• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sözlü ve Psikolojik Şiddetin aşırı etkisinden nasıl kurtulurum?

pinar85

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
8 Mayıs 2008
192
0
96
İstanbul
Genel olarak ne yazık ki sinirli bir toplumumuz var. Pek çok kişinin derdini güzel güzel izah etmek yerine en ufak sıkıntıda gerginlik yarattığını görüyorsunuzdur siz de.. Karşımızdaki insan ister kusurlu olsun ister olmasın ufacık bir olayı büyük bir mesele haline getirir kimi insanlar.. ya da minik bir kusur yüzünden hemen sert tepkilere başvururlar..
Mesela postaneye gittiniz adreste bi yazım hatası var memur hemen azarlamaya bağırmaya başlar, uysal bir tavırla bunu düzeltmeniz gerek demek yerine.
Ya da üniversitede, kursta, akademide sınıftan çıkmanız gerekir hoca hemen nereye gidiyorsun sen diye azarlar sizi... oysa ki sınıftan çıkmak da hakkınızdır sizin, neticesi en fazla yok yazılmak olabilir.. Kimse sizi orada zorla tutamaz...veya varsa netice olarak disiplin cezası uygulanır..
ama işte hoca orada size en rencide edici ses tonu ile nereye gidiyorsun sen diye bağırır!
minik bir olumsuzluk yüzünden bununla orantısız bir şiddet uygulanır size...
sadece işte değil, aile içinde de böylesi şiddete mağruz kalıırız..
yemeği beğenmeyen bir eş sofrada söylenmeye başlar.. sana kaç kere dedim patlıcan sevmiyorum pişirme diye... evinde otur da yemek yap sokakta gezeceğine..

bir kurumu ararsınız bir şey sormak için.. telefona çıkan görevli güzel güzel hanfendi şu sebepten dolayı şunu yapamıyoruz demek yerine kızarak azarlayarak telefonu yüzünüze kapatır

özetle insanlar her fırsatta size sözlü ve psikolojik şiddet uygulayarak kendi hayatlarındaki stresi size yansıtırlar... ve çoğu kez uyguladıkları şiddet ile sizin kusurunuz son derece orantısızdır..

işte benim sıkıntım da bundan yana.. gerginlik yaratmayı ben de bilirim elbet ama en ufak gerginlikte bütün bir gün kendimi inanılmaz kötü hissediyorum..
ufacık bir sevimsiz olay bütün gün kendimi suçlu utanmış kızmış üzülmüş incinmiş rencide edilmiş hissetmeme yol açıyor ve üzerimden bunu atmam uzun zaman alıyor.. uyumak unutmak gözlerden uzaklaşmak bu anı yaşadığımı yok saymak istiyorum.. o an o kişinin uyguladığı psikolojik şiddeti ben neredeyse bütün bir gün bazen bir kaç gün üzerimde hissediyorum..

bu da hayatımı alt üst ediyor...

derdimi çok fazla anlatamadım ama bana bir yardım eden olursa çok sevinirim..

insanların şiddet uygulamasını engelleyemem.. onları sakin hoşgörülü ve kibar olmaya zorlayamam.. ama ben de onlara aynı tavırla yanıt vermek kavgacı olmak da istemem...

yapmam gereken onların bana kendimi böyle hissettirmelerini önlemek..

bunu nasıl yapacağım konusunda ise hiç fikrim yok..

diyorum acaba bende mi bir psikolojik /duygusal bozukluk var da o yüzden mi böyle hissediyorum?
 
Bu kadar hassas olmak iyi değil bence. Toplumun değişmesinin imkanı yok. Maalesef hayat şartları ve dolayısı ile yaşanan stres insanları farklı şekilde etkileyebiliyor. ınsanlar bazen verdikleri tepkilerin farkında bile olamıyorlar. Siz toplumsal kurallara uygun davranın ve herkesin verdiği tepkileri de kendinize bu kadar sorun etmeyin. ınsanların sizi ne kadar az düşündüğünü bilseniz, sizin hakkınızda ne düşündüklerini hiç önemsemezdiniz diye güzel bir söz de vardır. O yüzden hiç rencide oldum falan diye de düşünme.
 
