Siz de hiç tecrübelerinizden utandınız mı?

Raiden

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
12 Kasım 2012
3.264
3.777
198
Bu forum benim 7 yıldır kimseyle paylaşamadıklarımı paylaştığım, yeri geldiğinde dertlerimi, sevinçlerimi açtığım bir yer, bazen de bir sığınak oldu. Bugün de öyle bir iç döküş olacak. Şimdiden okuyanlara teşekkür ederim.

3 yıl önce ailemden uzak bir şehirde başladım ilk görevime.. Bir işe sahip olabilmenin gururu ve tek başıma ayakta duruyor olmanın verdiği güç ile öyle özgüvenli ve cesurdum ki... İliklerime kadar hissediyordum bu hisleri. Kurduğum iletişimler, insanların bana karşı iyi yaklaşımları beni mutlu ediyor sevildiğimi hissettikçe daha çok güçleniyordum. Bunun tam tersi de oluyordu tabi ki. (zamanla anladım, bu çok gerekli bir durum değilmiş, başkalarının davranışlarına göre modumu yükseltip alçaltmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerdenmiş. )

Gün geçtikçe, yaşadığım bir takım olaylarda, haksızlıklara maruz kalıp ses çıkaramadığımda, arkadaş olarak seçtiğim insanların hatta genel olarak insanların çoğunun bazı durumlara göre nasıl değişebildiklerini gördükçe bu konudaki inancım da sarsıldı. Büyük resmi görüp hayattan dersini almış ve insanlardan uzaklaşmış bir münzevi gibi yaşamaya başladım. En baştaki özgüvenli, sevecen ben' in yerini bu süreçte her şeyden bıkan, her gün görmeye mecbur olduğu insanlardan soğuyan bencil bir ben aldı.. Kimseye bel bağlamamam gerektiğini, herkesin her şeyi yapabileceğini 25'nci yaşımda kavramaya başladım, peki bu yaşadıklarımı yaşamadan da kavrayamaz mıydım bunu? Şuan beni ben yapan her şeyi zamanında canımı yakan şeylere borçlu olmam kaçınılmaz bir durum muydu? En başından herkese ve her şeye soğuk ve mesafeli olup beni akıllandıran aynı zamanda da utandıran bu tecrübeler olmadan da şuan eriştiğim bu kafaya erişemez miydim? Utandıran tecrübeler diyorum çünkü asla anlaşamayacağım karakterde bir insanla arkadaşlık kurup bunu devam ettirmeye çalışarak ve zamanında kesip atmayarak hem kendi karakterime ters davrandım hem de böylesi basit bir konunun benim canımı yakmasına imkan sağladım mesela.. bunun idrakına şuan varabilseydim asla yapmazdım ama temkinli olduğum halde bile o dönem farkına varamamıştım..

İşimden, kitaplarımdan başımı kaldırıp boş zaman buldukça bunları düşünürken ve sorgularken buluyorum kendimi.. Sorgulamadığım anlar çok iyiyim..

Umarım hissettiklerimi yeterince açığa vurabilmişimdir. Sizin de bu konuda tecrübe/tavsiyelerinizi okumak isterim. Şimdiden herkese teşekkür ederim.
 
Evet bu tecrübelerdir sizi siz yapan, hiçbirinden utanmayın. Bir sanat terapisi atölyesinde yaşadığım bir duyguyu aktarayım, örneğin küçük kağıt parçaları, ipler, taşlar, yumurta kartonlarından kolaj yapıyoruz. Dedim ki bunlar aslında çöp, istersen bunları direkt çöpe atarsın hiçbir işe yaramazlar istersen de bunlardan bir sanat eseri yaparsın. Yani bu tecrübeleriniz çöp değil siz isterseniz onlardan çok güzel şeyler de çıkartabilirsiniz. Siz onları geçmişte yaşamışsınız geçmişte yaşamış olmanızı değiştiremezsiniz ama bugün ve yarın için onlardan yararlanıp çok güzel şeyler çıkartabilirsiniz ortaya yani siz ne yaparsanız o. İnsanın saçı boşuna beyazlamıyor yaşlandıkça, hiçbir şey boşuna değil.
 
Utanmayın. O an yaşamak istediniz ve yaşadınız, doğru olan sizin için onlardı. O zamanın doğrusunu şimdi yanlış olarak görmeniz, geçmişteki size haksızlık olur. Herkes seçimlerinin sonuçlarını yaşar, sonuçlara göre ders alan da var dert eden de.. Siz dert etmeyin, o an istedim yaptım, benim için o an doğru olan buydu diyin. Yüzleşin kendinizle sonra da barışın. Ve teşekkür edin o deneyimlerinize, genç yaşta farkındalığa ulaştırdığı için sizi.
 
