aslına bakarsanız bu durumu bizim de biraz algılayış tarzımız önemli. buna şimdi bir örnek vereceğim ve aynı duygularda olduğumuzu anlayacaksınız. açıklık ya da kapalılık sorunu değil bu. ben açığım. üniversite bittikten sonra bir okulda ücretli öğretmenliğe başladım. ücretli öğretmenlik yaptığım okul imam hatip lisesi grubuydu. burdur gibi küçük bir yerde. ilk görev yerim orası yani. çok uzun bir dönemden de bahsetmiyorum. daha çiçeği burnunda öğretmenim. yılların tecrübesi yok bende. ilk 1 ay çok zorlandım. neden mi açık olduğum için. şuan hissettiklerimi daha iyi anlaman için aynen o anki duygularımı yazıyorum. siyasetin o günkü koşullarında henüz yeni oluşturulan sadece erkeklerden oluşan bir sınıf vardı. diğer sınıflar karışıktı. daha okula ilk gittiğim anda müdürle ve diğer arkadaşlarla karşılaştığımda onlardan bana ön yargı oluştu. düşünün sırf açığım diyeydi bu ön yargı. ben de bir öğretme aşkı var tabii. gözlerime perde çektim, kulaklarımı tıkadım. ama teneffüslerde arkamdan söylenen laflar beni çok incitiyordu. cehenneme ateşini kendi taşıyan, cehennem odunu vs. ne kadar korkunç. ben bunu yenebilmek için 6 ay uğraştım. çalışmak zorundaydım çünkü. lekeleme, karalama politikası bir gün bitecekti. sonra niyetimin gerçekten iyi olduğu anlaşılınca önce okul müdürüyle aram iyi oldu. sonra da öğrencilerle. hala da görüşürüm okul müdürümle. ikinci dönem benim iyi niyetli olduğumu görünce ve cidden mesleğimi hakkıyla yerine getirdiğimi görünce kendileri ilçe milli eğitimden istediler bizzat ücretli öğretmen olarak. bu yaşadığım olay gerçek. maalesef toplumda böyle bir algı var. çoğunluk neyse azınlığı kendine uydurmaya çalışıyor. hatta baskı uyguluyor. biraz dini ve siyasi içerikli oldu yazı ama her iki kesimi de incitecek bir şey yazmadığımı düşünüyorum. çünkü size bu şekil cevap verebilirim ancak. açtığınız konu kombinden çok siyaset ve din ağırlıklı. herkes kendine göre yaşar bu olguyu. sen hazırsındır tamamiyle kendini dine vermeye ve başlarsın. buna saygı duyulur. hep de duydum, kimsenin kıyafetiyle işim olmaz çünkü. ama bu ülkede sadece kapalılara değil açıklara da psikolojik bir şiddet uygulandığını unutmayalım. cehennem zebanisi, cehenneme ateşini kendi taşıyan geliyor. bak diye kaş, göz işaretleri. bunlar da açık bayanların yaşadıkları olaylar. bunu da kimse burada inkar edemez. senin olayın 2 yıllık süreç içinde gerçekleşmiş. son yıllarda artık insanların algıları değişti. ben iyi bir gözlemciyimdir. birazda psikososyal durumlara karşı algılama gücüm yüksek diyebilirim. Türkiye'nin özellikle kozmopolit şehirlerinde bu tarz yaklaşımların daha az görüldüğü kanısındayım. çünkü farklı milletlerle ve farklı kültürlerle karşılaştığınızda özellikle günümüz maddiyat dünyasında insanlar bu şehirlerde başka millet ya da farklı görüşteki insanlara nabza göre şerbet veriyorlar. simitçisinden tutun da okumuş insanına kadar. küçük şehirlerde daha farklı bir durum söz konusu ama. bundan iki yıl öncesinde Giresun'un küçük bir ilçesindeydim. üniversiteye gidecek kafası çalışan kızlarımızın ailelerinden resmen yalvararak onay istedik. karşımızdaki bakış açısı çok korkunçtu. ülkemiz cidden karışık bir durumda. ben çok üzülüyor ve korkuyorum geleceğimiz hakkında. bence basit bir olay bu konu sizin şahsınıza göre değerlendirdiğimiz de. ama bunu genele böyle açınca çok kırılgan ince bir çizgide. insanları hemen ayırabilirsiniz bu konuyla. siz öncelikle ne için kapandığınızı hatırlarsanız yaşadığınız bu olayı buraya yazmak yerine kendi içinizde halletmiş olurdunuz. tıpkı benim ücretli öğretmenliğimde olduğu gibi. burayı okuyan büyük bir kitle var çünkü. aslında yapılan yorumlarda sizi rahatlatmış olmalı. ülkece yaşadığımız bu değişim beni çok mutlu ediyor. kimse sizin inancınızı karalamadı gördünüz mü? özgürsünüz dedi. benim anlatmak istediğim noktada bu işte. çoğunluk değişti. her iki taraf içinde. benim tepkim kapalılığınıza değil konuyu çok faklı boyutlara gelecek şekilde yazmanıza. ama toplumumuz size yapılan bu harekete yorumlarıyla çok güzel cevap vermiş. özgürsünüz ve istediğiniz gibi giyinebilir istediğiniz yerde tatil yapabilirsiniz. olayın özü bu işte.