Hayatımı ne eşimin ne çocuklarımın nede ailemin istekleriyle şekillendirmem.
Ben yetişkin ve aklı başında bir bireyim.
Kimse (eşim, çocuğum, annem, babam vs.) bana bu adamdan rahatsızım arkadaşlığın hoşuma gitmiyor ilişkine mesafe koy deme cesaretini gösteremez. Neden? Çünkü ben sınırlarımı, ilişkimin çerçevelerini iyi bilirim.
Arkadaşlarımla olan ilişki sınırlarımı kimse çizemez ve rahatsız olsa bile o rahatsızlığı içinde yaşar.
Kimsenin beni yönlendirmesine ve ikazına ihtiyacım yok.
Eşim beni bilir. Eğer böyle bir uyarı yaparsa bana güvenmiyor demektir ki bu da benim için o evliliğin sarsılması demekdir ki sarsılan bir evlilikte fazla kalamam.
Benim sınırlarım budur.
Yani ben, arkadaşımla olan ilişkimin eşim dahi olsa bir başkası tarafından ikazından asla hoşlanmam ve kişiliğime hakaret sayarım.
Ben eşime en baştan söyledim, iş yerimde ki ilişkilerime karışmayacaksın diye. Zaten ne o benim nede ben onun işyerinde ki ilişkilerine karışmayız. Zaten öyle, aldatılma, aldatmaya teşebbüs vs. gibi şeyler yaşamadım. Haa aldatmadım ama aldatılmadım diyemem çünkü görmedim şahit olmadım.
Hayatımı, eşim kadınla şakalaştı acaba aralarında bir şey var mı diye geçiremem. Eşim de aynı şeyleri hissetmez. Bilir ki/bilirim ki, evlilik kurumuna saygımız vardır.
Israrla yine tekrarlıyorum, eş güven telkin etmiyorsa o kısmına karışamam. Ama eşim beni aldatacak mı diye de kuruntu içinde yaşamam. Hele hele diğer kişiye (kadına) telefon açmak hayatımda asla ve asla yapmayacağım şeylerdir.