Bu forum benim 7 yıldır kimseyle paylaşamadıklarımı paylaştığım, yeri geldiğinde dertlerimi, sevinçlerimi açtığım bir yer, bazen de bir sığınak oldu. Bugün de öyle bir iç döküş olacak. Şimdiden okuyanlara teşekkür ederim.
3 yıl önce ailemden uzak bir şehirde başladım ilk görevime.. Bir işe sahip olabilmenin gururu ve tek başıma ayakta duruyor olmanın verdiği güç ile öyle özgüvenli ve cesurdum ki... İliklerime kadar hissediyordum bu hisleri. Kurduğum iletişimler, insanların bana karşı iyi yaklaşımları beni mutlu ediyor sevildiğimi hissettikçe daha çok güçleniyordum. Bunun tam tersi de oluyordu tabi ki. (zamanla anladım, bu çok gerekli bir durum değilmiş, başkalarının davranışlarına göre modumu yükseltip alçaltmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerdenmiş. )
Gün geçtikçe, yaşadığım bir takım olaylarda, haksızlıklara maruz kalıp ses çıkaramadığımda, arkadaş olarak seçtiğim insanların hatta genel olarak insanların çoğunun bazı durumlara göre nasıl değişebildiklerini gördükçe bu konudaki inancım da sarsıldı. Büyük resmi görüp hayattan dersini almış ve insanlardan uzaklaşmış bir münzevi gibi yaşamaya başladım. En baştaki özgüvenli, sevecen ben' in yerini bu süreçte her şeyden bıkan, her gün görmeye mecbur olduğu insanlardan soğuyan bencil bir ben aldı.. Kimseye bel bağlamamam gerektiğini, herkesin her şeyi yapabileceğini 25'nci yaşımda kavramaya başladım, peki bu yaşadıklarımı yaşamadan da kavrayamaz mıydım bunu? Şuan beni ben yapan her şeyi zamanında canımı yakan şeylere borçlu olmam kaçınılmaz bir durum muydu? En başından herkese ve her şeye soğuk ve mesafeli olup beni akıllandıran aynı zamanda da utandıran bu tecrübeler olmadan da şuan eriştiğim bu kafaya erişemez miydim? Utandıran tecrübeler diyorum çünkü asla anlaşamayacağım karakterde bir insanla arkadaşlık kurup bunu devam ettirmeye çalışarak ve zamanında kesip atmayarak hem kendi karakterime ters davrandım hem de böylesi basit bir konunun benim canımı yakmasına imkan sağladım mesela.. bunun idrakına şuan varabilseydim asla yapmazdım ama temkinli olduğum halde bile o dönem farkına varamamıştım..
İşimden, kitaplarımdan başımı kaldırıp boş zaman buldukça bunları düşünürken ve sorgularken buluyorum kendimi.. Sorgulamadığım anlar çok iyiyim..
Umarım hissettiklerimi yeterince açığa vurabilmişimdir. Sizin de bu konuda tecrübe/tavsiyelerinizi okumak isterim. Şimdiden herkese teşekkür ederim.
3 yıl önce ailemden uzak bir şehirde başladım ilk görevime.. Bir işe sahip olabilmenin gururu ve tek başıma ayakta duruyor olmanın verdiği güç ile öyle özgüvenli ve cesurdum ki... İliklerime kadar hissediyordum bu hisleri. Kurduğum iletişimler, insanların bana karşı iyi yaklaşımları beni mutlu ediyor sevildiğimi hissettikçe daha çok güçleniyordum. Bunun tam tersi de oluyordu tabi ki. (zamanla anladım, bu çok gerekli bir durum değilmiş, başkalarının davranışlarına göre modumu yükseltip alçaltmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerdenmiş. )
Gün geçtikçe, yaşadığım bir takım olaylarda, haksızlıklara maruz kalıp ses çıkaramadığımda, arkadaş olarak seçtiğim insanların hatta genel olarak insanların çoğunun bazı durumlara göre nasıl değişebildiklerini gördükçe bu konudaki inancım da sarsıldı. Büyük resmi görüp hayattan dersini almış ve insanlardan uzaklaşmış bir münzevi gibi yaşamaya başladım. En baştaki özgüvenli, sevecen ben' in yerini bu süreçte her şeyden bıkan, her gün görmeye mecbur olduğu insanlardan soğuyan bencil bir ben aldı.. Kimseye bel bağlamamam gerektiğini, herkesin her şeyi yapabileceğini 25'nci yaşımda kavramaya başladım, peki bu yaşadıklarımı yaşamadan da kavrayamaz mıydım bunu? Şuan beni ben yapan her şeyi zamanında canımı yakan şeylere borçlu olmam kaçınılmaz bir durum muydu? En başından herkese ve her şeye soğuk ve mesafeli olup beni akıllandıran aynı zamanda da utandıran bu tecrübeler olmadan da şuan eriştiğim bu kafaya erişemez miydim? Utandıran tecrübeler diyorum çünkü asla anlaşamayacağım karakterde bir insanla arkadaşlık kurup bunu devam ettirmeye çalışarak ve zamanında kesip atmayarak hem kendi karakterime ters davrandım hem de böylesi basit bir konunun benim canımı yakmasına imkan sağladım mesela.. bunun idrakına şuan varabilseydim asla yapmazdım ama temkinli olduğum halde bile o dönem farkına varamamıştım..
İşimden, kitaplarımdan başımı kaldırıp boş zaman buldukça bunları düşünürken ve sorgularken buluyorum kendimi.. Sorgulamadığım anlar çok iyiyim..
Umarım hissettiklerimi yeterince açığa vurabilmişimdir. Sizin de bu konuda tecrübe/tavsiyelerinizi okumak isterim. Şimdiden herkese teşekkür ederim.