Semece bunlar 3 :):)

Motor
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın
arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş.
Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e
dönerek:"Size birşey soracağım neredeyse ben ve
siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi
itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin
nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim,
gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim,
hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini
takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon
dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun
atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş
ve şöyle demiş:
"BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI
DENESENİZE!!!"
 
Fark
Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün
bir şekilde, "Matematik dersinden
1 aldım" der. Babası hemen sorar,
"Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu,
ben de "6" dedim. Babası hemen oğlunu
tasdikler ve "Fakat bu doğru" der.
Ondan sonra da "ögretmen
2x3 kaç eder?" diye sordu.
"Has s***ir, ne farkı var ki ?"
"Ben de öğretmene aynısını söyledim
 
Tanısana
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için
sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar
fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın
yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar,
ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra
mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken
demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin
bacağı var, sınavınız bacağından böceği
tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda
etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler
mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey
yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış,
kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş :
"Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"
 
Kadeş Savaşı
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya
kaldırmış ve sormuş:
-Oğlum Kadeş Savaşını kim yaptı?
Çocuk hemen yanıtlamış:
-Hocam vallahi billahi ben yapmadım.
Hoca sinirinden çıldıracak. O sinirle
dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini
görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
-Hoca hanım bu öğrenciler beni çıldırtacak;
Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum,
vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt
veriyorlar, çıldıracağım...
-Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar hem yaparlar
hem de yapmadım derler... Tarihçinin sinirleri
iyice tepesine çıkmış ve soluğu Müdür Bey'in
odasında almış.
-Müdür Bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde
hayır var, ne de öğretmeninde; öğrenciye
Kadeş Savaşını kim yaptı diye soruyorum,
ben yapmadım diyor, öğretmene durumu
anlatıyorum, bunlar çocuktur hem yaparlar
hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim.
Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üzmeyin Hocam,
bunda merak edilecek birşey yok, şimdi
Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş Savaşını
kimin yaptığını sorarız... Tarih Öğretmeni
aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve
Müdürden bir hafta izin almış...
Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı:
Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş Savaşı
yapılamayacaktır. Bilginize...
 
Sandalye
Renkli kişiliği ve düşük not vermesi
ile öğrencileri arasında özel bir
üne sahip olan felsefe öğretmeni,
sınav yapacağı gün öğrencilere,
önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını
söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp
masanın üzerine koydu.
Sonra:
"Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu
sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız."
Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını
okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge
düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında
ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden
yüz vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu
iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?
 
Serçe
Serçenin bir tanesi bahar günü dalgın dalgın
uçuyormuş.Bir anda farketmiş ki, bir yolun
üstünde uçuyo ve karşıdan da
motorsikletli bir adam geliyor.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için
ellerinden geleni yapmışlar ama nafile...
Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş.
Şimdi, motorcu arkadaşımız, Allahı var
sıkı bi hayvansever.Doğal olarak hemen
atlamış motordan ; koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. Kıyamamış, bırakamamış
yolda; almış getirmiş eve.Eskiden kalma bi de
kafesi var evde.. Baygın serçeyi kafesin içine
güzelce yerleştirmiş.Yanına da az biraz su,
az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış.
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamış.
Daha tam seçemiyo ortalığı.Hafif bulanıklık var
yani.Bi bakmış parmaklık, ekmek, su falan var
bulunduğu yerde.
Birden dank etmiş vaziyet:
- Motorcuyu öldürmüşüz beaaa!.
 
Maliye
Ilık bir yazgünü aslan yerde uzanmış keyif
çatarken kaplumbağanın koşarak yanından
geçtiğini görmüş.Şaşıran aslan koşup
kaplumbağaya ne olduğunu sormuş.
-Kaplumbağa kardeş ne bu telaşın ormanda
yangın mı çıktı yoksa.
Kaplumbağa: -Hayır ormana maliyeciler gelmiş.
Aslan:-E gelmişse ne olmuş demiş.
Kaplumbağa:-Olur mu bende ev, hanımda ev,
çocukta ev nasıl hesap vericem kaçıyorum demiş.
Aslanda düşünüp oda hızla kaçmaya başlamış.
Tam maymunun yanından gecerken
maymun aslanı durdurmuş
-Ya neler oluyor herkesde bir telaş .
Aslan:-Ormana maliyeciler gelmiş bende kürk,
karıda kürk, çoçukta kürk, nasıl hesap veririm
deyip uzaklaşmış.
Maymunda koşmaya kaçmaya başlamış. Karısına koşup
-Hanım kalk gidiyoruz.
Karısı ne oldu ne bu telaş.
Maymun:-Ormana maliyeciler gelmiş kaçalım demiş.
Karısı:-Oturlan götünün üstüne benim kıc acık
senin kıc acık ne hesabı vericen…
 
Adalet
Aslan, kurt ve tilki ava çıkarlar. Bir geyik,
bir koyun ve bir de horoz avlarlar.Aslan, kurda:
- "Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize
tat ver" der.Kurt:
- "Ey cihân şahı, avcıların sultanı!.. Bundan
kolay ne vardır... Geyik sizin, koyun benim,
horoz da şu zavallı tilkinindir".
Aslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer.
Kurdu, kan revan içinde yere serer. Tilkiye dönüp:
- "Tez sen paylaştır"der.Tilki:
- "Ey yiğitler ülkesinin tek hükümdarı!..
Koyun sabah kahvaltınız, geyik öğle yemeğiniz,
horoz ise sultanıma çerezdir. Aslan:
- "Aferin sana bu adaletli taksimi kimden öğrendin?"
Tilki:
- "Şu yerde yatan kurt kardeşten öğrendim."
 
Back
X