Stockholm sendromu tedavisi

Ayy bir Google üstünden tanı koymadığınız kalmıştı, tebrik ediyorum. Kimsenin zaten domestic abuse ve Stockholm syndrome yazıp aratmak aklına gelmiyor. Ona bakarsak "Nur terapisi" falan yazıp aratırsanız da bir sürü bilgi geliyor, onu da bilimsel kabul edebilirsiniz. Ben Google'da ingilizce kelimeler aratarak tanı koyacak beceriye henüz sahip olamadım, siz olduysanız ne mutlu.

Tekrar yazayım da polemikten de gitmek istemiyorum. Bilgim eksilmez evet ancak tekrar söylüyorum ruh sağlığı uzmanlarının kitabı DSM-5'te (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Health diyeyim de rahat aratın) Stockholm sendromu ayrı bir tanı değil. Örnekle açıklayım da aile içi olan kısmı otursun Google'da her arattığımız doğru değil, ister İngilizce ister Türkçe.

Hocamızın anlattığı bir vakaydı. 14-15 yaşında üvey babayla yaşayan bir kız çocuğu var. Kızın annesi hemşireydi sanırım yani gece evde olmadığı nöbet tuttuğu zamanlar oluyor. Bu üvey baba kadın evde yokken içki içiyor ve içki içince kafa gidiyor gidip kızı taciz ediyor. Ders çalışırken, banyoda, beklenmedik anlarda oluyor. Kız başarılı bir öğrenci ve notları birdenbire düşmeye başlıyor. Rehber öğretmen bu kızı takibe alıyor, sonradan bir bakıyor ki kızın notları yükselmeye başladı. Sebebini anlayamıyor başta sonra aileyle ve kızla yapılan görüşmelerde açığa çıkıyor. Kız artık bu beklenmedik tacizlerden o kadar anksiyete altında ki bu yüzden annesi evden gittiğinde giyinip süslenip adama içki sunmaya başlıyor. Zamanını kendi seçebilmek için, ben yaptım diyebilmek için. Bu Stockholm sendromu işte ama şu an PTSD kategorisinde genel değerlendiriliyor.

Anlaşılır oldu mu bilmiyorum olmuştur umarım. Direkt bu kadına sen Stockholmsün ya da sende özgüven eksikliği var diyemem, denilemez, kimseye uzaktan azıcık bilgiyle tanı konulamaz. Google'da her şeyin tezi ve antitezini bulabilirsiniz, bu her yazılan doğru demek değil. Ben de Wikipedia'dan değil kendi bilgilerimle konuşuyorum, biraz da öğrenmiş olayım değil mi? Sevgiler.

Astoria Astoria

Kimseye burada "tani" koymaya calisan yok, ozguveni yok da demedim. Dogruyu saptirmayin.

Kendi fikrim oldugunu acikca belirttim.

Psikiyatr degilim, tamamen tecrubeden bildiklerimi aktardim ve daha cok okumasi icin link verdim.

Google nasil kullanildigina bagli bir arama motoru sadece. Google akademik bilirkisi teyitli jurnallari da bulup getirir, safsatayi da.

Traumatic entrapment, appeasement and complex post-traumatic stress disorder: evolutionary perspectives of hostage reactions, domestic abuse and the Stockholm syndrome

https://tinyurl.com/y83m7lke

The Relationship Between Stockholm Syndrome and Post-Traumatic Stress Disorder in Battered Women

https://tinyurl.com/ybl4q5n5


Elindeki katalogdan cikip cikmamasi bu semptomlarin varligini ve bu sendromu yasayanlarin deneyimini degistirmez. Bu konuda arastirmalar hala devam ediyor ve insnalar ayni seyleri yasiyorlar.
 
Astoria Astoria

Kimseye burada "tani" koymaya calisan yok, ozguveni yok da demedim. Dogruyu saptirmayin.

Kendi fikrim oldugunu acikca belirttim.

