Bu şuna benziyor:
"Sıtma olmaya razıyım, yeter ki ölmeyeyim. Nedense aklıma hiç iyileşmek de gelmiyor."
Tek pencereden bakıyorsunuz, iyi olacak kurtulacağım, prangalarımı kıracağım demek yerine; yürümeyi unutmayı tercih ediyorsunuz.
Sırf 'alıştığınız' için, bu stresli hayatı, konfor alanı gibi görüyorsunuz.
Kızınız çok mu düşkün? Babası o kadar çok sevse evladını, kızını dünyaya getiren kadına bakarken içi titrer. Biricik kızının, mutlu olması için, annesinin de mutlu olması gerektiğini bilir. Zaten öyle bir adam olsaydı, şimdi 'boşanayım mi? 'diye de sormazdınız. Kendinizi kandırmayın, bir zamanlar babasına aşık, ancak gerçek yüzünü gördükten sonra bağlarını koparmış bir kız çocuğu olarak yazıyorum.
Anneme, hala kızarım neden bu pisliği bekledin, erkenden evlenip bana da daha sıcak yuva sağlamadın diye.
O baktığınız pencereyi kapatın, kapıyı açın.