Hashas bir yapınız var.Herhangi bir eleştiri, kötü söz bir çatık kaştan etkileniyorsunuz sanırım.Bende çok önceleri öyleydim zamanla insanları umursamamayı öğrenmeye başladım.Şimdi rahatsız olduğunuz çevre iş, arkdaş çevreniz ise mümkün mertebe sorunlu insanlardan uzak kalmaya çalışın.ımkanınız var ise hatta uzaklaşın onlardan. ınsanları değiştiremezsiniz ve onları istediğiniz bir kalıba sokamazsınız. Bu yüzden işinize gelenle görüşün, gelmeyeni boşverin. En önemlisi onlrın düşüncelerini önemsemeyin. Mutlu günler..
 
Beklediklerin aslında ne kadar insanca şeyler, ama bunları yaşamak lüks olarak görünüyor günümüzde.
Bunun gibi olan çok insan vardır ama olmayanda var mutlaka.

Öncelikle yapılanların, karşıdakinin seviyesini belirlediğini bil bence. Onun seviyesi o ise, yapacak birşey yok. Kendini helak edip, üzmenin anlamı yok.

Büyük ihtimallede bu tarz şeylerle karşılaştığında içine atıyorsundur. Haklı olduğun bir konuda, cevabını vererek, biraz olsun içini rahatlatabilirsin.

Mümkün olduğunca herkesin fikrini çok önemseme, bu demek değil ki kimseyi takma, ama en azından seviyesiz ve düşüncesiz davranan kişileri, takma. Üzülmene değmez.

Herkesin duygusal yapısı bir değildir. Biraz hassas olabilirsin, bu da olabilecek bir durum, herkes aynı olacak diye bir şey yok. Ama sen kendini korumalısın. Sen kendini düşünmezsen, kimse düşünmez.

Bırak herkes kendi seviyesini kendi belirlesin.
Sen kendin kendi seviyenden ,kendi hassas davranışlarından, vazgeçme.
 
Çok doğru anlatmışsınız insanlar kendi hayatlarındaki gerginliği yansıtıyorlar ufak tefek konularda birbirlerine. Üniversiteye başladığım ilk yıllarda büyük bir müzik kitap mağazasında kasiyerlik yapıyordum. Müşterilerin tavırlarına dayanamadığım için ayrıldım. Tahammülsüz ve hazımsız kişilerin çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşıyoruz malesef. ınsanlar egolarını tatmin etmek için başkalarının üzerine sıçrıyorlar. Hiçbirşey yapmadığım halde sokakta arkamda yürüyen hemcinslerimin arkamdan bağıra bağıra hakkımda yorum yaptıklarını bile duyuyorum bazen. Eskiden etkileniyordum hakikaten böyle şeylerden ama artık ciddiye bile almıyorum çünkü aynaya baktıkça gördüğünden nefret eden insanlar bunu yapanlar bana kalırsa. Size umursamamanızı tavsiye ederim. Fazla hassas olmayın,gereksiz tartışmalardan kaçının çünkü biryere varmaz asla kimse size haklısınız demez. Toplumu kavga ederek değiştiremeyeceğimize göre biz etkilenmemenin yollarını bulmak zorundayız.
 
ben de aynı senin gibiydim sanırım. örneğin iş için telefonla görüşüyorum, karşıdaki birşeye bozulmuş ve ters ters konuşuyorsa benimle hemen demoralize oluyordum.. baktım bu böyle olmayacak. o ters konuşunca ben de ters konuşmaya başladım. ve bu sefer onların alttan almaya başladıklarını farkettim. kavgacı değilim asla, telefonda kimseyle tartışacak ne halim ve ne de böyle bir ortam yaratma isteğim var.. fakat bir atasözü vardır "deli deliyi görünce çomağını saklar" diye.. aynen öyle oluyor. siz de agresifleşince karşı taraf da hizaya geliyor.

fakat ben ne olursa olsun, istersem sinirden delireyim, asla ve asla kimseye ters davranamam. çünkü karşıdakinin kabahati ne ki yani, benim ne hakkım var ona böyle davranmaya...
 
belki yanlış ama sana şunuu öneririm.
romadaysan romalılar gibi davranacaksınyerimseniben
 
Çocuğuma öğreteceğim en önemli şeylerden biri insanlara sinirlenmemek olacak. Çünkü sorunu olan, kompleksli olan, hasta olan yüzlerce insan olacak çevresinde.