Psikiyatr degilim, tamamen tecrubeden bildiklerimi aktardim ve daha cok okumasi icin link verdim.

Google nasil kullanildigina bagli bir arama motoru sadece. Google akademik bilirkisi teyitli jurnallari da bulup getirir, safsatayi da.

Traumatic entrapment, appeasement and complex post-traumatic stress disorder: evolutionary perspectives of hostage reactions, domestic abuse and the Stockholm syndrome

https://tinyurl.com/y83m7lke

The Relationship Between Stockholm Syndrome and Post-Traumatic Stress Disorder in Battered Women

https://tinyurl.com/ybl4q5n5


Elindeki katalogdan cikip cikmamasi bu semptomlarin varligini ve bu sendromu yasayanlarin deneyimini degistirmez. Bu konuda arastirmalar hala devam ediyor ve insnalar ayni seyleri yasiyorlar.

Evet dediğimi anlamamışsınız ki. Makaleler uzundu, giriş kısımlarına göz gezdirdim, kaydettim ama bir ara okurum vaktim olunca. Ben Stockholm sendromu ile PTSD birbirinden bağımsızdır, bunlar apayrı konulardır, Stockholm sendromu diye bir şey yoktur demedim ki, var evet. Ama "Stockholm sendromu" diye bir tanı yok, ruh sağlığı uzmanları böyle bir tanı vermez, bunu yaşayan insanlar da PTSD tanısı alıyor. İlk makalenin tamamını göremedim ama mesela son attığınız makalede Stockholm sendromu hırpalanmış kadınlar (battered women demiş herhalde böyle çevriliyor yanlışım olabilir) tarafından bir "başa çıkma stratejisi" olarak kullanıldığını söylüyor. Aynen işte, söylediğim de bu. Travmatik bir olay yaşıyor kadın ya da adam (genelde kadın), bunun üzerine anksiyete o kadar artıyor ki beyin bunu işliyor ve anksiyeteyle başa çıkma yöntemi olarak kullanıyor. Zaten Stockholm sendromu yaşayanlarda PTSD belirtileri görülmez kendini sakinleştirdiği ve durumu normalleştirdiği için makalede de yazmış "Bu durumdan muzdarip olanların PTSD belirtilerini karşılamadığı görülür" diye, kastettiği bu.

Yani ben mi kendimi anlatamıyorum bilmiyorum, anlattığım üvey baba tacizi örneğini okursanız sanırım daha iyi yatar. İnsanların yaşadıklarını küçümsediğim yok, özgüven olayını da örnek olarak verdim. Yani nasıl birine uzaktan "Midem ağrıyor" dediğinde "Mide kanserisin" diyemezsek bu da öyle. Konu sahibinin yaşadıklarını tamamen bilemem, kendisine de yazdım ama o dediğiniz "katalogta" kendisinin durumu Stockholm sendromuna girmiyor, tanılar o tanı kitabına göre veriliyor yani yapacak bir şey yok. Stockholm sendromu çok çok çok daha ağırdır ve PTSD kategorisi içinde değerlendirilir, tedavi ve terapi süreci PTSD ile birebir aynı olmaz sadece. Şimdi daha iyi oldu mu?
 
Evet dediğimi anlamamışsınız ki. Makaleler uzundu, giriş kısımlarına göz gezdirdim, kaydettim ama bir ara okurum vaktim olunca. Ben Stockholm sendromu ile PTSD birbirinden bağımsızdır, bunlar apayrı konulardır, Stockholm sendromu diye bir şey yoktur demedim ki, var evet. Ama "Stockholm sendromu" diye bir tanı yok, ruh sağlığı uzmanları böyle bir tanı vermez, bunu yaşayan insanlar da PTSD tanısı alıyor. İlk makalenin tamamını göremedim ama mesela son attığınız makalede Stockholm sendromu hırpalanmış kadınlar (battered women demiş herhalde böyle çevriliyor yanlışım olabilir) tarafından bir "başa çıkma stratejisi" olarak kullanıldığını söylüyor. Aynen işte, söylediğim de bu. Travmatik bir olay yaşıyor kadın ya da adam (genelde kadın), bunun üzerine anksiyete o kadar artıyor ki beyin bunu işliyor ve anksiyeteyle başa çıkma yöntemi olarak kullanıyor. Zaten Stockholm sendromu yaşayanlarda PTSD belirtileri görülmez kendini sakinleştirdiği ve durumu normalleştirdiği için makalede de yazmış "Bu durumdan muzdarip olanların PTSD belirtilerini karşılamadığı görülür" diye, kastettiği bu.

