Sorun benim...

Mirka , ben de sizin yazdıklarını okuduktan sonra gayri ihtiyari mesleğinize baktım. Okumuş dahası öğretmeye çalışan biri olarak çok teslimiyetçi biri olduğunuzu düşündüm.

Yurt dışında yaşayan kadınlar mı insan...Bize böyle öğretiliyora katılmıyorum.

Etafınıza bakın, kocasının yardım etmediğinden şikayet eden ama erkek diye oğluna hizmeti iş bilen bir sürü kadın göreceksiniz.

Yanlış yetiştirilen kadınlar değil, erkekler. Erkek için evlilik kavramı, ev işlerini annesinin yerine karısının yaptığı ve seks yapabildiği kadın. Erkek çalışıyor ve eve para getiriyorsa, o yükümlülüğünü tamamlamıştır demektir. Kadın dışarda çalışır eve para getirir, evde çalışır "çünkü görevi"dir. Doğum yapar, temzilik yapar, yemek yapar, çoçuk bakar. Bu sırada erkeke televizyona bakar.

Fikri saygılı olmak kısmına gelince, sizce evliliği geçin bu dünyada karsılıksız olan -anne kavramı dışında- herhangi bişi var mı? Çalışmasanız, patronunuz para verir mi? Okumasanız sınavlar geçilir mi? Sevmeseniz, sevmesini bekleyebilir misiniz? Aldatırsanız, sadakat umar mısınız.?

Evlilik kanunda bile anlaşma olarak geçer. Taraflar bir söz verir. Evlilikte asgari mutluluk beklentisidir. Tek taraf olsa adı anlaşma olmaz. Tek tarafın istediklrinin olduğu durumda anlaşma değil yaptırımdır.
Lütfen siz bari yapmayın. Okumuş biri olarark, daha sağlam bir duruş sergileyin.
 
Son düzenleme:
banada ailelerle gezme olayı garip geldi. yani siz artık zaten bi aile olmuşsunuz. eşin sıkılabilir senin ailenle gezmekten aynı şekilde sende sıkılabilirsin. neden istemeyerek bişeyler yapılsın ki. ben asla diyemem mesala eşime annemlerle gezelim şuraya gidelim falan diye. daha yeni evlisiniz biraz birlikte vakit geçirin birbiribizi çözmeye çalışın. o bahsettiğiniz mutsuz ifadelerin nedenlerini anlamaya çalışın.
eşiniz sizinle bunları yapmak istemiyorsa zaten yapılcak bişey yok diye düşünüyorum.
 
Ne kadar ekmek o kadar köfte diye düşünenlerdenim. bu nedenle haklısınız. ama eşinizin miskin olduğunu söylemişsiniz ve bence bunu değiştirmek (zira karakter zor değişir) yerine bununla nasıl başedebileceğinizi düşünmeniz lazım. evde iş yükünü siz dağıtmazsanız eşiniz kendiliğinden yapmaya yanaşmayacaktır. bunun dışında ailelerle zorunlu görüşmelere ben de karşıyım. bence yapmayın siz de ve eşinizden de beklemeyin. en temel ziyaretler dışında insanın içinden gelmiyorsa herşey batar çünkü.
 

Henüz 1 yıllık evlisiniz..
Dilerim sizi üzmemek adına da olsa akraba ziyaretlerine katılır eşiniz..
Şahsen kendim de bu işlerden pek hoşlanmadığım için çözüm bulamadım size maalesef..
En azından inada bindirmeyin,başka erkeklerle kendisini kıyaslamayın..
 