Gelelim bu insanlarla muhatap olmadan işlerini halletme meselesine;

Her birine ayrı ayrı görgü kurallarını öğretemeyeceğine göre, duruşunla, bakışınla, kılık kıyafetinle senden çekinmeleri ve ayaklarını denk almaları mesajını vereceksin.

Özellikle devlet dairelerine küçük dağları ben yarattım modunda gireceksin,
ışyerinde uyumlu, sempatik fakat her an tırnaklarını çıkarmaya hazır bir kedi olduğunu hissettireceksin.
(7 yıllır öğretmenim, bugüne kadar hiç kötü okulda, kötü sınıflarla ve kötü ders programlarıyla çalışmadım. ıstediğim boş günü de , programı da hiç kavga etmeden cadalozluk yapmadan aldım.) ış ortamında ezik duran arkadaşlar ise hep acımasızca eleştirildiler.

Unutma insanlar sana değer biçerken öncelikle senin kendine biçtiğin değeri baz alırlar.

Bazı durumlarda zekanı ön plana çıkarırken, bazı durumlarda da salağa yatmayı bileceksin.
Mesela stajerlik yaptığım okulda bana fotokopi işini yıkmaya çalışan cadalozun birinin eline daha ilk denemede koca bir deste yanlış çekilmiş fotokopiyi verdim. Önce beceremediğimi düşündü ama sonra yavaş yavaş bilerek yanlış yaptığımı hissettirdim ve gözü korktu. Bir daha da hiç yeltenmedi aynı şeye.

Seni kıskanan ve başkalarının yanında küçük düşürmeye çalışanlara her zaman çok yakın davranıp, bu yakınlığın verdiği samimiyetle onları komik duruma düşürecek şakalar yapacaksın.Tabii hiç bir zaman kötü niyetinin farkında olduğunu yada senin yaptıklarının da kötü niyetten kaynaklandığını hissettirmeyeceksin.

Genelde trafikte sorun yaşıyorsan, senin dışındaki bütün sürücülerin dikkatsiz, uykusuz ve silah sahibi olduklarını düşüneceksin. Trafik işi hiç şakaya gelmiyor cidden :) Ama yol almak için sevimliliğini kullanabilirsin.

Ve en önemlisi; hayatında gerçekten değer verdiğin insanlar dışında kimsenin seni üzecek kızdıracak kadar değerli olmadığını unutmayacaksın. Yapılan şeyler sana yada değer verdiğin insanlara çok da fazla zarar verecek şeyler değilse umursamamayı öğreneceksin.

Bütün bu olumsuz şeyleri yapan insanların aslında mutsuz ve umutsuz insanlar olduklarını kabul edersen onları bağışlaman daha kolay olur.
sevgiyle kal .....
 
Son düzenleme:
Luffe'cim, peki arkadaş bu dediklerin yaparsa, bu bahsettiği kişilerden ne farkı kalacak. Aynı şikayet ettiği insanlar gibi olup çıkar. O zaman da şikayet etmesinin anlamı yok.
Şikayet etmek için, onlardan farklı olmak gerekmez mi?
 
banada denk gelıyo..
o sorunlu danısmanlardan ara ara..
atıyorum bı bankanın müşterı hizmetlerını arıyorum...
buyrun ben özge nasıl yardımcı olabılırım
hayır hanfendı öyle değil
hayır hanfeeeendi
hayır!!
benım ayarımı bozan danısmanı 5 dakka sonra arar adını verırım şikayet ederım
nasılsa dınlenıyo kayıt altında görüşüyosun
kımsenın senı yıpratmasına ızın verme..
 
canım harika bir konu açmışsın tebrik ediyorum.

bende katılıyorum buna,en mutlu mesut adam bile bu ufak baskılardan dolayı bilinç altında yıpranıyor,akşam eve geldiğinde sinirli gergin ya da mutsuz oluyor.babamdan biliyorum bunu.

mesela ben yapılan herşey için teşekkür ederim insanlara,yer veririm yol veririm,kibar davranırım,yani o insanın yapacağı varsa da yapmaz genelde öyle şeyler.