Yani ben mi kendimi anlatamıyorum bilmiyorum, anlattığım üvey baba tacizi örneğini okursanız sanırım daha iyi yatar. İnsanların yaşadıklarını küçümsediğim yok, özgüven olayını da örnek olarak verdim. Yani nasıl birine uzaktan "Midem ağrıyor" dediğinde "Mide kanserisin" diyemezsek bu da öyle. Konu sahibinin yaşadıklarını tamamen bilemem, kendisine de yazdım ama o dediğiniz "katalogta" kendisinin durumu Stockholm sendromuna girmiyor, tanılar o tanı kitabına göre veriliyor yani yapacak bir şey yok. Stockholm sendromu çok çok çok daha ağırdır ve PTSD kategorisi içinde değerlendirilir, tedavi ve terapi süreci PTSD ile birebir aynı olmaz sadece. Şimdi daha iyi oldu mu?

Astoria evet sen anlatamiyorsun cunku hic bir mantik veya motivasyon goremiyorum " sen bu konuda fikrini belirtemezsin" mesaji disinda.

ben de defalarca belirrtim , kimseye tani yapma durumunda veya donaniminda degilim, oraya koydugum makaleler de tamamen gelisiguzel scholar'dan secilmis atifli akademik calismalar, anlatmaya calistigim sey de google'in yalan soylemedigi ve herkesin bu makalelere (odeme duvari olmayanlara) ulasabildigi idi. Hatta iyi bakarsan Turkce kaynaklar bir google sayfasini doldurmazken yuzbinlerce ingilizce kaynak oldugu goruluyor. Bunu Scholar'dan ararasan, saglam bilgiye ulasmak isten degil.

Ama ne biz burada psikiyatr oldugumuzu iddia ediyoruz, ne SS ile PTSD arasindaki bagi arastiran deneyler yapiyoruz. ya da beyindeki yeni yapilanmanin/ deger yargisi kaymalarinin mekanizmalarini arastiriyoruz.

Kadin SS benzeri bir sendrom gosterdiyse ona yardimci olmaya calisiyoruz. Bu kadar basit!

Kimseyle at yarisina girme pesinde degilim, sadece kadincagiza pratik bir sey ler soyledim ve bu arada tavrini saskinlikla karsiliyorum.

Kadin semptomlari okumus ve kendi karar vermisse ne yapacaksin? Onkolojiyle psikiyatri ayni dallar degil ki bir tumor olsun gorelim. Kadin siddete basvuran kocasini sevdigini ve gelgitler yasadigini ve kopamadigini anlatmis. Pskiyatra gidecegim gidemiyorum ne yapabilirim diye yazmis. Ona konsantre olsana, madem uzmansin, bir hasta nasil yonlendirilir sen yardimci ol, biz kenara cekilelim ve hicbir deneyimimizi paylasmayalim istersen.
 
Astoria evet sen anlatamiyorsun cunku hic bir mantik veya motivasyon goremiyorum " sen bu konuda fikrini belirtemezsin" mesaji disinda.

ben de defalarca belirrtim , kimseye tani yapma durumunda veya donaniminda degilim, oraya koydugum makaleler de tamamen gelisiguzel scholar'dan secilmis atifli akademik calismalar, anlatmaya calistigim sey de google'in yalan soylemedigi ve herkesin bu makalelere (odeme duvari olmayanlara) ulasabildigi idi. Hatta iyi bakarsan Turkce kaynaklar bir google sayfasini doldurmazken yuzbinlerce ingilizce kaynak oldugu goruluyor. Bunu Scholar'dan ararasan, saglam bilgiye ulasmak isten degil.

