimiz, burada olanlar olmayanlar. Tüm Türkiye.

Bu resimler insanlığımdan utandırtıyor ama bugünkü haber hıçkırıklara boğdu. Okumuşsunuzdur Foça'da şehit olan bahriyeli er. Ailesi 50 TL. biriktiriyor yolluyor o harcamak yerine 2 evladıma bayramlık alırım diye saklıyor ve kendisi daha çocuk 20 yaşında.

Büyük büyük sitelerin arasında teneke bir evde yaşıyorlar, çöpten birşeyler toplayıp satıyorlar. Hangimiz o büyük evlerden inip, kapılarını çaldık :((

En büyük özeleştirim kendime, kurbanda kimi bulacağım ki deyip hep derneklere bağışlıyordum evet onlarda çok güzel ama bu sefer direk kestirip bir şekil kapı kapı gezeceğim. Belki et vermekten öte dostluklar olur, belki çalışkan ama parasızlıktan okuyamayan bir çocuğa elim uzanır.

İnsan olmak zor zanaat keşke başarabilsek.
izledim o askerimizin haberini

her kelimene katılıyorum tüm yüreğimle canım
akşam haberlerinde izledim o askerimizi ve ailesinin yaşadığı yeri,2 oğlunu..cebinde 50 tl parasını ve biletini aldığını...
sözün bittiği yere geldim şimdi:(((
 
Şehitin evinden yürek burkan görüntü! $sehitin_evinden_yurek_burkan_goruntu13446702600_h913635.webp


İzmir'deki hain saldırı sonrası şehit düşen Özkan Ateşli'nin toprağa verilmesinin ardından geride bıraktığı yaşantısına dair yürek burkan görüntüler çıktı.


Vatan Gazetesi'nden Mine Şenocaklı, İzmir Foça'daki PKK saldırısında şehit olan Özkan Ateşli'nin evini ziyaret etti ve gördüğü manzarayı okuyucuları ile paylaştı...

Bu hikâyeyi herkes okumalı, ama mutlaka bu saldırıyı yapan PKK'lılar... Anlasınlar ki ne kadar körler!.. Okuyup da görsünler, kimi katlettiler! Her şeyin tarifi zordu... Yazıya dökülür cinsten değildi...

Fotoğraflara bakın, geride kalanların fotoğraflarına, anlarsınız...

Mesela daha 16'sında iki çocuğuyla dul kalmış Dilara'nın ellerine, Şerife annenin gözlerine... Ve bir de bahriyeli üniformasıyla daha 20'sinde şehit olmuş şu esmer delikanlıya... O yoksulluk içinde aşık olmayı, mutlu olmayı bilmiş. Bir de izin alıp, bayramda çocuklarını kucaklamayı istemiş! Onu bile fazla görmüş... Buna isterseniz kader deyin, içiniz rahatlasın! Ya da diyelim ki bu dünyanın berbat düzeni, içimiz sızlasın!

Bu hikâyeyi herkes okumalı, ama mutlaka bu saldırıyı yapan PKK'lılar... Anlasınlar ki ne kadar körler!.. Okuyup da görsünler, kimi katlettiler! Bu ülkede şehit olanlar hep yoksul! Bunu zaten bilmeyen yok. Bırakın, İzmir Foça'daki PKK saldırısında şehit olan Özkan Ateşli'nin yoksullukla başlayıp yoksullukla biten öyküsünü, şu evin fotoğraflarına bakmaları bile yetmeli! Hayatta utanması gerekenler utanmaz, haksızlığa uğrayanlar utanır hep ne gariptir ki... İşte böyle bir aile, Özkan'ın ailesi... Haramidere'deki o gecekonduya buyur ederken utanıyorlar, o üç göz odadaki eskiciden alınmış koltuklara oturduğumda başlarını öne eğiyorlar! Üç göz dedim ya, biri mutfak...

"Birer liraları saya saya biriktirdik uçak biletini..."

Bunu hayat boyu anlayamayacağım... Utanmak lazım ve saç tellerime kadar utanç içindeyim. Ama benim utancımın bir faydası yok. Kimse utanmıyor ki bu ülkede! Kime sorsanız kalkınıyoruz, zenginleşiyoruz! Peki bu oda ne? Tembellikten midir bu yoksulluk!

Sekiz yaşlarındaki Polat, "Burası salon abla, burası da mutfak" diyor. O küçük çocuk bile bunu söylerken utanıyor! "Yoksulluktan utanılmaz" desem ona, ne olur ki? Artık düzen böyle!

Hurdacılıkla geçiniyor Özkan ve ailesi... Sabahın köründen geceyarılarına kadar çöplerden ekmek çıkartıyorlar! Ne varsa; plastik, demir, karton, kağıt... En iyi günlerinde hasılat 25 lira... Evde altı nüfus! Özkan askere gitmeden önce iki kişi çalışırlarmış ve eve 50 lira girermiş. Şimdi sadece babası çıkıyor işe, bazen de mecburiyetten annesi ve kızkardeşi... Ama bu iş erkek işi, kadınların tüm çabası yetmiyor bir 50 lira çıkartmaya...

