Bir annenin görevi aslında onu hayata hazırlamaktır prenses muamelesi yapıp hiç bir iş gördürmeyip öğretmeyince kızı evlendiğinde ondan bundan iş bekliyor ve bütün hayatı bu şekilde başkalarına bağımlı geçiyor düşünün yetmiş yaşına gelmiş yemek yapmasını bilmiyor temizlik yapmıyor (çünkü hep annesi yaptı ve kardeşi yaptı) inanın böyle insan tanıyorum ve siz diyorsunızki keşke bu kadın zamanında annesinden temiz bir dayak yeseydi( şiddete karşıyım ama o an için gerçekten hak ettiği düşünüyorsunuz)belki böyle olmazdı diyorsunuz ben anne değilim ama çevrende anne olan arkadaşlarım var arkadasım kızını kesinlikle şımartmıyor iş gördürüyor ve görünüşte oğluna göre daha az seviyor oğlunu da şımartıyor daha çok seviyor neden böyle yaptığı sordum kız el kapısına gidince beni çok aramasın yoksa ben onu çok severim ama göstermem oğlumda el içine çıkacak çalışacak erkeklerin içinde olacak pasif sinik olmasın dedi bence çok haklı yeni nesil annelik bende beğenmiyorum çocuğa annecim yada babaysa babacım teyzeyse teyzecim diye hitap etmek bile doğru değil uzman açıkladı ismiyle hitap edin diye çünkü bireyselleştiriyor diğerleri sanki çocuk senin bir uzvunmuş gibi çocuk sana bapımlı oluyor öyle bir algı oluşturuyor düşünün hitapta bile böyleyse gerisini hesap edin
Peki "prenseslik"le "paspas"lığın arasında bir makam yokmudur?
Örneğin insanca sevilmek,sevgiye aç bırakılmamak,"benim arkamda dağ gibi bir ailem var"duygusunu yüreğine yerleştirmek?
Erkek kardeşinden az sevilen,10 yaşından itibaren ancak annenin yapabileceği işlere ortak edilen,20 25 yaşına kadar hayat yorgunu haline gelen kızlar hayata hazırlanmış oluyor evet; eşi ve eş ailesi horlasa"beni annem bile sevmedi ki"eşi yan gelip hizmet beklese,hasta olduğunda bir bardak su bulamasa "ama o erkek,bana su bile vermemesi normal" kabullenişinde,her yaşadığına razı edilmiş bir birey olacak.
Evet hayalkırıklığına uğramayacak,çünki tek hayali nefes almak olacak,o da ondan esirgenmezse elbette.
Yarın "el kapısında"annesini aramaz evet,yer dayağını,ümitsizce o evde yaşamaya devam eder.
Bunu bir kadının,duyduğu zaman karşı çıkmak yerine kabullenmesi çok incitici.
Evet,her birey yaşadığı yeri temiz tutmayı ve karnını bir şekilde doyurmayı bilmeli.
Ama bunu bu kadar cinsiyete bağlamak,bu düşünce tarzının bir zaman daha süreceğini gösteriyor ne yazıkki.
Oysa bizim peygamberimiz,eşine yardım etti,koyununu,sağdı,ekmeğini yaptı,söküğünü dikti (hani ülkemizde hep kadın işidir ya)
Kızlarına çok değer verdi,sevgisini sonsuz gösterdi,koskoca kadınken başını okşayıp sarıldı,eşiyle sorunlarını dinledi,fikirler verdi.
Pardon kızlar sevilmeyecekti değil mi,o bunlardan ne kadar da uzaktı,bizlere de öyle örnek oldu,anlayabilenlere...