Ama ne biz burada psikiyatr oldugumuzu iddia ediyoruz, ne SS ile PTSD arasindaki bagi arastiran deneyler yapiyoruz. ya da beyindeki yeni yapilanmanin/ deger yargisi kaymalarinin mekanizmalarini arastiriyoruz.

Kadin SS benzeri bir sendrom gosterdiyse ona yardimci olmaya calisiyoruz. Bu kadar basit!

Kimseyle at yarisina girme pesinde degilim, sadece kadincagiza pratik bir sey ler soyledim ve bu arada tavrini saskinlikla karsiliyorum.

Kadin semptomlari okumus ve kendi karar vermisse ne yapacaksin? Onkolojiyle psikiyatri ayni dallar degil ki bir tumor olsun gorelim. Kadin siddete basvuran kocasini sevdigini ve gelgitler yasadigini ve kopamadigini anlatmis. Pskiyatra gidecegim gidemiyorum ne yapabilirim diye yazmis. Ona konsantre olsana, madem uzmansin, bir hasta nasil yonlendirilir sen yardimci ol, biz kenara cekilelim ve hicbir deneyimimizi paylasmayalim istersen.

Tamam ruh sağlığı uzmanı değilsiniz ben de mükemmel bilgiye sahip değilim ama ben de bunun eğitimini aldım oturup Wikipedia'dan aratıp söylemiyorum ki bir şeyleri. Yanlış bilgisini elbette düzeltmeye çalışırım oturup da Google'dan aratıp hah bak çıktı demem ya da Google scholar'dan "Stockholm syndrome" ve "abuse" u yan yana aratarak çıkan kaynakları gösterip "Heh bak benim dediğim doğru" demem. Ona bakarsak belirtisini aratıp beyin kanseri çıkan var ne diyeyim? "Sen buna inanıyorsan karar verdiysen beyin kanserisin" mi diyeyim? Onkolojiyle psikiyatri aynı değil evet ama bizim de fikir aldığımız kılavuzlar var, belli bir somut bir şey olmadığından o kılavuzlar, kataloglar üzerinden gitmek mecburiyetindeyiz. Kafamdan sallamıyorum yani, ne yapayım yok. Yanlış bildiğinin doğrusunu söylerim elbette. Stockholm sendromu alabileceği bir tanı değil, ama terapi almak, uzman görüşü almak isterse de önceki sayfalarda yönlendirdim ve konuştum, konu sahibi de bana teşekkür etti zaten. Ama burada niyeyse bir size kendimi ispat etme zorunluluğundaymışım gibi davranıyorsunuz. Zaten ben sizden önce bu dediklerinizi yaptım ama siz de oturup kadına "Stockholm sendromun var aman Allahım hayati tehliken var, hemen uzmana görünmelisin!!!!" yaparsanız durduk yere kadını paniğe sürüklersiniz. Konu sahibinin problemi yok, eşinin net terapiye/tedaviye ihtiyacı var. Konu sahibinin ihtiyacı olan başka şeyler var ama bir tanı almaya ihtiyacı yok. Konu sahibinin de konusunu bölmek istemiyorum, illa yazışmak isterseniz özelden yazar sorarsınız. İyi günler.
 
Son düzenleme:
Astoria

Hayir, soylediklerimin hic biri de yanlis degil. Defalarca soyledim tecrubeden konusuyorum diye.
Senin mesleki gorusunun baska yeri var , buradaki kullanicilarin deneyimlerinin baska yeri var.
Kadin zaten doktora gidecek, bir tartisma platformunda ona soylenenlerle panik olacak biri degil.
Konuyu cok gereksiz bir cikmaza sokma, yeter artik sozlerime soylemedigim seyleri ek yapip olayi dramatize ediyorsun.
Kimse sana burada kendini ispatla demiyor ki.
O yuzden ugrasma benimle.
Yazilarimi goz ardi et.
 
