Siz de biz çocukken görmedik,çocuğum görsün bari diyenlerden misiniz?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi EU1
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
vala ben oğluma bişe aldığım zaaman kendi çocukluğumdan intikam almış gibi olurum.. hiç çocukluğnu yaşayamamış biri olarak.. ama yinede öle marka murka bilmem ne yapmam fakat şımarmasın diede kimsenn eline baktıramam şimdi zaman deişti herşey herkes deişti.. eskiden benm oyuncağım fazla giysim abur cuburum yoktu belki ama çevremdeki hiç bi çocuğun yoktu oysa şimdi en fakir ailenn çocuğu bile benm çocukluğum çok ust duzeyde herşeyi var.. haliyle zamanın şartlarının getirdiği bi alışveriş vs vs oluo...

evet yaa bir de o var, bi yere kadar engelleyebileceğiz belki de, mesela biraz önce cep telefonu örneği vermiştim, diyecek ki yok ben bundan istemiyorum o telefondan istiorum şunun şu özelliği var arkadaşlarımda bu var, çocuk da haklı kendince, ama buna başka bi şekilde çare bulunmalı, yasaklamak da kar etmez kanımca, bence ilk doğduğu andan itibaren bunları bilincine işlemeliyiz, ya mesela şöyle, çocukken annem gündeliğe giderdi, hiç bi zaman utanmadı m bundan, türk filmlerinde de hani olur ya kadınlar gündeliğe gider, ne bilim evin erkeği ters gözle bakar, yada onu fakir diye dışlarlar, o gündelikçi kadının çocuğu olur zengin çevresine ilgi duyar falan, hiç öyle düşünmedim ben, annemle hep gurur duydum, yapabileceğinin en iyisini yaptı bizim için, liseye giderken okullaın başladığı ilk gün yeni öğretmenlerle tanışılırdı, o zaman öğrenciler olarak biz de kendimizi tek tek tanıtırdık, şu kadar kardeşiz annem şurda babam burda çalışıyo diye, hiç bi zaman söylemekten çekinmedim utanmadım, bu şekilde davrandığım için kendimle ve bizi bu günlere getirdiği için de annemle babamla gurur duyuyorum, anlatmakistediğim kendimi övmek değli yanlış anlaşılmasın, çocuklarımıza bunu aşılayabilmek, inşallah başarırız ne diyeyim işimiz çok zor
Canım ya kıyamam,öylelerini öğretmen yapmamak lazım:kızgın:
En azından o zaman salatalıklar kokuyormuş,şimdikiler onun kokusunu bile bilmiyolardır.
Muz ,çilek olayını okuyunca aklıma geldi,ben 6 yaşıma kadar muzu sadece çizgi filmlerde olur sanıyordum:sm_confused: bakkalda görmüştüm ilk defa ,yaşadığım şoku anlatamam:1shok:
Şimdi de en sevdiğim meyvelerden biridir muz
:roflol:

yaa yok aslında öğretmenime de kızmıyorum, hatta ilkokulu bitirdiğim gün hüngür hgüngür ağlamıştım ben öğretmenimden ayrılamam diye, annemlerle bazen bu konunu bahsi geçtiğinde gülüşürüz kaydirigubbakcemile3ne kadar bazı konularda hata yaptığını düşünsem de mükemmel bi öğretmendi, evet haklısın artık salatalıklar eskisi gibi kokmuyo, o hazzı alabilmek için badem salatalık alıyom her seferinde vallaha kaydirigubbakcemile3 bi de ilk evlendiğim zamanlarda hırsmı alıyodum bilmiyorum yemeyeceksem de eve mutlaka muz çilek salatalık ne bilim işte bi sürü meyve sebze alıp dolduruyodum, şimdi yavaş yavaş bu hırsım kayboldu artık ne gerekliyse onu alıyorum çok önemsemiyorum artık, çocuklarımıza bunu yaşatmak da kötü, fazlasını vermek de, ikisinin ortasını bulmak lazım, çok önceleri tvde hülya avşarın bi konuşmasını izlemiştim, kızına herşeyi çok fazla yaşatmadığını falna anlatıyodu, ne kadar doğru bilmiyorum ama bayramdan bayraam özel kıyafet alırmış, aslında öylesi de bi bakıma mantıklı, ay biz arefe günü glecek de bize bayramlık alıncak diye kıpır kıpır heyecananırdık, o kıyafetleri giyer evde dolaşırdık, annem kızardı kirletceksiniz diye, buruşmasın diye oturmazdım bile kaydirigubbakcemile3 bu hazzı evlatlarımıza da yaşatmamız lazım, mutlaka ki kıyafetini vs eksik etmeyecez ama, aldığımız kıyafetler sıradan olmalı bence, o anki moda şuymuş aman hemen şunu alayım dememeliyiz, gerçekten çok istediği bi kıyafet varsa onu bayramda almalıyız meesela, ki bunun hazzını yaşasın
 
