En kötü anılarım içinde bunlar maalesef. Babamı gömdük, kapıdan girdik, daha kabanımı çıkarıyordum ki elime pide kutusu tutuşturuldu. Ayranlar, pideler, ayran istemeyene kolalar derken babamın duasını dinleyemedim bile.
4 sene sonrasında aynı şey dedemin cenazesinde de oldu. Onun duasını da dinleyemedim. Üstelik bu sefer "oğlana da götüreyim, fazla varsa versene, bu su soğuk değil soğuk getirir misin?, tatlı var mı daha?" diyenlerle de karşılaştım. Kahkahalar, dedikodular. Gözüm görmüyor, kafamı koymak istiyorum sadece bir köşeye ama mümkün değil herkes yiyor, herkes ama herkes yiyor, durmadan yiyorlar. Asla unutamıyorum.
Bir de bir gün de değil. Üç gün, sonra bir de yedisinde, sonra kırkında vs. Ben çocukken annem dayısını kaybetmişti. Sene 98, gittik, cenaze evine herkes yemek getiriyordu. Ne ara bu hale geldik biz? Şimdi belediyeler ilk gününü karşılıyor, pideler, ayranlar getiriyor.
Öldükten sonrası için tek vasiyetim, asla ama asla kimseye yemek verilmesin. Sokak hayvanlarına mama dağıtsınlar eğer varsa ardımda kalan sevenlerim ama kimse acısının içinde gündeymiş gibi dedikodu yapan insanları beslemesin.