Psikolojik ve fiziksel şiddet, namusuma attığı iftiralar ve hakaretleri, aşağılaması vs

hâlâ kafamı karışıtırıyor eş kişisi

Hala nasıl karışabiliyor yahu? Hep diyorum yine yazayım. Tabi ki öncelikle kendini düşün ama oğlunu da düşünürsen atlatırsın.

oğlumu bırakacak kimsem yok

Öğretmen olmalısın. Bi bakıcı bul bişi yap yani. Bahanelerden kurtul
 
Siz eşinizin sağlıklı bir düşünce stili olduğunu düşünüyor musunuz? Bana düşündürtmüyor yani o yüzden kendinize bir tanı koyma düşüncesi içine girmeyin, sorun sizde değil eşinizde. Yani tedaviyle de düzelecek bir yapısı yok, ataerkil düzende yetişmiş, kadını kendi malı gibi gören bu yüzden de kıskançlık krizlerine giren bir tip gibi geldi. Deveyi gütmek yerine bu diyardan gitmek bence sizin için daha sağlıklı olur.
Keşke çok çok beğen diye de bi seçenek olsaydı. Öyle nezaketle anlayışla ilgiyle konu sahibine yardımcı olmaya çalışmışsınız ki
 
Biz ona kısaca domuz dövüldüğü yere gidermiş diyoruz . Yani o sendroma senin durumuna da gelince tedavi ol öncelikle çalışmıyorsan mutlaka çalısmaya başla çok iyi geliyor . Diğeri de öncelikle hersey beyinde biter kendini kontrol et ve ben bu Adam'ı unutacağım de bundan sonra mutlu Olacağım de
 
Biz ona kısaca domuz dövüldüğü yere gidermiş diyoruz . Yani o sendroma senin durumuna da gelince tedavi ol öncelikle çalışmıyorsan mutlaka çalısmaya başla çok iyi geliyor . Diğeri de öncelikle hersey beyinde biter kendini kontrol et ve ben bu Adam'ı unutacağım de bundan sonra mutlu Olacağım de

Biraz kaba tabir olmadi mi? Kadini domuza benzetmeyelim bence.
Ayrica Stockholm Sendromu diyemiyormusuz cunku neymis psikaytride boyle bir tani yok mus, PTSD diyecekmisiz...
Halbuki haberlerde ve akademik makalelerde hala Stockholm Sendromu olarak bahsediliyor.
 
Son düzenleme:
Biraz kaba tabir olmadi mi? Kadini domuza benzetmeyelim bence.
Ayrica Stockholm Sendromu diyemiyormusuz cunku neymis psikaytride boyle bir tani yok mus, PTSD diyecekmisiz...
Halbuki haberlerde ve akademik makalelerde hala Stockholm Sendromu olarak bahsediliyor.
"Domuz dövüldüğü yere gider"" yıllardır Söylenen bir deyiş. kadını benzetme Amaçlı söylemedim sendromu benzetme Amaçlı söyledim .
 
Astoria Astoria gayet güzel ve doğru ifade etmişsin canım, o yüzden Stockholm Sendromu konusuna hiç değinmeyeceğim bile, çünkü konudan çok çok uzak bir kavram. Bazı durumlara bağlı olarak geliştirdiğimiz ortak duygular vardır. O yüzden aynı tepkileri gösteriyor diye kişileri aynı tanının içine yerleştiremeyiz. Kişide yarattığı sonuçlar bazı noktalarda benzer olsa da sebepler farklı olduğu için tedavi çok çok farklıdır. Örneğin konu sahibi aşk bağımlılığı konusunu ya da bağımlı kişilik bozukluğunu açıp okusaydı kendini oraya da yerleştirebilirdi.