evet yaa bir de o var, bi yere kadar engelleyebileceğiz belki de, mesela biraz önce cep telefonu örneği vermiştim, diyecek ki yok ben bundan istemiyorum o telefondan istiorum şunun şu özelliği var arkadaşlarımda bu var, çocuk da haklı kendince, ama buna başka bi şekilde çare bulunmalı, yasaklamak da kar etmez kanımca, bence ilk doğduğu andan itibaren bunları bilincine işlemeliyiz, ya mesela şöyle, çocukken annem gündeliğe giderdi, hiç bi zaman utanmadı m bundan, türk filmlerinde de hani olur ya kadınlar gündeliğe gider, ne bilim evin erkeği ters gözle bakar, yada onu fakir diye dışlarlar, o gündelikçi kadının çocuğu olur zengin çevresine ilgi duyar falan, hiç öyle düşünmedim ben, annemle hep gurur duydum, yapabileceğinin en iyisini yaptı bizim için, liseye giderken okullaın başladığı ilk gün yeni öğretmenlerle tanışılırdı, o zaman öğrenciler olarak biz de kendimizi tek tek tanıtırdık, şu kadar kardeşiz annem şurda babam burda çalışıyo diye, hiç bi zaman söylemekten çekinmedim utanmadım, bu şekilde davrandığım için kendimle ve bizi bu günlere getirdiği için de annemle babamla gurur duyuyorum, anlatmakistediğim kendimi övmek değli yanlış anlaşılmasın, çocuklarımıza bunu aşılayabilmek, inşallah başarırız ne diyeyim işimiz çok zor

yaa yok aslında öğretmenime de kızmıyorum, hatta ilkokulu bitirdiğim gün hüngür hgüngür ağlamıştım ben öğretmenimden ayrılamam diye, annemlerle bazen bu konunu bahsi geçtiğinde gülüşürüz kaydirigubbakcemile3ne kadar bazı konularda hata yaptığını düşünsem de mükemmel bi öğretmendi, evet haklısın artık salatalıklar eskisi gibi kokmuyo, o hazzı alabilmek için badem salatalık alıyom her seferinde vallaha kaydirigubbakcemile3 bi de ilk evlendiğim zamanlarda hırsmı alıyodum bilmiyorum yemeyeceksem de eve mutlaka muz çilek salatalık ne bilim işte bi sürü meyve sebze alıp dolduruyodum, şimdi yavaş yavaş bu hırsım kayboldu artık ne gerekliyse onu alıyorum çok önemsemiyorum artık, çocuklarımıza bunu yaşatmak da kötü, fazlasını vermek de, ikisinin ortasını bulmak lazım, çok önceleri tvde hülya avşarın bi konuşmasını izlemiştim, kızına herşeyi çok fazla yaşatmadığını falna anlatıyodu, ne kadar doğru bilmiyorum ama bayramdan bayraam özel kıyafet alırmış, aslında öylesi de bi bakıma mantıklı, ay biz arefe günü glecek de bize bayramlık alıncak diye kıpır kıpır heyecananırdık, o kıyafetleri giyer evde dolaşırdık, annem kızardı kirletceksiniz diye, buruşmasın diye oturmazdım bile kaydirigubbakcemile3 bu hazzı evlatlarımıza da yaşatmamız lazım, mutlaka ki kıyafetini vs eksik etmeyecez ama, aldığımız kıyafetler sıradan olmalı bence, o anki moda şuymuş aman hemen şunu alayım dememeliyiz, gerçekten çok istediği bi kıyafet varsa onu bayramda almalıyız meesela, ki bunun hazzını yaşasın