bir kere össye gircektim,kimlik kartımı değişmem gerekiyordu,annem halledeceğini söyledi ama sonradan öğrendik reşit olan kişininde orda olması gerekiyormuş.ben atladım taksiye nüfus dairesine gittim.orda annem rica etmiş kızım gelmek üzere diye,kadın başta bişey dememiş sonra kimliğime bakmış,biz doğuluyuz,başlamış kadın sövmeye,''siz doğulular böylesiniz hep,cahilsiniz,insanları oyalıyorsunuz,dünyadan bi habersiniz,bizi geriye siz götürüyosunuz,sizi beklemek zorundamıyız...'' ve daha fazlası.annemin eli ayağı titremiş bişey diyememiş.kızlar inanın istanbulun en yetkili insanları ahbabımız,bizzat bulunduğumuz binanın müdürü de ahbabımızdı.istesek o kadını sürürdük,meslekten men ederdik,ama dağda yaşamıyoruzki...ben gelince ağzının payını verdim ama içim hala acır anacığıma edilen hakaretlerden dolayı:sinifsinif: insanca konuşmak varken neden böyleler anlamıyorum...aslında devlet psikolojilerini test etmeden makam mevki sahibi yapmamalı kimseyi,yada halka hizmet eden kurumları davranışları açısından özel sınava tabi tutmalı..

bunu niye anlatma gereği duydum bilmiyorum bağlayabilmişimdir umarım:kedi:
 
onları da anlamak lazım insanların binbir türlü dertleri var canım.en önemlisi de geçim sıkıntısı,hayat koşulları,hastalıklar bilmem daha neler neler.ondan insanlar sinirli ve mutsuz görünüyorlar çünkü öyleler.sen kendin daha fazla güleryüzlü ve kibar olursan o kadar kötü tepkilerle karşılaşmazsın kanımca.karşılaşırsan da hakkını ara gerekirse sesini yükselt derim.yerimseniben
 
benimde gözlemlediğim hayat şartları insanları iyice tahammülsüz yaptı artık...benimde zaman zaman tahammül sınırımı zorladıkları oluyo tabi ama herkesin neler yaşadığını bilemeyiz,her insan farklı sonuçta yapacak bişey yok ....hayat çok zor herkes bi bunalım yaşıyo zaman zaman tabi...böyle davranan insanlardan hoşlanmıyosak uzak durmak kalıyor bize...her akıl bir olsa zaten sorun olmazdı ...
 
malesef ki bunun yolu psikopata bağlamak, zaten onlarında psikopat olduğu yok, onlarda istediklerini yaptırmak yada işten kaytarmak için psikopata bağlıyolar, yani herşey psikolojik bi taktik, kısasa kısas yapcaksın
ya da direnç kırcaksın, evet haklısın özür dilerim, sen haklısın dedikten sonra karşındakininde saldırı direnci kırılcak
yada en güzeli senin için değerli olmayan, günlük hayatta öylesine gördüğün insanlar yüzünden hiiiiç kafanı yormayacaksın
 
Günbegün artan bu psikolojik şiddetin farkında olup bunu dile getirmek, o çemberin dışında kalabilmek ne güzel. Konunuz çok isabetli ve tabi ki sizde bir sorun yok, yani tanımadığı birine terslenen, incelikten yoksun, karşısındakini birey olarak görüp değerlendiremeyen kişilerin arasında siz neden sorunlu olasınız?

Siz çok "insani" beklentiler içindesiniz sizdeki durum nasıl bozukluk olarak tanımlanabilir... ne yazık ki psikolojik desteğe ihtiyacı olan birçok insan sokaklarda, iş yerlerinde, okullarda bir şekilde hayatımızı kabusa çevirmek için uğraş veriyor, kendi mutsuzluklarını bize yükleyerek bari mutlu olamıyorum hep beraber bu mutsuzluk batağına saplanalım mantığını güdüyor tabi bu işin arka planı. Görünürde herkes yaşadığı sorunlar, stres için kendine hak görüyor böylesi muameleyi oysa asla bir özür olamaz.