Sonuç olarak konu sahibi, tanılara takılmayın. Kendinizi bir yere yerleştirmeye de çalışmayın. Bilmeniz gereken tek birşey var; doğru tepkileri veremiyorsunuz ve birtakım bozuk bilişsel süreçler geçiriyorsunuz. Bir uzmandan yardım alıırsanız, size özel nedenler tek tek tespit edilerek doğru tepkileri vermeniz sağlanır ve böylece hayatınıza yön verebilirsiniz.
 
Astoria Astoria gayet güzel ve doğru ifade etmişsin canım, o yüzden Stockholm Sendromu konusuna hiç değinmeyeceğim bile, çünkü konudan çok çok uzak bir kavram. Bazı durumlara bağlı olarak geliştirdiğimiz ortak duygular vardır. O yüzden aynı tepkileri gösteriyor diye kişileri aynı tanının içine yerleştiremeyiz. Kişide yarattığı sonuçlar bazı noktalarda benzer olsa da sebepler farklı olduğu için tedavi çok çok farklıdır. Örneğin konu sahibi aşk bağımlılığı konusunu ya da bağımlı kişilik bozukluğunu açıp okusaydı kendini oraya da yerleştirebilirdi.

Sonuç olarak konu sahibi, tanılara takılmayın. Kendinizi bir yere yerleştirmeye de çalışmayın. Bilmeniz gereken tek birşey var; doğru tepkileri veremiyorsunuz ve birtakım bozuk bilişsel süreçler geçiriyorsunuz. Bir uzmandan yardım alıırsanız, size özel nedenler tek tek tespit edilerek doğru tepkileri vermeniz sağlanır ve böylece hayatınıza yön verebilirsiniz.

Ben sizinle ayni fikirde degilim. Konudan hic de uzak bir kavram degil. Herseyi pskiyatri terimleriyle aciklama durumunda degil ki konu sahibi, su anlarda "battered women syndrome" olarak da gecen genel bir tabir kullanmis cunku bu problem rehin alinanin saldirgana duydugu baglilikla ayni paralellik gosteriyor. Sonucta kurban saldirganiyla pazarlik yaparak durumu dzeltmeye calisiyor, alttan aliyor hatta hatayi kendinde ariyor. Yani bir cocuk seviyesine kadar inen baglilik.

Kadinin hissetiklerine bir isim vermesi kadar dogal birsey yok cunku bu sayede belki de tedbir ve tedavi alacak? Neden empati yapmakta zorlaniyorsunuz anlamiyorum.

Yani su soylenenler " senin gribin var" yerine "sende H1N1 virusu var" demek gibi bir sey!
 
Ayrica siddet uygulayanlarin en buyuk ozelligi karsidakine olan davranisnin normal oldugunuz zannetmesidir. Bunu kurban da aynen kabul etmistir. Aklinca kendisi hatalidir cunku. Siz de bu anlayisi pekistiriyosunuz! Yok ask bagimliligiymis...bagimli kisilik bozukluluguymus. Siddetin icinde ask olur mu yahu? Buradaki bagimlilik ile normal bagimlilik arasinda daglar kadar fark var. Burada travma soz konusu.
Asla sorunu konu sahibine yuklemeye kalkismayin. Konu sahibinin derhal siddet nedir, kim siddet uygular, siddet uygulayanlar nasil bir yara birakir ve nasil bu durumdan kurtulunur uzerine bilginiz varsa yazin bence.
 
"Domuz dövüldüğü yere gider"" yıllardır Söylenen bir deyiş. kadını benzetme Amaçlı söylemedim sendromu benzetme Amaçlı söyledim .
Aman ne olur bu deyisi bir daha kullanmayin, kullandirtmayin. Muthis "kurban sucludur" anlayisini zihnimize isliyor. Ne olur, sizle ben hassas davranirsak ancak bu tur kurban suclayici deyisler ve zihniyeti yok edebiliriz. Simdiden tesekkurler.
 