Cep telefonu örneğini okuyunca hep hayal ettiğim çocuk yetiştirme biçimi aklıma geldi ki şuanda hayal gibi görünüyor.Kıyı kasabalaraından birinde özellikle Ege'de,kocaman bahçeli bir evde çocuklarımlar ilgilenmek,küçük kentlerde çocukların bu hırsları olmuyor ve yaşam biçimleri çok hoşuma gidiyor.En basitinden çocuk çocukluğunu biliyor ve yaşıyor,onu gördüm bunu gördüm ben de isterim demiyor çünkü başkalarında da yok.
Kızlar yanlışım varsa düzeltin,çok kesin dille belirttim ama tatillerde gördüğüm kadarıyla yazdım ki muhtemelen öyledir.
Yani maddi durumuma denk bir okula göndermek isterim ıstanbul'da da,çünkü ben lisede çok zenginlerin olduğu bir okuldaydım ,bize ise yol parasından fazlası verilmezdi.ınanın ki aklım kalırdı çok şeyde.Her tenefüs kantine gidenlere özenirdim.
Ha bu da güzel değil kesinlikle çocuğumun sadece tüketen biri olmasını istemem,bu yüzden sakin yerlere gitme isteğim hep zirvededir(kendim için de istiyorum bunu)

Canım öğretmenine gelince çok kızdım,yani çocuk psikolojisinden anlamayan insanlar niye alınır ki bu mesleğe?.Benim kuzenime 1.snıfta öğretmeni bağırdı diye okulu bıraktı,çok hassastır çocuklar özellikle 1.sınıfa gidernler..
Tebrik ederim ayrıca çocukken çok akıllıymışsın,zaten çalışmanın hiç bir şekli(namusuyla olduğu sürece) ayıp değil.Çocuklar özellikle bilincinde olamayabiliyorlar
 
Cep telefonu örneğini okuyunca hep hayal ettiğim çocuk yetiştirme biçimi aklıma geldi ki şuanda hayal gibi görünüyor.Kıyı kasabalaraından birinde özellikle Ege'de,kocaman bahçeli bir evde çocuklarımlar ilgilenmek,küçük kentlerde çocukların bu hırsları olmuyor ve yaşam biçimleri çok hoşuma gidiyor.En basitinden çocuk çocukluğunu biliyor ve yaşıyor,onu gördüm bunu gördüm ben de isterim demiyor çünkü başkalarında da yok.
Kızlar yanlışım varsa düzeltin,çok kesin dille belirttim ama tatillerde gördüğüm kadarıyla yazdım ki muhtemelen öyledir.
Yani maddi durumuma denk bir okula göndermek isterim İstanbul'da da,çünkü ben lisede çok zenginlerin olduğu bir okuldaydım ,bize ise yol parasından fazlası verilmezdi.İnanın ki aklım kalırdı çok şeyde.Her tenefüs kantine gidenlere özenirdim.
Ha bu da güzel değil kesinlikle çocuğumun sadece tüketen biri olmasını istemem,bu yüzden sakin yerlere gitme isteğim hep zirvededir(kendim için de istiyorum bunu)

