Yanımda birinin yanlışından bahsedip ve hakkında konuşup ertesi gün, ertesi hafta aynı kişileri aynı karede görmek.. Ben onu evime almam deyip birbirlerinin evlerinden çıkmamak.. Günümüz ilişkileri gerçekten bunu mu kaldırıyor sizce. Gerçekten tüm ilişkiler böyle mi, eskiden beridir mi böyleydi? Asıl suç bir şekilde bunun parçası olan bizde midir yoksa? Bir tek ben mi garipsiyorum bu durumu?
Hoşlanmıyorum çekememezlik tabirinden ama etrafın bu duyguyla dolup taşan insanlarla doluyken, kaostan beslenen insanlar varken arkadaş dediğin kişilerin seni dolaylı- dolaysız yollardan onların diline düşürmesi? Bu sizce kabullenilebilir bir şey mi.. İnsanlara kazanmak yetmiyorken, başkalarının kaybettiğini görmek istiyorken hem de?
Peki ne yapmalı? Sizi aşağı çektiğini düşündüğünüz insanlardan uzak mı durmalı, toplumdan soyutlanmak pahasına olsa bile? '' Biz arkadan atıp tutsakta iyiyiz , eğleniriz - dışlanan, kötü olan sen '' algısındaki '' kötü '' mü olmalı karakterinden ödün veremediğin, sahte olamadığın için? Yoksa çevreni, çevrendekileri kabullenip tevazu göstererek devam mı etmeli?
Haklı olmak mı, mutlu olmak mı, güçlü olmak mı..?
İradem dışında gelişen şeyler benim, karakterimin değerini düşürebilir mi? Düşürmüyorsa neden böyle hissettiriyor?
Sanırım bulamıyorum sorularımın cevabını. Benim gibi düşünen, menfaatsiz bir dost bulamadığım gibi. Ya ilişkilerin hepsi bu türden, ya bende bir sorun var.