Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Eskisi kadar özlemiyorum seni, Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda. Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor. Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık. Biraz yorgunum... Biraz kırgın...
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
İyiyimler yamaladım dilime...
Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi ?
+Hayır.
-Peki ya o ? Sokağın başında bacaklarını gösteren.
+Hayır.
-Peki ya şu kadın ? Baksana nasıl da şehvetle bakıyor.
+Hayır o da değil.
-Burada hiç fahişe yokmu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler.
+Fahişe nedir bay Burton.
-Tenini parayla satan aşşağılıklardır bay Vencanze.
+Hayır bay Burton. Fahişelik bu değildir.
-Hah ! Neymiş peki fahişelik.
+Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşşağılamak ve yargılamaktır. Sokağın sonunda bir berber var bay Burton. Lütfen aynaya bakınız. Orada varolan en büyük fahişeyi göreceksiniz.
dedi ki; ''hiç prenses gibi hissetmedim, beklediğim bir prenste olmadı. kara şövalyeye aşık oldum ve adımda cadıya çıktı. sonra zaten toparlayamadım...''
Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur..
Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için.. Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için.. Bazen ağlamak gerekir, açılmak için.. Bazen anmak gerekir, anılmak için.. Bazen de susmak gerekir, duymak için..