Canım öğretmenine gelince çok kızdım,yani çocuk psikolojisinden anlamayan insanlar niye alınır ki bu mesleğe?.Benim kuzenime 1.snıfta öğretmeni bağırdı diye okulu bıraktı,çok hassastır çocuklar özellikle 1.sınıfa gidernler..
Tebrik ederim ayrıca çocukken çok akıllıymışsın,zaten çalışmanın hiç bir şekli(namusuyla olduğu sürece) ayıp değil.Çocuklar özellikle bilincinde olamayabiliyorlar

ay evet ya eşimle biz de çok istiyoruz, merkeze yakın köylerden birinde bi evimiz olsa, domatesimizi biberimizi kendimiz yetiştirsek, çocuğumuz kuzuların koyunların peşinden koşsa oynasa, ne güzel hayvan sevgisi de almış olurdu :çok üzgünüm:
 
ben çocukluğumda gördüm...
bir dediği iki edilmeyen bir çocuktum...ama mantık sınırları içinde...
ne bir kıyafette gözüm kaldı ne de başka bişeyde...annem cimri sayılacak bir kadındır ama babam...canım babam...ben onlar için çalışıyorum derdi hep...
özel sektörde çalıştığı için 6 aylık bir işsizlik dönemi dışında her zaman rahat yaşadık...o 6 ayda da ne kardeşim ne ben istemeyi bırakın dönüp bişeylere bakmadık bile...
bişey daha derdi babam...ben çocuklarımın beni anladığını bilirim...hayır demezdi...ama yapmayacaklarını bilirim derdi...çok yeterli bir cümleydi bu...babamdan aldığım en büyük sırdır...
o yüzden ben görmedim çocuğum görsün deme durumum yok...
görmeseydim diye düşünürüm bazen, o zaman da fikirlerimde bişey değişmezdi...görmeyenlerin bu mantıkta çocuklarına verdiği zararları gözümle gördüm çünkü...
çocuğunu sevmek her dediğine he demek değildir...hayırı da bilmeli çocuk...yok kelimesinin anlamını da...yapmaması gerekenleri de...eğer o anne babanın evladıysa kurallar ona dayatılmasa da yaşanılandan çıkarmalı gereken sonuçları...çok profesyonel bir anne babanın çocuğu değilim ben ama çok akıllı bir anne babanın çocuğuyum...ben de onlar gibi yetiştirmek istiyorum çocuğumu...tanımak, anlamak ve anlamasını sağlamak...dikta etmeden, yasak koymadan, sadece var olan kuralları hazmetmesini sağlayarak...
hiçbirşeyin dozunu kaçırmadan çocuk yetiştirmenin, çocuğun açgözlü olmamasını sağlamanın, düzgün bir çocuk yetiştirmenin tek yolunun da çocuğunu iyi tanımaktan geçtiğine inanaıyorum...inşallah başarırım...
 
ibolya
öğrenciler olarak biz de kendimizi tek tek tanıtırdık, şu kadar kardeşiz annem şurda babam burda çalışıyo diye, hiç bi zaman söylemekten çekinmedim utanmadım, bu şekilde davrandığım için kendimle ve bizi bu günlere getirdiği için de annemle babamla gurur duyuyorum, anlatmakistediğim kendimi övmek değli yanlış anlaşılmasın


maşallah gerçekten seni çok takdir ettim. bilmiyorum başka ülkenin insanları nasıldır. ama bizim ülkemizde insanlar şöyle örnek vereyim. eğerki bir insan okuma yazma bilmiyorsa bile (bile derken yanlış anlaşılmak istemem kesinlikle ben küçük görmüyorum)karşıdakini küçük görüyor. işte benim bilmemneyimde şu üniversitede okudu falan gibi cümlelere mutlaka denk gelmişinizdir. yani bu cümleyi karşıdakine hava atma amaçlı kullanan bir sürü insan var. o yüzden senin bu hareketini gerçekten çok beğendim. lisedeyken bir arkadaşım annesinden utanacağını söylemişti çok kızmıştım. çiftçiydi ailesi.
 
