Daha tam 1 ay önce burada hep beraber halaylar çekmiştik hatırlarsınız. "Ben bu hale nasıl geldim..." başlıklı konumda derdimi sizlerle paylaşmış, hep beraber mutlu sona vardığımızı düşünmüş, zafer nidalarıyla halaylar çekmiş, şarkılar söylemiştik. Ancak durum hiç de öyle değilmiş. Eşim de ben de örtmüşüz demek ki bir şeylerin üstünü. Her ikimiz de 10 senelik evliliğimizde ve 4 senelik flört dönemimizde yapadıklarımızı hep hasır altı etmişiz. Bunu dün anladık.
Durup dururken, Tv seyrederken şakayla başlayan bir konunun sonu, ayrılık kararına vardı. Her ikimiz de öyle döktük ki içimizi. İkimiz de yorulmuşuz aslında birbirimize farkettirmesek de, her ikimizin de artık mecali kalmamış bir şeyleri alttan almaya, örtbas etmeye.
Velhasıl bilenler bilir, geçen ay hazırlamış olduğum (o malum konu zamanı) anlaşmalı boşanma dilekçesi hala çekmecede bir yerde duruyormuş. Çıkardım verdim eşime akşam. Yarın giderken bunu adliyeye verirsin sana zahmet diye. Kabul etti o da. Sonra ben kızımızın yatağında uyudum, eşim kendi yatağında. (gerçi her ikimiz de uyuduk sayılmaz ya evin içinde köşe kapmaca oynadık desek daha doğru olur)
Hiç ses yükselmedi, hiç hakaret olmadı biliyormusunuz? Belki bunlar olsaydı (her ikimiz için de) çok sinirliydik sinirle verilen bir karar diyebilirdim ama ne acı ki değil...
Gayet mantıkla, gayet soğukkanlılıkla ve gayet sessizce verilen kabul edilen bir durum bu... İçim acıyor, biliyorum ki onun ki de acıyor ancak sonu da yok işte.
Yaşanan herşey bişeyler almış götürmüş biz farketmeden...
Durup dururken, Tv seyrederken şakayla başlayan bir konunun sonu, ayrılık kararına vardı. Her ikimiz de öyle döktük ki içimizi. İkimiz de yorulmuşuz aslında birbirimize farkettirmesek de, her ikimizin de artık mecali kalmamış bir şeyleri alttan almaya, örtbas etmeye.
Velhasıl bilenler bilir, geçen ay hazırlamış olduğum (o malum konu zamanı) anlaşmalı boşanma dilekçesi hala çekmecede bir yerde duruyormuş. Çıkardım verdim eşime akşam. Yarın giderken bunu adliyeye verirsin sana zahmet diye. Kabul etti o da. Sonra ben kızımızın yatağında uyudum, eşim kendi yatağında. (gerçi her ikimiz de uyuduk sayılmaz ya evin içinde köşe kapmaca oynadık desek daha doğru olur)
Hiç ses yükselmedi, hiç hakaret olmadı biliyormusunuz? Belki bunlar olsaydı (her ikimiz için de) çok sinirliydik sinirle verilen bir karar diyebilirdim ama ne acı ki değil...
Gayet mantıkla, gayet soğukkanlılıkla ve gayet sessizce verilen kabul edilen bir durum bu... İçim acıyor, biliyorum ki onun ki de acıyor ancak sonu da yok işte.
Yaşanan herşey bişeyler almış götürmüş biz farketmeden...