konu farklı yöne saptı

sağlam duruş nedir biliyomusunuz.yaptığının arkasında olmak.
konu başlığına bir bakalım:SORUN BENİM
demekki davranışlarınız ve hayata bakış açınız konusunda net olmazsanız böyle ikilemler yaşayabiliyormuşsunuz.önce yaptıklarımızın doğruluğu konusunda tereddütsüz olmalıyız yoksa başta sorunu kendinde gören anlayış, (benim yazdıklarımdaki gibi) bunu destekler ifadeler görünce, (sizin bana verdiğiniz cevaptaki gibi) yerini savunma mekanizmasına bırakıyor
teslimiyetçiliğe gelince, ben yaptığım birşeyin eşimde tam karşılığını görmeyince kendimi teslim olmuş hissetmiyorum.bu yanlış anlaşılmasın aldatılma sevgisizlik bunlar uç şeyler.ben o 1 kere geldi annemin babamın yanına ben 5 kere gittim tarzı karşılaştırmalardan söz ediyorum.eveeet yemekleri ben yapıyorum bundan yoruluyorum ve çokta memnun değilim ama OLANLA OLMASI GEREKENİ ayırabiliyorum kendi mutluluğum için.olması gereken işleri dönüşümlü yapmamız bir gün o yemek yapacak bir gün ben.olansa şu ben haftanın 5-6 günü yapıyorum o ise haftanın en fazla 2 günü

evet evlilik bir akittir.ben bu akde evlilik kurumuna diyim çok fazla borç-alacak, çalışan-patron, sınav-okul ikililerindeki gibi mutlak kuralları olan bir kurum olarak bakmıyorum.yüreğini koyuyorsun sen yüreğini ve annem babam gerisi yalan mantığıylada asla evliliği tam olarak yaşayamıyosun.günümüz ilişkilerinin bu kadar maddiyatçı bukadar sen-ben ci olmasını anlayabilirim ama içimi burkar bu benim.niye ama niye evlendiğim adama dur sen sen karşılıksız beni sevmezsin ama bak annem babam öylemi diyip uzaklaştırıyım.yapmam.

niyemi:

sonra forumda "sorun benim" diye bir topik açar çelişki yaşarım içimde.boshayallersmile
 
sağlam bi duruş sergilemek istiyosanız gitmeyin madem eşinizin aile gezilerine
yapmayı istemediği bişeyi nasıl eşiniz yapmayarak sağlam bi duruş sergiliyosa
siz de yapmayın.
 
Evet konu başlığım; sorun benim. Çünkü aslında ben en doğruyum dememkti derdim. Aslında bu daha çok eşime haksızlık etmemek içindi. İkilem değil yaşadığım, eşime seviyorum, yaptığına kızıyorum ama aslında sorun sadece onda değil demekti. Yani çuvaldızı kendimede batırayım istedim

Aslında konu farklı yone sapmamıştı, siz kişisel algılayıp; savunmaya geçene dek.
Sağlam duruştan kastım, toplumdaki genel görüş ve yargıların yıkılmasın yardım etmeniz için kullanılmıştı. OLMASI GEREKENİ size kim tarafından verildiği idi sorun. Suan, 70 yıl öncesi için yazılmış kurallar ile yaşıyoruz. O zaman kadın evde idi. Yemek temizlik, vb şeylerin onun üstünde olması normaldi. Ama suan kadından hem dısarda erkek gibi çalışması, hemde evınde kadın gibi çalışması bekleniyor. Benim isyanım buna idi. Daha doğru bu kabullenilmişliğe.
Hani demişsiniz ya kendi mutluluğum için diye; işte bu konu açılırken bende kendi mutluluğumu hedeflemiştim. Ama öyle şeyler yazıldı ki; kadınsın kır dizini otur, istemiyorsa kocan gitmesine vardı durum. Siz eğer kendi mutluluğunuz için yorgunum, hoşnut değilim ama yemek yapıyorum diyor ve bunu ev huzu için yapıyorsanız, eşinizden de benzer davranış sergilemesini beklemezmisiniz. Karsılık olsun diye değil sadece kendi mutluluğu için.
Hadi akit olmaktan çıksın, evlilik. Yüreğiniz koydunuz madem. Peki ya eşinizin yüreği, o da orada mı. Çunku siz yorgunken 4 gün yemek yapıyorsunuz ama o en fazla 2 gun. Neden en azında yemek yapma işi eşit bölünmüyor?
Benim derdim siz değildiniz yazarken. Sadece kadınların genel herşeyi kabullenme huyu idi itirazım.

Kaldıki; ben eşim üzülmesin diye katlanıyorum onun ailesine; ne var sankı o da ben üzülmeyim diye katlansa. Evlilik kadın kalbinin üstünde yatan erkek kalbi olmaktan çıksın istiyorum. Yan yan dursunlar, kimse bana öyle öğrettiler diye diğerine baskı yapmasın istiyorum. Ve bununda ancak yeni anneler yada anne adaylarının başka türlü düşünmesi ile olacağını düşünüyorum. En azından biz çocuklarımızı böyle yetiştirelim diye idi.