Ben sizinle ayni fikirde degilim. Konudan hic de uzak bir kavram degil. Herseyi pskiyatri terimleriyle aciklama durumunda degil ki konu sahibi, su anlarda "battered women syndrome" olarak da gecen genel bir tabir kullanmis cunku bu problem rehin alinanin saldirgana duydugu baglilikla ayni paralellik gosteriyor. Sonucta kurban saldirganiyla pazarlik yaparak durumu dzeltmeye calisiyor, alttan aliyor hatta hatayi kendinde ariyor. Yani bir cocuk seviyesine kadar inen baglilik.

Kadinin hissetiklerine bir isim vermesi kadar dogal birsey yok cunku bu sayede belki de tedbir ve tedavi alacak? Neden empati yapmakta zorlaniyorsunuz anlamiyorum.

Yani su soylenenler " senin gribin var" yerine "sende H1N1 virusu var" demek gibi bir sey!

Ayrica siddet uygulayanlarin en buyuk ozelligi karsidakine olan davranisnin normal oldugunuz zannetmesidir. Bunu kurban da aynen kabul etmistir. Aklinca kendisi hatalidir cunku. Siz de bu anlayisi pekistiriyosunuz! Yok ask bagimliligiymis...bagimli kisilik bozukluluguymus. Siddetin icinde ask olur mu yahu? Buradaki bagimlilik ile normal bagimlilik arasinda daglar kadar fark var. Burada travma soz konusu.
Asla sorunu konu sahibine yuklemeye kalkismayin. Konu sahibinin derhal siddet nedir, kim siddet uygular, siddet uygulayanlar nasil bir yara birakir ve nasil bu durumdan kurtulunur uzerine bilginiz varsa yazin bence.

Bakın siz çok yanlış kavramlar kullanıyorsunuz, hadi diyelim ki açıkladığınız gibi olsun. Bi kere o cümlenin sonunda kullandığınız bağlılık kelimesi bile olaya vakıf olmadığınızı gösteriyor. Sizce o açıkladıklarınızın sonunda oluşan şey bağlılık mıdır bağımlılık mıdır? Öncelikle bunun sorgulamasını yapmanız gerekir. Bu da bağımlılık psikolojisine hakim olmayı gerektirir.

Sorunu konu sahibine yüklediğimizi de nerden çıkardınız? Şiddet görmesi bir problemdir, konu sahibinin doğru tepkileri verememesi ayrı bir problemdir. Doğru tepkileri verememesinin altında da birbiriyle bağlantılı gerek sosyal gerek psikolojik bir çok neden olabilir. Ayrıca ben gönüllü olarak mor çatı gibi sivil toplum kuruluşlarında çalışan, aynı şekilde sosyal hizmetlerde gönüllü ablalık yapan biriyim. Empati yapmakta zorlanacağımı hiç sanmıyorum. Yani gerek çocuk gerek kadın bazında şiddet mağduru birçok insanla yakından iletişim halindeyim. Bir sürü şiddet mağduru ve bunu normalleştirmeye çalışan kadın var. Hepsine sen bu sendroma sahipsin demek gibi bir komiklik olabilir mi ya..

Bu işin eğitimini alan biri olarak tabiki kendimde konuşma yeterliliğini göreceğim. Ayrıca işin sosyal boyutuyla da ayrıca gönüllü olarak ilgilenen biriyim. Fakat sizin yazdıklarınızda hiçbir bütünlük yok, kullandığınız kavramlar çelişki dolu. Sırf kendi söylediğinizi savunmak adına çaba harcıyorsunuz. Ben buradan bir tanı koymayı hiç uygun bulmuyorum fakat siz ısrarla böyle olduğunu söylüyorsunuz. Sizce uzaktan bunu söyleyebilecek yeterliliğe sahip misiniz? Bu kadının yetiştiği aile ortamına hakimmisiniz mesela?