Bende ex nişanlımla nişanlanmıs olmaktan cok utanıyorum. Keske hıc hayatıma gırmeseydı dıyorum. Keske dırekt esımı tanıyıp onunla evlenseydım. Aılesı de kendısı de sankı karakterlerı otururken bırılerı altından sandalyeyi çekmiş gibilerdi. En büyük pişmanlığımdır aılemı o aıle bozuntusu ınsanlarla muhattap ettıgım ıcın. Ha sımdı esımın annesı de aynı sekılde, gorusmuyorum fakat esım cok ıyı sukurler olsun.
 
Ben de üniversitede kurduğum arkadaşlıklar aklıma geldikçe sinirleniyordum kendime. Arkadaşlığımı hiç haketmeyen insanlara emek verdim. Normalde yapmayacağım şeyleri yaptım. Keşke ne bileyim farklı davransaydım. Ama yaşamam gerekiyormuş demek ki. Üstünden 2 sene geçince artık tecrübe gözüyle bakabildim. Düşünüp kendime kızmanın ne faydası var diye düşündüm. Hatta önceden bana yaptıklarından dolayı nefret ettiğim insanları bile umarım şimdi mutludur diye düşünebilmeye başladım. Böylece kendimi de rahat bırakmış oldum.
 
tabıkı oldu hemde nasıl :) olmayan varmıdır kı :)
 
Herkesin keşke bunu yaşamasam dediği bir şeyler mutlaka vardır.
Önemli olan o yaşanmışlığın eksilttiklerini görerek,geleceğinize artı olarak veya hiç değilse nötr olarak yansımasını sağlayabilmenizdir.
Hiçbir yaşanmışlık elimizde olarak yaşanmamıştır.Bunu biz seçemedik.Mağdur da olduk. Kaldırıp bir de utanmak,gereksiz.
 
Evet utandığım tecrübelerim var tabi ki de.
O tecrübelerim olmasaydı şuan ki ben olmazdım ama.
Yaşadıklarımızdan aldığımız derslere göre şekillendirmiyor muyuz zaten kendimizi.
Ama takılıp kalmıyorum, düşünmüyorum, sorgulamıyorum.
Geçmişi geçmişte bırakmasını öğrendim.
 
İnsanoğlu hatalar yaparak, bunların hata olduğunu, bir daha tekrarlanmaması gerektiğini anlayıp, bu şekilde olgunlaşır. Yaşayıp görmek gerekiyor.Allah hepimizi utanılacak hatalara düşmekten korusun. Geçmişin muhasebesini doğru bir şekilde yapmalıyız. Ama, takılı kalmamalıyız.
 
Zannederim ki başka türlü olmazdı.Çünkü Yaradan insana yaşam içinde ona özel eğitim veriyor gibi geliyor bana.Başka türlü olsaydı bizim karakterimize,duygularımıza hitap etmeyebilirdi. Algılayamayabilirdik.Ya da bu tecrübelerinizi bir yerden okumak size şu anki bilgeliği sunabilir miydi?

Üç tür ilim vardır: İlmel yakin,aynel yakin ve hakkel yakin.

Sırasıyla ateşin olduğunu bir yerlerden öğrenmek,ateşi görmek,ateşte yanmak ile elde edilen ilim ve tecrübe.En derin,etkili ilim üçüncüsüdür.Onu kolay kolay unutamaz,dışlayamazsınız...
 
Kendini hatalarınla kabul edip her insanın hataya açık olduğunu öğrenmek ve olgunlaşmak için kaçınılmaz birşey bu. Bazısı ömür boyu sızlanmak için de kullanıyor yaşadıklarını tabi. Hangisini tercih edeceğimiz bize bağlı...
 
hiçbir üzücü olay yaşamadan bugünkü bakış açımıza gelseydik hayat çok sıkıcı olurdu. ayrıca insan ne yaşarsa yaşasın -yüz kızartıcı bir suç olmadığı takdirde- yaşadıklarından utanmamalı.
yaptıklarından utanmak bana göre kendine güvenmemek ve bundan sonra yapacaklarının da arkasında duramayacak olmaktır.
güçlü olup insan önce kendisini hataları ile sevip kabul etmeli ve hatta yeri geldiğinde hatalarını ti'ye alabilmeli. yoksa hayat çekilmez, sıkıcı olur.
 