Ama sizin netliğinize şapka çıkarıyorum.

Siz asla "sorun bendemi " diye konular açmazsınız. Asla çelişki yaşamaz, ben daha fazlasına layık mıyım diye sormasınız. Siz OLAN LA OLMASI gereki ayırır. Size sunulan ile mutlu olur, daha fazlası için dilek bile tutmazsınız...
 
Son düzenleme:
arkadaşlar beni çok cahil hatta bağnaz bulabilirsiniz bana çok agresif yaklaşımlar olacağınıda biliyorum .ama bu topikte düşüncemi yazmadan edmiycem... bu hayatta asla rahat yok.. neden mi çünkü bu dünya sınav yeri... bizler elimizdekilerle yetinmeyi ve olanı olduğu gibi kabullenmeyi öğrenirsek mutlu oluruz bence .. keşke yapabilsek ben de bunun mücadelesini 11 yıl verdim .sonuç şimdi aile terapisine devam ediyoruz . her seçim bir vazgeçiş... kadın da çalıştığı zaman maddi anlamda biraz daha rahat olunuyor ama hep kadından gidiyor. çünkü kadın hem dışarda hem evde yoruluyor. ben ünv. mezunuyum .ama hiç çalışmadım.. sağlık sorunlarım da vardı ama neden bu değildi. çünkü ben çalışırsam çocuğumun büyüdüğünü göremiycektim.haa çalışmadım eşim memur tek maaşla ancak asgari ihtiyaçlrı giderebiliyoruz .arabamız yok daha yeni kiradan kurtulduk oda kayınpederin evine eltimin boşalttığı bir eve yerleşmeyi kabul ederek .yani bu durumlar farklı olabilirdiv. ama o zamanda evli ve yorgun rumuzlu arkadaşımın dediği gibi sorunlar yaşanacaktı.yani dört başı mamur hayat yok .yaptığımız her tercih bir vazgeçiş....bence ...
 

Sonuna kadar katılıyorum, olan hep kadınlara oluyor malesef.
 
evliveyorgun ileride evliveçocuklu olunca ne yapmayı düşünüyorsun acaba?
ev işi - yemek - ütü bunlar bekar bir insanın dahi yapabileceği ekstra meziyet gerektirmeyen işler ki eşin bu durum ile senden daha fazla ilgileniyor gibi geldi bana..
kaynana - kaynata - görümce - elti sorunu dünyaca ünlü sosyal bir sorun zaten çözümü henüz bulunamamış..
Eşin senden fazla çaba harcayınca doğal olarak yüzü düşüyor yoruluyor mutsuz oluyor olabilir.. Bu durumda seninde üzerine düşen ona yardımcı olmaksa hiç yoruldum ettim bahaneleri sokmamalısın hayatına.. Ev işi dediğin ne ki! Hemde bu konuda konu komşu ve profeyonel yardım alıyormuşsun da..
Sen onun ailesine onu sevdiğin için tabiri caizse katlanıyorsan o da sizin gezmelerinize iştirak etmeye çabalıyordur tabiki son derece istekli olmasını bekleme sende son derece istekli yapmıyorsun çünkü..
Bilmiyorum bence kocanı öp başına koy..
Ben evliliği her sabah kalktığımda yatağıma gül ile kahvaltı getirilen bi aktivite sanıyordum diyorsanız da hemen boşanın..
 
benim eşim 11 yıldır oturma odasında uyur ben artık sorun etmiyorum mesela ne zaman uyanır o zaman gelir yatak odasına bu ufak bir örnek ben hergün ev süpürüp silerim her işi yaparımhasta halimle ama o haftada bir kere toz alır bin nazla bin lafla yinede bence bunları tolore edebilmek lazım diye düşünüyorum bence sadece ve sadece içki gece hayatı kumar şiddet sadakatsizlik evliliğitemelinden sarsar ve yıkar onun dışındakilere çözüm bulunur inşallh .. birde evliliğin oturması için en az 5 yıl gerekir herşey birden olmuyor
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…