• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Seçim bitti gitti şimdi sonuçlarını konuşuyoruz....

28 Mayıs 2. turda oyumu

  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 427 31,6%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 17 1,3%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 37 2,7%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 809 59,8%
  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 10 0,7%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 53 3,9%

  • Ankete Katılan
    1.353
Cesarete bak.karşında yaşı senden büyük belki cumhurbaşkanın olacak biri var,milyonların izlediği bir platformda nasıl cesaret ediyor
Bunlar adaleti yalan söylemeyi oyuncak zannediyor asimilasyon böyle bir şey işte, ülke gittikçe daha çok bozuluyor çünkü her şey yapanın yanına kâr kalıyor. Bu çocuğun yaptığı da suç
 
Özgür özel söyledi şimdi sözcü tvde istanbulda chp oylarının yüksek çıktığı okullarda müşahit sokmama emri varmış soylunun. Görev yapacak polisler falan değiştiriliyormuş.

Bu seçim çok korkutuyor beni, nasıl bir ülkede yaşıyoruz ya oyumuza sahip çıkmak için polisle mi mücadele edeceğiz. Ben adil bir kaybetmeyi sindirebilirim ama bu iş böyle olmaz. Bunlar zorbalık yapıyor. Ülke teksasa döndü. Bizim seçtiklerimiz zorbalıkla koltukta kalmaya çalışıyor. Savunulacak tarafları var mı gerçekten
Yok ben kafayı yiyecem artık.keşke 14 mayısta bitseydi.şimdiye kadar alışmış olurduk.
 
Merhaba,
Ufak bir hatirlatma yapmak istiyorum.
Turkiye'de normlar hiyerarsisi su sekildedir. (ozet)
  1. Eki Görüntüle 3253300
bu hiyerarsiyi neden hatirlatttim. Gecmis sayfalarda turban / basortusu yasagi ile ilgili bir tartisma vardi.

Su anda bu konu Kararname/ yonetmelik kapsaminda ele alinmis ve cozume kavusMAmistir.

Sebebi de hiyerarisde daha ustte veya ayni seviye bir madde bunu gecersiz kilabilir.

Muhalefet bunun degismesi icin KANUN teklifi vermistir.
Iktidar bu kanun degisikligini kabul etmeyerek, en ust madde olan Anayasa degisikligi yapilmasini istemistir.
Bu istegide muhalefet kabul etmemistir.

(meshur AKP - HDP gorsume sebebi bu anayasa degisikligine destek istemek icindir.)

Yukaridaki begenmedim verdigim yorumlarin hepsinin bu temelden yoksun, tamamen kulaktan dolma bilgiler oldugu icin begenmedim.

Not: Bu arada Anayasa degisikligi icin 400 mv cogunlugu gerekiyor. Yani Turban basortusu sorununu cozebilmek icin hem cumhur hem de millet ittifakinin meclisdeki oylarina ihtiyac var. Uzlasma sart.
Teşekkürler, ben zavallı, bu kavramların hepsini birbirine karıştırmış olmuşum. Ben yine aklımda tutup doğru kelimeyi söyleyemem ama düzeltme arkadaşların aklında soru işareti kalan şeyleri değiştirmiştir. Emeğiniz için sağ olun
 
Merhaba,
Ufak bir hatirlatma yapmak istiyorum.
Turkiye'de normlar hiyerarsisi su sekildedir. (ozet)
  1. Eki Görüntüle 3253300
bu hiyerarsiyi neden hatirlatttim. Gecmis sayfalarda turban / basortusu yasagi ile ilgili bir tartisma vardi.

Su anda bu konu Kararname/ yonetmelik kapsaminda ele alinmis ve cozume kavusMAmistir.

Sebebi de hiyerarisde daha ustte veya ayni seviye bir madde bunu gecersiz kilabilir.

Muhalefet bunun degismesi icin KANUN teklifi vermistir.
Iktidar bu kanun degisikligini kabul etmeyerek, en ust madde olan Anayasa degisikligi yapilmasini istemistir.
Bu istegide muhalefet kabul etmemistir.

(meshur AKP - HDP gorsume sebebi bu anayasa degisikligine destek istemek icindir.)

Yukaridaki begenmedim verdigim yorumlarin hepsinin bu temelden yoksun, tamamen kulaktan dolma bilgiler oldugu icin begenmedim.

Not: Bu arada Anayasa degisikligi icin 400 mv cogunlugu gerekiyor. Yani Turban basortusu sorununu cozebilmek icin hem cumhur hem de millet ittifakinin meclisdeki oylarina ihtiyac var. Uzlasma sart.
Eklemeyi unutmusum:
Ne Reisci uyelerin dedigi gibi bu problemi Reis cozmutur, ne de Bay kemalci uyelerin dedigi gibbi Bay kemal bu problemi cozmeye calismistir.
 
Eklemeyi unutmusum:
Ne Reisci uyelerin dedigi gibi bu problemi Reis cozmutur, ne de Bay kemalci uyelerin dedigi gibbi Bay kemal bu problemi cozmeye calismistir.
Ben de bir şey ekleyebilir miyim ?