ınsanı demoralize eden davranışlarla karşılaşıyoruz bende sizin yaşadığınız sıkıntıları yaşıyor muazzam bir rahatsızlık duyuyorum. Yalnız şunu kavradım artık; size biri bu şekilde davrandığında ona bunu fark ettirip yüzüne vurmalısınız.Postaneye gittiğinizde eğer ki memur sizi azarlıyorsa ona buna hakkı olmadığını söylemelisiniz. Anlasınlar insanlarla böyle konuşayamayacaklarını böylesi bir hakka sahip olmadıklarını.

Ancak bu sayede eğer olumlu bir değişim/ gelişim gösterebilir bu kişiler de.
 
Luffe'cim, peki arkadaş bu dediklerin yaparsa, bu bahsettiği kişilerden ne farkı kalacak. Aynı şikayet ettiği insanlar gibi olup çıkar. O zaman da şikayet etmesinin anlamı yok.
Şikayet etmek için, onlardan farklı olmak gerekmez mi?

Arkadaş özellikle kendisine gereksiz yere kötü davranan, kişisel sorunlarını günlük hayata yansıtan insanların yaptıklarından şikayet etmiş.

Tecrübelerime dayanarak bu insanlarla başetmenin yolunun kişinin duruşu,bakışı vs yoluyla böyle muameleye tahammül edemeyeceğini göstermesi olduğunu düşünüyorum.
Çünkü insan doğası gereği kendinden daha aciz gördüklerine daha cüretkar davranabiliyor.


Örneğini verdiğim durumlarda herhangi bir hakaret yada karşı tarafı rencide edecek bir hareket yok bence. Sadece kötü niyetli ve kıskanç insanlara tahammül edemediğim için gerekli yerlerde güzel dozlarda uyaranlar vermekten hoşlanırım.Kötü niyetle söylenen bir sözü uygun durumlarda alaya almak, espriye vurmak gibi. Onun dışında zaten işlerimi genelde sorunsuz hallederim.

Çok gerekli olmadıkça kimseyi şikayet etmem.

Bu noktada zaten bir önceki mesajımın sonunda yazdığım empati kurma ve acıma duygusu ortaya çıkıyor. Gereksiz yere asabi davranan, tersleyen insanların benim kadar mutlu olmadıklarını ve bu nedenle böyle davrandıklarını düşünürüm.

Eğer bu kişiler akrabam yada sürekli birlikte olduğum kişilerse ipleri koparmak yerine duygularımı nötrleştirmeye çalışırım. Yani gerekli olmadıkça bu insanlarla duygularımı paylaşmam yada eksra yakınlık göstermem.

Aslında bir kez daha dikkatli okursanız bahsettiğim örneklerde daha sorun çıkmadan engellemeye yönelik düşündüğümü görebilirsiniz.

Bazı insanların duruşu daha ilk bakışta kendileri hakkında çok şey söyler. Mesela okulda bir arkadaşım var; oldukça güzel ve akıllı olmasına rağmen hem evliliğinde hem de iş hayatında hem dış görünüş hem de karakter olarak çok silik bir tip. Birçok insanın yaptığı hatalar görmezden gelinirken, on yaptığı en ufak bir yanlışta acımasızca eleştiriliyor. Çoğu zaman biz onun haklarını korumak zorunda kalıyoruz. Kimsenin bana söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri belki sürekli duyuyor. Tek nedeni ise dışarıdan bakıldığında hani vur ensesine al lokmasını denilen tipler varya; aynen öyle görünmesi. Maalesef kötü niyetli yada güç delisi kişiler karşılarındaki insanın üzülüp kırılmasına çok da aldırmıyorlar. Bu kişilerle başetmenin tek yolunun da daha ilk tanışmada ültimatom vermek olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi bunu yaparken illa bağırıp çağırmak yada cadalozluk yapmak gerekmiyor. Kendinize ve zekanıza duyduğunuz güveni hissettirmek bile yeterli oluyor.

Umarım bu sefer daha açıklayıcı anlatabilmişimdir. a.s.
 
Arkadaş özellikle kendisine gereksiz yere kötü davranan, kişisel sorunlarını günlük hayata yansıtan insanların yaptıklarından şikayet etmiş.