Ben de üniversitede kurduğum arkadaşlıklar aklıma geldikçe sinirleniyordum kendime. Arkadaşlığımı hiç haketmeyen insanlara emek verdim. Normalde yapmayacağım şeyleri yaptım. Keşke ne bileyim farklı davransaydım. Ama yaşamam gerekiyormuş demek ki. Üstünden 2 sene geçince artık tecrübe gözüyle bakabildim. Düşünüp kendime kızmanın ne faydası var diye düşündüm. Hatta önceden bana yaptıklarından dolayı nefret ettiğim insanları bile umarım şimdi mutludur diye düşünebilmeye başladım. Böylece kendimi de rahat bırakmış oldum.
Ya ben de bu durumla ilgili konu açmayı düşünmüştüm bugün üzerine denk geldi. Yaklaşık 2 yıldır çok iyi anlaştığımı düşündüğüm insanlarla arama soğukluk girdi. Ortada büyük bir sebep de yok. Sıkıntı tek bir kişiyle uzaklaşmam. Onunla aramızda sorun olunca diğer arkadaşlarımla da soğuduk. Düşününce bu arkadaşlık daha çok benim fedakarlıklarım ve çabalarımla ilerliyormuş onu fark ettim. Şimdi haksızlığa uğramış gibi hissediyorum gerçekten çok üzülüyorum. Bu durumu nasıl aşabilirim. Sürekli birbirimizi görüyoruz ve eskisi gibi de olmamayı kabullenemiyorum :(
 
Benim keşke yaşatmasam dediğim şeyler var. Tecrübe olarak tam tersi keşke biraz cesur olup şunları şunları yaşasaydim diyorum. Özellikle ünv zamanım okul ev arası sıfır sosyallikle geçti
 
Bu forum benim 7 yıldır kimseyle paylaşamadıklarımı paylaştığım, yeri geldiğinde dertlerimi, sevinçlerimi açtığım bir yer, bazen de bir sığınak oldu. Bugün de öyle bir iç döküş olacak. Şimdiden okuyanlara teşekkür ederim.

3 yıl önce ailemden uzak bir şehirde başladım ilk görevime.. Bir işe sahip olabilmenin gururu ve tek başıma ayakta duruyor olmanın verdiği güç ile öyle özgüvenli ve cesurdum ki... İliklerime kadar hissediyordum bu hisleri. Kurduğum iletişimler, insanların bana karşı iyi yaklaşımları beni mutlu ediyor sevildiğimi hissettikçe daha çok güçleniyordum. Bunun tam tersi de oluyordu tabi ki. (zamanla anladım, bu çok gerekli bir durum değilmiş, başkalarının davranışlarına göre modumu yükseltip alçaltmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerdenmiş. )

Gün geçtikçe, yaşadığım bir takım olaylarda, haksızlıklara maruz kalıp ses çıkaramadığımda, arkadaş olarak seçtiğim insanların hatta genel olarak insanların çoğunun bazı durumlara göre nasıl değişebildiklerini gördükçe bu konudaki inancım da sarsıldı. Büyük resmi görüp hayattan dersini almış ve insanlardan uzaklaşmış bir münzevi gibi yaşamaya başladım. En baştaki özgüvenli, sevecen ben' in yerini bu süreçte her şeyden bıkan, her gün görmeye mecbur olduğu insanlardan soğuyan bencil bir ben aldı.. Kimseye bel bağlamamam gerektiğini, herkesin her şeyi yapabileceğini 25'nci yaşımda kavramaya başladım, peki bu yaşadıklarımı yaşamadan da kavrayamaz mıydım bunu? Şuan beni ben yapan her şeyi zamanında canımı yakan şeylere borçlu olmam kaçınılmaz bir durum muydu? En başından herkese ve her şeye soğuk ve mesafeli olup beni akıllandıran aynı zamanda da utandıran bu tecrübeler olmadan da şuan eriştiğim bu kafaya erişemez miydim? Utandıran tecrübeler diyorum çünkü asla anlaşamayacağım karakterde bir insanla arkadaşlık kurup bunu devam ettirmeye çalışarak ve zamanında kesip atmayarak hem kendi karakterime ters davrandım hem de böylesi basit bir konunun benim canımı yakmasına imkan sağladım mesela.. bunun idrakına şuan varabilseydim asla yapmazdım ama temkinli olduğum halde bile o dönem farkına varamamıştım..

İşimden, kitaplarımdan başımı kaldırıp boş zaman buldukça bunları düşünürken ve sorgularken buluyorum kendimi.. Sorgulamadığım anlar çok iyiyim..

Umarım hissettiklerimi yeterince açığa vurabilmişimdir. Sizin de bu konuda tecrübe/tavsiyelerinizi okumak isterim. Şimdiden herkese teşekkür ederim.
Benim de modum insanların davranışına göre değişiyor ve bu durumdan aşırı rahatsızım. Siz takmamayı başarabiliyor musunuz artık? Bu durumu nasıl aştını?
 
abimin arkadasiyla ufak bir bakismamiz olmustu düşündükçe utanirim hâlâ :KK43:
:KK70:Bir keresinde ben de benden yaşça küçük olan kuzenime bakmıştım, çocukluğunu bilirim, kesinlikle o anlamda değil ama böyle "ne yakışıklı çocuk oldu bu böyle" diye baştan aşağı süzüyordum ki yengemin bana bakışını yakaladım; böyle sözsüz bir iletişim oldu o an sanki yengem o anlamda baktığımı düşünmüş gibi oldu, ay o an da ben çok utanmıştım :)
 
Back
X