Dün olduğu gibi bugün de örtülü kadınların baş örtüsü endişesi, maalesef kendisine siyasi, bürokrat, yetkili vs diyen insanların laiklik ilkesini ya bilmemelerinden ya da bile isteye yanlış uygulamalarından dolayı yıllardır siyasi bir tartışma haline dönmüştür bence.

Zira Atatürk laiklik ilkesini hukuki özelliği sebebiyle getirmiştir.


Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte din adına devlet düzenini bozacak davranışları önlemekle yükümlüdür.

Atatürk’e göre lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.[1]

Baş örtüsü ve dinler, dinlerin gereklilikleri, ibadethaneleri vs aslında hukuken de laiklik ilkesinin güvencesi altındadır ama bunu bugüne kadar ne uygulamalarda ne de koca koca siyasilerin söylemlerinde göremedim işitemedim şahsen.

Baş örtüsü örtülü kadınların inançları gereği hakkıdır bu sebeple sözlerim yanlış anlaşılsın istemem, ortada hukuken de gayet açık bir tanımlaması olan laiklik varken baş örtüsü için bir kanun çıkarılması, ki bizde kanunların kendisinden ziyade ne yazık ki açıklarından yararlananlar etrafından dolaşanlar vardır, nasıl ki laiklik işlerine geldiği gibi kullanılmışsa baş örtüsü kanunu da işlerine göre kullanılabilir ve örtü örtmeyen kadınlara dayatma olabilir, beni en iyi örtülü kadınlar anlayacaktır sanırım.

Cumhurbaşkanı bir kanun çıkarmadı doğru, zaten çıkarmasını gerektirecek bir durum yoktu, Kemal beyin de çözüm üretmesine gerek yoktu, laikliği düzgün uygulasalardı kafiydi zaten.
 
Son düzenleme:
Adamın oyları artacak diye ödleri patlıyor. ATV manşet atmış kandil Kılıçdaroğlu diyor diye az önce gördüm , adam bu kirli siyasetin içinde yine iyi dayandı, biz patladık sinirden o sakin kalıyor yine
İyi dayandı gerçekten ama o kandil olayı gerçekten baydı sürekli ATV ve haberglobal sabah gazetesi baydı aynı şeyler ama montaj dedi diye başlık atan yok.
 
İyi dayandı gerçekten ama o kandil olayı gerçekten baydı sürekli ATV ve haberglobal sabah gazetesi baydı aynı şeyler ama montaj dedi diye başlık atan yok.
ay aynen atv acar acmaz sanki savas cikiyo ekranda chp ve catisma surekli ayni seyler saatlerce pkk chpyi destekliyor deyip catisma teror bunlari gosteriyo 1 saat. resmen kaos ortami yaratiliyo
 
Ben de bir şey ekleyebilir miyim ?

Dün olduğu gibi bugün de örtülü kadınların baş örtüsü endişesi, maalesef kendisine siyasi, bürokrat, yetkili vs diyen insanların laiklik ilkesini ya bilmemelerinden ya da bile isteye yanlış uygulamalarından dolayı yıllardır siyasi bir tartışma haline dönmüştür bence.

Zira Atatürk laiklik ilkesini hukuki özelliği sebebiyle getirmiştir.


Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte din adına devlet düzenini bozacak davranışları önlemekle yükümlüdür.

Atatürk’e göre lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.[1]

Baş örtüsü ve dinler, dinlerin gereklilikleri, ibadethaneleri vs aslında hukuken de laiklik ilkesinin güvencesi altındadır ama bunu bugüne kadar ne uygulamalarda ne de koca koca siyasilerin söylemlerinde göremedim işitemedim şahsen.

Baş örtüsü örtülü kadınların inançları gereği hakkıdır bu sebeple sözlerim yanlış anlaşılsın istemem, ortada hukuken de gayet açık bir tanımlaması olan laiklik varken baş örtüsü için bir kanun çıkarılması, ki bizde kanunların kendisinden ziyade ne yazık ki açıklarından yararlananlar etrafından dolaşanalar vardır, nasıl ki laiklik işlerine geldiği gibi kullanılmışsa baş örtüsü kanunu da işlerine göre kullanılabilir ve örtü örtmeyen kadınlara dayatma olabilir, beni en iyi örtülü kadınlar anlayacaktır sanırım.

Cumhurbaşkanı bir kanun çıkarmadı doğru, zaten çıkarmasını gerektirecek bir durum yoktu, Kemal beyin de çözüm üretmesine gerek yoktu, laikliği düzgün uygulasalardı kafiydi zaten.
Ablacim cok guzel yazmissin.

Bir ekleme de ben yapabilir miyim ?

Cok eski bir tartismadir. Fransiz tipi ve Anglo-Sakson tipi laiklik ve arasinki farklar iyice arastirilmali diye dusunuyorum.

Ortadogu ve kuzey Afrika ulkelerinde uygulanan ve Fransiz tipi seklinde tanimlanan laiklik sanirim bizde uygulanmis veya yorumlanmis bir laiklik tipi. Sahsi olarak anglo-sankson tipi laikligin ulkemiz gibi muhafazakar yogun ulkelerde yorumlanmasinin daha uygun olacagini dusunuyorum. Bugun yasadigimiz sorunlarin temeli senin de yukarida acikca yazdigin gibi uygulama sorunu oldugunu dusunuyorum.
 
Back
X