Tecrübelerime dayanarak bu insanlarla başetmenin yolunun kişinin duruşu,bakışı vs yoluyla böyle muameleye tahammül edemeyeceğini göstermesi olduğunu düşünüyorum.
Çünkü insan doğası gereği kendinden daha aciz gördüklerine daha cüretkar davranabiliyor.


Örneğini verdiğim durumlarda herhangi bir hakaret yada karşı tarafı rencide edecek bir hareket yok bence. Sadece kötü niyetli ve kıskanç insanlara tahammül edemediğim için gerekli yerlerde güzel dozlarda uyaranlar vermekten hoşlanırım.Kötü niyetle söylenen bir sözü uygun durumlarda alaya almak, espriye vurmak gibi. Onun dışında zaten işlerimi genelde sorunsuz hallederim.

Çok gerekli olmadıkça kimseyi şikayet etmem.

Bu noktada zaten bir önceki mesajımın sonunda yazdığım empati kurma ve acıma duygusu ortaya çıkıyor. Gereksiz yere asabi davranan, tersleyen insanların benim kadar mutlu olmadıklarını ve bu nedenle böyle davrandıklarını düşünürüm.

Eğer bu kişiler akrabam yada sürekli birlikte olduğum kişilerse ipleri koparmak yerine duygularımı nötrleştirmeye çalışırım. Yani gerekli olmadıkça bu insanlarla duygularımı paylaşmam yada eksra yakınlık göstermem.

Aslında bir kez daha dikkatli okursanız bahsettiğim örneklerde daha sorun çıkmadan engellemeye yönelik düşündüğümü görebilirsiniz.

Bazı insanların duruşu daha ilk bakışta kendileri hakkında çok şey söyler. Mesela okulda bir arkadaşım var; oldukça güzel ve akıllı olmasına rağmen hem evliliğinde hem de iş hayatında hem dış görünüş hem de karakter olarak çok silik bir tip. Birçok insanın yaptığı hatalar görmezden gelinirken, on yaptığı en ufak bir yanlışta acımasızca eleştiriliyor. Çoğu zaman biz onun haklarını korumak zorunda kalıyoruz. Kimsenin bana söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri belki sürekli duyuyor. Tek nedeni ise dışarıdan bakıldığında hani vur ensesine al lokmasını denilen tipler varya; aynen öyle görünmesi. Maalesef kötü niyetli yada güç delisi kişiler karşılarındaki insanın üzülüp kırılmasına çok da aldırmıyorlar. Bu kişilerle başetmenin tek yolunun da daha ilk tanışmada ültimatom vermek olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi bunu yaparken illa bağırıp çağırmak yada cadalozluk yapmak gerekmiyor. Kendinize ve zekanıza duyduğunuz güveni hissettirmek bile yeterli oluyor.

Umarım bu sefer daha açıklayıcı anlatabilmişimdir. a.s.

Anlaşılmıştır efemkaydirigubbakcemile3

Doğru söylüyorsun. Malesef insanlar, zayıf gördükleri kişileri daha çok eziyorlar, onlara bunu yapmak daha kolay geliyor, nasıl olsa karşıdaki ses çıkarmıyor ya.

Bu durumda duruş ,bakış, tabi ki çok önemli.

Aynı zamanda, bazen o kişiler gibi olmamak adına, onların yaptığı yanlışa, aynı yanlışı yaparak karşılık vermemekte , kısmen çözüm olabilir. Bunun adına ezilme de dememek lazım, karşı taraf bu insanlık dışı hareket yaparken ezilmiyor mu, benim gözümde en büyük ezik onlar.

Kendini, psikolojini korumak adına, yeri geldiğinde, cevabınıda vermek, gerekli tabi, o ayrımıda iyi yapmak lazım.

Şu cümleyi severim.

'' Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye''

Gereksiz kişilerin, gereksiz tavırlarını ve laflarını, dert edip, kendi psikojimizi altüst etmenin anlamı yok. Kendimizi en başta kendimiz korumalıyız, yoksa dediğin gibi kimse kimseyi düşünmüyor. Ezik mi duruyor, dur bir de ben ezeyim, denilebiliyor. Herkesin insanlık ölçüsü ve kapasitesi bir değil tabi.
 
Back
X