Bu hayatı reva gören bir vatana, davul zurnayla göndermişler oğullarını bundan altı ay önce... Oğullarının aşık olup kaçırarak evlendiği, şimdi 16'sında olan Dilara'nın kucağında daha beş günlükmüş ikinci oğulları Alper... Bir yandan kafalarında nasıl geçineceklerinin derdi, bir yandan şimdiden duyulan özlem... Yok, öyle şehit düşer korkusu yokmuş, gittiği yer İzmir! Bahriyeli olmuş esmer oğulları, beyaz üniformayla çok daha yakışıklıymış! Gurur duymuşlar... Gider gitmez o üniformayla bir fotoğraf çektirmiş Özkan, küçük bir not iliştirip yollamış annesine; "Bahriyeli olmak gururumdur... Canım anneme" diye...

Kuru ekmeğe talim ederken pek bir sevinmişler bu fotoğrafı görünce... Daha bir gururlanmışlar. Eflatun rengi çoktan solmuş duvarlarına astıkları tek fotoğraf o olmuş... Zaman da çabuk geçmiş hayat gailesiyle... Tam altı ay bitmiş...


Bir gün telefon gelmiş Özkan'dan... "Ne olur bana bir uçak bileti alın... Siz oradan alırsanız daha ucuza gelir. Bayram izninde orada olayım" demiş annesine... Hemen eldeki üç kuruşa, gelen beş kuruşu ekleyip almışlar bileti... Gözünde yaş kalmamış annesi Şerife, cenazede bana dönüp, "135 liraydı bilet, 100 liraya aldık!" derken omuzları biraz daha çöküyor. Dilimin ucuna gelen bir soruyu son anda yutkunarak tutuyorum, zira sorsam çok utanırdım, "Nasıl biriktirdiniz bu yoksullukta o uçak biletini?" diye... O anlamış sanki, "Vallahi birer liraları saya saya biriktirdik" diyor. Bırakın onu, bir de bayramlık alabilsin diye iki yaşındaki Altay ve altı aylık Alper'e, 50 lira da fazladan yollamışlar...

O öyle sakin sakin anlatırken dank ediyor kafama bir kez daha, "Yoksulun halinden ancak yoksul anlar!" Sevgi oldu mu bir yerde bulunur para, birer liralar sayıla sayıla demek ki!

"Bu vatanı tüketemediler, işte iki oğul daha yetişiyor!"

Ataköy Camii'nde, Özkan'ın daha 16'sında dul kalmış karısı Dilara, babası, annesi, kucaklarında iki küçük yetim, çıt çıkarmadan duruyorlar, tabuta bakarak... Ağlamıyordu Dilara, ama nasıl tarif etmeli, gözleri ağlamıyordu ama sanki tüm vücudu ağlıyordu. Ellerinde, kollarında güç kalmamış ve bebeğini bile tutamazken...

Özkan'ın arkadaşları koskoca bir Türk bayrağı almışlar, o bayrağın altında yine sessizce bekliyorlardı. Onlarınki kederle öfkenin sessizliğiydi... Çıt çıkarmadan beklediler camiden çıkana kadar... Bu sessizlik, acıya acı katar cinsten... Ama bir o kadar da onurlu...

Dilara'nın ellerinde derman yok, küçük Alper babaannesinin kollarında, gülücükler atıyor bu beter dünyadan habersiz... Altay ise dedesinin kucağında... Dilara'nın gözlerinde tek damla yaş yok, belli ki hepsi içe akıyor. Babaanne ise bir an geliyor, dayanamıyor torununun gülücüklerine, sicim gibi dökülüyor yaşlar gözünden... Küçük yetim kollarında, başlıyor konuşmaya; "Vatanı tüketemediler kızım. Bilsinler ki tüketemezler de! İki oğul, iki Özkan daha yetişiyor işte..." diyor. Başka bir şey demiyor. Ne bir hamaset var sözlerinde, ne bir yaygara var koca cami avlusunda...

Sanki o bombayı ben atmışım gibi utanıyorum...

Çok yoksullar, hem de çok... Ne kadar yoksulluk varsa o üç göz odada ve bu sessiz cami avlusunda, işte o kadar da insanlık var, anlayana... Sessizce yaşayan, sessizce ölen bir Türk gencinin öyküsü bu... Bu pırlantayı yetiştiren bir Türk ailesinin öyküsü aslında... Bir soru sormuştum halasının kızına, o yoksulluk, esmerlik ve hurdalar sebebiyle, "Roman mısınız?" diye... Anlamaz gözlerle bakıp, "Yok biz Alevi'yiz!" demişti... Ne gereksiz bir soruymuş, ne anlamsız... Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Ermeni ne fark eder? Sanki cevabı verirken o da bunu demek istermiş gibi...

Bu yaşımda, üç göz odada ve bu avluda bir ders daha alıyorum, insanlık dersi... Avlunun dışında kederi galebe çalıyor gençlerin öfkesi... "Şehitler ölmez, vatan bölünmez!" Ben sessizliği dinliyorum Dilara'yla birlikte... Ağıttan çok daha acı yüklü... "İnsanlık ölmez, insanlık ölmez" diyorum kendi kendime... Ve sadece utanıyorum. Sanki daha 20'sindeki Özkan'ı oğullarından, karısından, sevdiklerinden, bu dünyadan koparan o bombayı ben atmışım gibi, sanki o yoksulluğun sebebi benmişim gibi utanıyorum...

Kaynak: Vatan
 
Back
X