Duygu, Pınar o söylediğiniz bende ve benim aşkımda da gözlendi.
Nasıl mı diyeceksiniz anlatim. Geçen baktım aşkla son zamanlarda pek konuşmuyoruz, konuşunca sesindeki o heyecan, istek arzu yoktu. Hafta sonu baş başa olduğumuz bir an aldım karşıma konuştum. Anlattım dedim "evlenmek zorunda değiliz.Eğer aklına takılan seni üzen sıkan bu durumsa hemen bir son verebiliriz.Benden yana ne hakkım varsa helaldir.Lakin evlilik stresine girip acabaların varsa ben evlenmek istemiyorum." Oda anlattı "Ya iyi bir eş olamazsam, iyi bir baba olamazsam, sen çok nazlısın ya seni incitirsem, kıskançlığım, çabuk öfkelenmem seni üzüyor. bunların hepsini düşünüyorum. İşten eve geldiğinde hazır sofraya oturuyordun. Şimdi yemek yapmak, ütü yapmak seni hepten yoracak.Ben seni mutlu edemezsem diye endişeleniyorum.Sende her şeyi içine atıyorsun.Sana ulaşamıyorum bu defa evliliğimizde de böyle olursa diye yoksa seni çok seviyorum" dedi.
Sonra dün davetiyeleri dağıtıyordum.Arkadaşların yanına gittim.Oradan buradan konuşurken gözlerim doldu ha ağladım ha ağlayacağım. Millet ne oldu diyor ama ben cevap veremedim. Kızım görende zorla evleneceksin sanacak dedi. Bunlar nikah, ev, gelinlik gibi detayları sordukça gözlerim doldu.Sonra dedilerki sen evlilik stresine girmişsin. üzülme hepimizin başından geçti. Yeterki çok üzme kendini hasta olursun yoksa düşündüm evet bana birşey diyen yoktu ama o anda sanki ben ne yapıyorum der gibiydim.