Babamın asker maaşıyla ve annemin evi geçindirme gayretiyle "şu da içimde uhde kaldı" diyebileceğim bir çocukluk yaşamadım, her bayramda annemin diktiği kıyafetler ve alınan ayakkabı çocukluğumu hatırlatan en güzel şeyler, arefe akşamı ayakkabımı yorganın altına alır öyle yatardım, onun sevinci beni şu anda bile heyecanlandırır. O yılların şartlarıyla ufak şeylerle mutlu olmasını bilmek önemliydi haliyle, benim tek çocuğum var ben ona küçüklüğünden beri bunları aşılayarak yetiştirdim elindekiyle yetinmesi gerektiğini izah ettim ihtiyaç dışı birşey istediğinde şu anda ona ayıracak paramızın olmadığını söyledim ki varlığı ve yokluğu bilsin diye, şu anda 17 yaşında kişiliği yavaş yavaş oturuyor, ağırbaşlı ve makul bir çocuk beni üzecek bir durum yaşamadık şu ana kadar inşallah bundan sonra da olmaz.:Saruboceq:
 
ben çok güzel bir çocukluk geçirdim diyebilirdim
öyle bolluk içinde de değildik, sıkıntı da çekmedim, muzu çileği sayarak ikiye böler, abimle paylaşırdık:)) annem babam 1-2 tane yese yeterdi onlara
bak duygulandım şimdi
paracı değilim ama kıymetini bildim her zaman
kızımı da öyle yetiştirmek isterim
pazardan da alırım, gerekirse çok istiyorsa arada bir 10 kıyafet parasına 1 kıyafet de alırım
önemli olan belli bir anlayışı yerleştirmek
kızımı şimdi bile asla kıyaslamıyorum yaşıtlarıyla, her çocuk kendi hızında öğreniyor, kapasitesinin üstünde başarı bekleyip özgüvenini zedelemek istemem, başardığı kadarı, çabaları bana yeter ilerde de
çocuğumla arkadaş olmayı da düşünmüyorum, naçizane kimseye de önermiyorum
onların zaten bir sürü arkadaşı olacak dışarıda, evde ise anne babaya ihtiyaçları var, tek anne babası bizleriz, öyle de davranmalıyız bence
arkadaşça, dostça ama anne baba gibi
 
Çocukluğum dolu dolu geçti , yaşadım , gördüm , yedim ,içtim.. Ailem yemedi yedirdi ,,içmedi içirdi Allah razı olsun :Saruboceq: Büyüdüğümde "keşke .." dediğim bir şey olmadı..

Tek keşke dediğim şey ;

Annem beni daha güzel giydirseymiş keşke , resimlere bakınca " bu rüküş ben miyim?" diyorum:roflol:
 
ben çocukken gördüm...maddi ve manevi anlamda hiç sıkıntı çektirmedi bana ailem..
bir dediğim iki edilmedi...
şımarık yetiştirildim... ama hiç şımarmadım...ve nedense hep ayaklarım yere hep sağlam bastı...
annem de görerek büyüyen bir kadındır... o yüzden serttir...ama babam ben görmedim çocuklarım görsün mantığındaydı bahsettiğiniz gibi...babam ne kadar şımarttıysa annem de bir o kadar dengeledi beni...
bende ben görmedim çocuğum görsün mantığında değilim... ben de annem gibi sertim... disiplinliyim... alacağım şeyi dahi almam...onun yerine bir şeyi almak istiyorsa onun için ne yapması gerektiğini öğreteceğim ona...ama asla yarış atım olmayacak... başarısız olma hakkına saygı duyulacak her zaman... sınıfta dahi kalabilir.. hiç önemli değil... kimseye bir şey ispatlamak zorunda olmayacak... sokakta oynama izni diğer arkadaşlarından fazla olacak... çamura bastığı için annesinden azar işitmeyecek ya da evin duvarlarına eserlerini inşa ettiğinde kızmayacak ona annesi...
 
Back
X