Popüler Konu Sevdiğim sözler

Gel seninle bir kez daha ağlayalım; yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara.


Oğuz Atay
 
Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme...
Bir gönlü yapamazsan, yıkıp viran eyleme!....

Yunus Emre
 
Bir fincandaki kahve gibidir hayat.
Bazen tatlı, bazen değildir.
Önemli olan;
kahvenin tadı değil zaten;
onu kiminle içtiğinizdir.
 
Gönül Musluğunuzu Asla Sonuna Kadar Açmayın...!
Herkes Kabına Göre, Kalıbına Göre Alır Nihayetinde...
Kalıbını Bilmediğiniz Yüreğe İsraf Etmeyin Sevginizi....
Yoksa Boşa Giden Her Sevgi Damlası, Gözünüzden Damla Damla Geri Döner Yüreğinize....
 
Ey soluma düşen ince sızım,
Öyle tepkisiz kalma..
Yaktığın "Yürektir" çıra değil!...
 
Pili bitmiş bir fotoğraf makinesi gibiyim artık.
Kimseyi çekemem!
 
ÜZÜLMEK; yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez.
Sadece bugünün gücünü tüketir!...
 
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.


Özdemir Asaf
 
merak ediyorsan eğer; giderken ölümüne bıraktığın yalnızlık,kendisi ile yaşamayı öğretti bana...
uslanmış değilim yani, ıslanmış olsamda gözyaşlarımdan......
 
ne garip sukut edip susmak sana....
ne garip 'ilkbaharlar' yaşamadan hep 'sonbahar ' olmak sana....
 
mutlu olmak istiyorsan mutsuzluğunu harcayacaksın.
içindeki el olmuşsa artık; tutunmak nafile bir çabadır, BIRAKACAKSIN...
 
Bir yanım masmavi gökyüzü,bir yanım dumanlı şehirler..
Ellerim semaya uzandı,umutla geçiyor bu günler...
 
Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu,saçları taralı,dişleri fırçalanmış adam yada kadını sevmek kolaydır
Aslında aşk, aynı insanı, sabahın köründe uykudan uyandırdığındaki
en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarıyla kanepede yastıklara sarılıp
sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir

Buna katlanamayanlar zaten aşık değillerdir

Bu durumda
evlilik;
hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor denilebilir…
Zira aşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir,
hep beraber olmak istersin, banyodan gelen su sesi bile
onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir

Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün…

Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin

On tane ayakkabısı varken, onbirinciye sahip olmakla mutlu olacak diye,istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin

Zamanla olmaktan çok birşeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin

Eğer
kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek,
dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olarak görülüyorsa,
o
kadının saçlarının hiç yağlanmadığını ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti birevlilik değil,
bir Amerikan filminde karakterlerden biri olmaktır,,

Bu hayallerle yola çıkıldığında,

damat ilk gece gelinin saçlarından onlarca firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketelerini çıkaramayıp kuaföre söylendiğinde zaten
evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır

evlilik, sadece aşk değildir

evlilik; ev arkadaşlığı, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik,
ayrı kökenlerin birlişmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir..

Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama tek başına ayakta tutamaz…

Aşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız,

ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz

Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız,
yalan olmuştur o
evlilik

Aşk evlilikte gider gelir

Halıya kola döktüğünde aşk biter Ama o, halıyı temizleyebilirse
gene aşık olunur

O aradaki sinir evresini aşabilenler, ellinci yıla kadeh kaldıranlardır

Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır

Zafer, direnenlerin olur..

"
Can Dündar"


 
Gülüş bir yanaşım'dır bir öbür bir kişiye;
Bir'den iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.

Özdemir Asaf
 
Israfil sur borusunu üflüyor sanmıştım, kulağımda öyle bir gürültü… Yer ayaklarımın altından kaydı, taş taş üstünde kalmayacak sandım – keşke kalmayaydı-… Tek kişilik kıyametti; tek kişi kaldım.
Kan bürüyor gözünü; ölüm diliyorsun. “Yüreğin yüreğime ihanet etti, öl!” diyorsun. Ne öldürüyorsun, ne ölüyorsun; sadece kendi ömründen yiyorsun… Öfke dinince, hüzün başlıyor… Gözyaşın paramparcça yüreğe akamıyor… Canın acıyor ve hiç bitmeyecek sanıyorsun. “Bu acıyla tükeneyim” diyorsun, tükenmiyorsun.
Aklin, vicdanin ve yüreğinle aklayamıyorsun; bembeyaz sayfanda simsiyah bir leke bırakıyor… Sonra ne oluyorsa, birden bire oluyor; kaskatı kesiliyorsun. Tepkilerin azalıyor, hissiyatın zayıflıyor… Soyutluyorsun kendini yaşananlardan, kendi içine dönüyorsun; setini çekiyor, barikatını kuruyorsun.
Sonra…Sonra hiç tanımadığın bir sen kalıyor senden geriye…
Usanıyorsun…
Kendinden yoruluyorsun…
 
Sana seni seviyorum dediğim kadar, anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim...

Cemal Süreyya
 
Geleceksen bir gün düşüp ardıma kula değil, yüreğine sor beni.


Sabahattin Ali
 
İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun.


Oğuz Atay
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…