Konu sahibinin yapması gereken bellidir. Bir uzmandan yardım alacak ve kendisine özgü sebepler tespit edilip bir tedavi planı oluşturulacak. Bunun dışında o kişiyle yüzyüze konuşmadan diğer faktörleri ele almadan insan psikolojisine dair buradan söyleyeceklerimiz yanlış olur.
 
Bakın siz çok yanlış kavramlar kullanıyorsunuz, hadi diyelim ki açıkladığınız gibi olsun. Bi kere o cümlenin sonunda kullandığınız bağlılık kelimesi bile olaya vakıf olmadığınızı gösteriyor. Sizce o açıkladıklarınızın sonunda oluşan şey bağlılık mıdır bağımlılık mıdır? Öncelikle bunun sorgulamasını yapmanız gerekir. Bu da bağımlılık psikolojisine hakim olmayı gerektirir.

Sorunu konu sahibine yüklediğimizi de nerden çıkardınız? Şiddet görmesi bir problemdir, konu sahibinin doğru tepkileri verememesi ayrı bir problemdir. Doğru tepkileri verememesinin altında da birbiriyle bağlantılı gerek sosyal gerek psikolojik bir çok neden olabilir. Ayrıca ben gönüllü olarak mor çatı gibi sivil toplum kuruluşlarında çalışan, aynı şekilde sosyal hizmetlerde gönüllü ablalık yapan biriyim. Empati yapmakta zorlanacağımı hiç sanmıyorum. Yani gerek çocuk gerek kadın bazında şiddet mağduru birçok insanla yakından iletişim halindeyim. Bir sürü şiddet mağduru ve bunu normalleştirmeye çalışan kadın var. Hepsine sen bu sendroma sahipsin demek gibi bir komiklik olabilir mi ya..

Bu işin eğitimini alan biri olarak tabiki kendimde konuşma yeterliliğini göreceğim. Ayrıca işin sosyal boyutuyla da ayrıca gönüllü olarak ilgilenen biriyim. Fakat sizin yazdıklarınızda hiçbir bütünlük yok, kullandığınız kavramlar çelişki dolu. Sırf kendi söylediğinizi savunmak adına çaba harcıyorsunuz. Ben buradan bir tanı koymayı hiç uygun bulmuyorum fakat siz ısrarla böyle olduğunu söylüyorsunuz. Sizce uzaktan bunu söyleyebilecek yeterliliğe sahip misiniz? Bu kadının yetiştiği aile ortamına hakimmisiniz mesela?

Konu sahibinin yapması gereken bellidir. Bir uzmandan yardım alacak ve kendisine özgü sebepler tespit edilip bir tedavi planı oluşturulacak. Bunun dışında o kişiyle yüzyüze konuşmadan diğer faktörleri ele almadan insan psikolojisine dair buradan söyleyeceklerimiz yanlış olur.



Kelime oyunlari yapmaya gerek yok. Bagimlilik y a da baglilik, grip ya da H1N1 virusu... Yahu siz sozde uzmanlar nasil bir dusunce yapisina sahipsiniz? Hepiniz mi ayni tornadan cikarsiniz .

Benim soylediklerimde asla yanlis bir sey yok . devamli mesleginizi ve kredibilitenizi ispat etmeye calismaniza da gerek yok.

Ben burada kendi fikirlerimi belirtince neden yanlis oluyormus anlayamadim. Belki siz mor cati gonullusunuzu ama siz boyle bir duruma dustunuz mu en basta? Siddete ugradiniz mi? Ugramadiysaniz konusmayin benle.

Benim fikirlerimi ve tecrubelerimi gormezden gelmeniz bu konunun gerceklerini asla degistirmeyecek ve Stockholm Syndrome , Battered women Syndrome, Intimate Partner Violence gibi genel terimler hem medyada hem akademik makalelerde hep var ve var olacak. Siz isteseniz de istemeseniz de.
 
Back
X