Karşıma alıp konuşuyorum anlatıyorum benimle ilgilenmesini sorunlarımız olduğunda benimle konuşmasını tartışmasını istiyorum ama sadece dinleyip sonra da benden küsüyo ve sen bana değer vermiyosun diyo ama ben gerçekten ona çok değer veriyorum sürekli ilgileniyorum ve onunla birlikte güldüğüm zamanlarda çok iyiyiz bazen çok güzel şeyler konuşup güldüğümüzde bile ben ona sakin bi şekilde böyleyken çok iyi olduğumuzu ama sorunlarımızı da bu şekilde konuşarak halletmemiz gerektiğini anlatıyorum hemen bütün morali sıfır oluyo ve tartışmaya başlıyoruz bazen yüzüğü atacağını söylüyo telefonu kapatıyorum küsüyorum o zamanda bana sen şakayla gerçeği ayırt edemiyosun her şeyi işine geldiği gibi anlıyosun diyo gerçekten kafam çok karışık napçağımı şaşırdım
Çok benzer bir ilişkiyi ben yaşamıştım. Benim sabrımla yıllarca sürmüştü. Ama kendime o kadar basınç uygulamışım ki sabrederek, sonunda büyük bir birikim olmuş ve ben patlamıştım. Derdim, aynı sizinki gibiydi. Beni üzen, sıkan sorunlar oluyordu, bunları defalarca dile getiriyordum ama hiç bir zaman duymadı, dinlemedi bile. Haykırdım kaç kere, yine duymadı. "Bak, senin beni dinlememen, beni ikna etmeye çalışmaman beni çok üzüyor, bunlar bende birikiyor, davul çalıyorum, duymuyorsun, benim üzüntü duymamı nasıl umursamazsın" diye defalarca anlatmama rağmen hiç bir değişiklik olmadı. Tabii bir de şöyle bir durum ortaya çıkıyor; konuşmalara, derin konuşmalara girmekten hep kaçındığı için, yıllarca birlikte olmuş olmama rağmen, bugün bu adamı gerçekten tanımayı başaramamış olduğumu düşünüyorum. Çünkü duygusu, düşüncesi hep saklı, ya da yüzeysel olarak geçiştiren bir insanı tanımak pek mümkün değil.
Ben hala niye böyleydi'nin cevabını bile bulabilmiş değilim. Ordan burdan okuyup araştırdıklarıma göre tespit edebildiğim açıklamalar şöyle; (lütfen kendi durumunuza uyarlayın ve bir düşünün bakalım, belki siz doğru cevabı bulabilirsiniz)
- Sorumsuz bir kişilik. Hayatın her alanına, herkese, hatta kendisine karşı bile sorumsuzluk. Tembellik, umursamazlık, aşırı rahatlık, kendine aşırı güven. (ya da aslında güvensizlik) Kusurlu, başkalarına zarar veren davranışlarının, tercihlerinin sorumluluğunu hiç almama, hatta bu nedenle hatalarına karşılık özür bile dilememe.
-Narsisit bir kişilik: En belirgin özellikleri empati yapamamaları, duygu fakirliği, merhametsizlik. Karşısındakinin üzüntüsünü hissedememe.
-Yüzeysel bir kişilik: Duyguları yüzeysel, düşünceleri yüzeysel. Yani bir taraf daha derin bakıyor hayata, diğerinin algıları çok yüzeysel. İstese de karşısındakini anlayamıyor, söyleyebileceği bir şeyler olamıyor.
- Yetişilen ailelerdeki farklılıklar: Kültürel farklılıklar, farklı inanç sistemleri, değer farklılıkları.
Bundan sonrası, kadın-erkek farklılığıyla ilgili;
- Kadınlar çok daha duygusal, irdelemeye meraklı, çözüm üretmeye meraklı ve yetenekli. Algılarımız bile farklı.
- Ataerkil bir ailede, şımarık ve sorumluluk verilmeden büyütülmüş bir erkek.