Ben, bir tek hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçekdışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka dek uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı. İşte bu dinginliğin hatırına sevdim onları. Anlamak için kendimi yok ettim. Anlamak, sevmeyi unutmaktır. Leonardo da Vinci, insan bir şeye ancak anladıktan sonra nefret yada sevgi duyabilir demiş. Bundan daha yanlış aynı zamanda daha manalı bir söz bilmiyorum. İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum..