Tokat///Alperenler

Herbela

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Nisan 2007
528
2
tokat2~0.jpg


TOKAT İSMİNİN MENŞEİ
Tokat ismi Türkçede bildiğimiz “tokat” kelimesinden gelir. Tokat’ta bulunan kalenin ismi “Comano Pontica” idi. Anadolu’yu fetheden Selçuklu Oğuz Türkleri, bu kaleyi alınca Bizans ordusuna çok ağır bir tokat vurmuş olduğu kabul edildi. Böylece Bizans’a vurulan tokat bu şehrin ismi olarak yerleşti. Şehre “Tokat” ismi verildi.
Tokat isminin gerçek menşeiyse Bizanslılara âit “Comano Pontica” kalesini kuşatan Selçuklu ordusunun kumandanı Melik Danişmend Gâzi, kale hakkında bilgi almak için bir Türk askerini kaleye gizlice gönderdi. Kaleye giren Türk askeri, bilgi toplarken Bizanslı askerler etrâfını kuşattı. 20 Bizans askeriyle boğuşan bu yiğit, herbirini birer tokatla yere serip kaçıp kurtuldu. Bu boğuşmayı kale burcundan seyreden kale komutanı; “Türk’ün tokadı bu ise silâhı nasıl olur?” diyerek korkmaya başladı ve kalenin burçlarına teslim bayrağı çekerek teslim oldu. Zafer, kahraman bir Türk askerinin tokadıyla kazanılmış olduğundan, bu askerin hâtırasına şehre “Tokat” ismi verildi. Kale, Bizans’ın Anadolu’daki en önemli kalelerinden biri ve başta geleniydi.​

tokat1.jpg

TOKAT’IN TARİHİ ve KÜLTÜREL YAPISI
Bu havası hoş şehrin dört tarafında,bahçe ve bostanlar içinde sular akar. Bu bahçelerde bülbüllerin ötüşü, insan ruhuna sefa verir. Meyveleri lezzetli ve lâtif olup, her tarafa hediye olarak gönderilir. Her bağında birer köşk, havuz, fıskiye ve çeşitli meyveler bulunur. Halkı zevk ehlidir. Gariplerle dostturlar; kin tutmaz, hile bilmez, deryadil, haluk, selim ve halim insanlardır. Herkese iyi zanda bulunurlar. İyi geçinirler, hayırlı yapılar yaptırmaya hevesleri çoktur. Camii, saray, köşk ve imaretleri o kadar güzel ve metin olur ki, buralara girenler hayran olurlar. Şehir genişlik ve çok ucuzluk bir yer olup dünya yüzünde eşi yok gibidir. Yılın her zamanında halkının nimetleri boldur. Hacı Bektaş Veli'nin hayırlı ve bereketli duaları ile bu eski tarihi şehir, "ALİMLER KONAĞI, FAZILLAR YURDU ve ŞAİRLER YATAĞIDIR..."
EVLİYA ÇELEBİ
Seyahatname
(Cilt: 5 Saife: 69-70)

YÖREMİZ YERLEŞİMİNİN TARİHİ

muze_b.jpg


M.Ö. 4000 yıllarından başlayarak 14 devlet ve birçok beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Tokat; geniş ve sulak vadilerle bunlar arasındaki geçitlerden oluşan bereketli alanların orta yerinde bulunmaktadır.
Kalkotik ve ilk tunç çağlarından sonra Büyük Hitit Devletinin doğu federasyonlarına bağlı birçok kentin, Yeşilırmak'ın kolları Kelkit, Tozanlı ve Çekerek kolu vadileri boyunca kurulması ile başlayan, Pers ve Pontus döneminde doruğa ulaşan derebeylik dönemi, Tokat, Niksar, Zile ve Turhal'da en tipik ve güçlü şeklini almıştır.
İlimiz toprakları üzerinde kurulan Hitit ve Frig yerleşim alanları, M.Ö. 2500 - 4000 yılları arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına ulaşmıştır. İç Anadolu yaylalarını aşamayan İon Kültürünün M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren, Kolonileri ile birlikte, Karadeniz'den Polemonion ( Ünye) ve Amisos (Samsun ) yolu ile Komana ya ( Tokat ) gelmiş, güneydeki geleneksel "Kapadokya " ve doğudan gelen Pers kültürü ile kaynaşmıştır.
Daha sonra uzun bir dönem içerisinde Roma ve Bizans Egemenliği altına giren Tokat, Danişmend ve Selçuklu Türklerinin siyasi üstünlükleriyle birlikte Maveraünnehir'den gelen Türk İslâm kültürü ile tanışmıştır. 900 yıldan beri de Türk Egemenliği altındadır.
Selçuklular zamanında Anadolu'nun 6. büyük kenti olan Tokat, 12. yüzyılda Bizans ve Haçlı orduları, 1243 yılından itibaren de Moğol baskısı altında olmasına rağmen İlhanlı egemenliği sonuna kadar gelişmesini sürdürmüş, antik dönemlerde olduğu gibi ekonomi ve ticareti gelişmiş, doğu batı yönündeki büyük ticaret kervanlarının konakladığı hanlar, kervansaraylar ile düzenli yol ve köprüler inşa edilmiştir
Selçuklu Türklerinin Anadolu'da yarattığı, özü güzellik ve sabır olan bu uygarlığın kültür, sanat, mimarlık, bayındırlık eserleri ile Tokat'ta hemen yüz yüze gelinir. Moğolların yaptığı büyük tahribatın ardından 14. yüzyıl sonunda Osmanlı egemenliğine giren Tokat, yükselme döneminde bölgenin tarım ve sanayi merkezlerinden biri olmuştur.
Evliya Çelebi'nin uzun uzun anlattığı gibi "Tokat'ın bağ. bahçe ve ovaları Osmanlı Ordularının konaklama ve gıda ambarı olmuş, bakırcılık, ipekçilik, pamuklu dokuma ile çeşitli sanayi ve el sanatları gelişmiş, iş hanları ve çarşıları Bağdat, Bursa ve Halep'tekiler ile kıyaslanır olmuştur." ifadeleri bunun kanıtıdır.
17. yüzyılın bitimi ile beraber gerileyen imparatorluk döneminde, Tokat olumsuz etkilenmiş, gelişme ve canlılığını yitirmiştir. Osmanlı Devleti'nin gelişme devrinde önemini yitiren ve pek çok ekonomik sorunlarla karşılaşan Tokat, hiçbir gelişme gösterememiş, 1863'ten sonra Sivas'a bağlı bucak, 187S'de mutasarrıflık (sancak beyliği) 1920'de müstakil liva ve nihayet Cumhuriyetin ilanı ile beraber il olmuştur.

TOKAT’TAKİ TARİHİ YAPILAR

CAMİLER

Acepsır Camii Osmanlı
Gaybi Camii Osmanlı
Seyyit Necmettin Camii Osmanlı
Tatar Hacı Camii Osmanlı
Su İçmez Camii Osmanlı
Akdeğirmen Camii Osmanlı
Devegörmez Camii Osmanlı
Çekenli Hamza Bey Camii Osmanlı
Tabakhane Camii Osmanlı
Kaya Camii Osmanlı
Çay Camii Osmanlı
Malkayası Camii Osmanlı
Kadı Hasan(Düdükçü ağa) Camii Osmanlı
Genç Mehmet(Örtmeliönü) Camii Osmanlı
Mahmut Paşa Camii Osmanlı
Rüstem Çelebi Camii İlhanlı
Garipler Camii Danişmentli
Ali Paşa Camii Osmanlı
Ulu Camii Osmanlı


Ul20Camii.jpg


ulucamii.jpg

Hacı Behzadi Camii Osmanlı
Meydan Camii Osmanlı


meydancamii.jpg


meydan_camii.jpg


meydancamii.jpg


meydancamia.jpg

Hamzabey Camii Osmanlı
TakyecilerCamii

Kadı Hasan Camii Osmanlı
Yolbaşı Camii Osmanlı
Horuç Camii Osmanlı
Akbelen Köyü Camii Osmanlı
Ormandibi Köyü Camii Osmanlı
Dodurga Köyü Camii Osmanlı
Zile İshak Paşa Camii Osmanlı
Zile Nasuh Paşa Ulu Camii Osmanlı
Zile Boyacı Hasan Ağa Camii Osmanlı
Zile Şeyh Ethem Çelebi Camii Osmanlı
Zile Bedesten Camii Osmanlı
Zile Molla Yahya Camii Osmanlı
Zile Kebir Camii Osmanlı
Zile Hoca Beyazıt Camii Osmanlı
Zile Elbaşoğlu Camii Osmanlı
Zile Bayramağa Camii Osmanlı
Zile Alaca Mescit Camii Osmanlı
Tokat Ahmet Ağa Camii Osmanlı
Niksar Ulu Camii Danişmentli
Niksar Cin Camii Selçuklu
Niksar Alçakbel Camii Osmanlı
Çilhane Camii Osmanlı
Niksar Hoca Sultan Camii Osmanlı
Niksar Çöreği Büyük Camii İlhanlı
Niksar Keşfi Osman Camii Osmanlı
Turhal Ulu Camii Osmanlı
Turhal Kesikbaş Camii Osmanlı
Turhal Dazya(Gümüştop Köyü Ömer Paşa) Camii İlhanlı
Turhal Üzümören Camii Osmanlı
Kızlcaören Camii Osmanlı
Pazar Halil Bey Camii Osmanlı
Pazar Sinan Bey Camii Osmanlı
Çamlıbel Mescidi Selçuklu
Malum Seyit Camii Osmanlı
Erbaa Ravakbaba Camii Osmanlı
Erbaa Akça Kasabası Ömer Paşa Camii Osmanlı
Tokat Ali Paşa Mescidi Osmanlı
Tokat Alaca Mescit Selçuklu
Tokat Kundakçılar Mescidi Osmanlı
Niksar Kale Mescidi Selçuklu
Tokat Hacı Turhan Mescidi Selçuklu
 
DİNİ ve KÜLTÜREL YAPILAR​

Tokat Kalesi Osmanlı

kale_a.jpg

Mevlevihane Osmanlı

mevlevihane1.jpg



mevlevihane_a.jpg

Niksar Taş Mektep Osmanlı
Sıkdişini Helası Osmanlı
Niksar Kale Hapishanesi Selçuklu
Erenler Kümbeti Selçuklu (İlhanlı)


MEDRESELER​

Orta Medrese(Sulu Bedesten) Osmanlı
Çukur-Yağıbasan Medresesi Danişmentli
Gökmedrese(Müze) Selçuklu
Hatuniye Medresesi Osmanlı
Niksar Yağıbasan Medresesi Danişmentli


KÖPRÜLER​

Hıdırlık Köprüsü Selçuklu
Niksar Leylekli Köprü Roma
Çilhane Köprüsü Osmanlı
Niksar Seymenler Köprüsü Osmanlı
Niksar Taşkemer Köprüsü Osmanlı
Niksar Ünye Köprüsü Osmanlı
Erbaa Kaleköy Köprüsü Osmanlı
Sulusaray Köprüsü Roma
Geyras (Godoşun) Köprüsü Osmanlı


ZAVİYELER VE TÜRBELER​

Murat Sevdakar Türbesi Selçuklu
Halef Sultan Tekke ve Zaviyesi Selçuklu
Sümbülbaba Zaviyesi Selçuklu
Şeyh Meknun Açıkbaş Türbesi Selçuklu
Horozoğlu Zaviyesi Osmanlı
Niksar Kulak Tekkesi Selçuklu
Ahi Muhittin Tekke ve Zaviyesi İlhanlı
Acepşir Tekke ve Türbesi Selçuklu
Niksar Işık Tekkesi Selçuklu
Vezir Ahmet Paşa Türbesi Selçuklu
Niksar Horosan Tekkesi Osmanlı
Pir Ahmet Bey Türbesi(Horozoğlu) Osmanlı
Nurettin İbni Sentimur Türbesi İlhanlı
Sefer Paşa Türbesi Selçuklu
Kitabesiz Türbe Osmanlı
Ali Tusi Ebul Kasım Türbesi Selçuklu
Burgaç Hatun Türbesi İlhanlı
Gümenek Türbesi İlhanlı
Çamağzı Köyü Türbesi Osmanlı
Pir Mehmet Türbesi Osmanlı
Kırkkızlar Türbesi Selçuklu
Hacı Çıkrık Evliya Türbesi Selçuklu
Niksar Sunguriye Türbesi Selçuklu
Niksar Melik Gazi Türbesi Selçuklu
Erbaa Ravakbaba Türbesi Osmanlı
Turhal Ahi Yusuf Türbesi Osmanlı
Turhal Aziz Baba Türbesi Osmanlı
Niksar Yusufşah Türbesi Selçuklu
Zile Şeyh Eyük Türbesi Osmanlı
Zile Şeyh Nusrettin Türbesi Osmanlı
Turhal Seyit Komutan
Niksar Akyapı Türbesi
Ali Paşa Türbesi Osmanlı
Malum Seyyid Türbesi Osmanlı
Turhal Kesikbaş Türbesi Osmanlı
Turhal Şehit Şehabettin Türbesi Osmanlı
Zile Şeyh Ethem Türbesi Osmanlı
Mehmet Nurullah Türbesi
Osmanlı

HANLAR-KERVANSARAYLAR​

Taşhan(Voyvoda) Osmanlı

tashan_a.jpg



normal_tashan_b.jpg

Paşa Hanı Osmanlı
Sulu Hanı Osmanlı


yazmahan.jpg



Suluhan.jpg

Deveci Hanı - Fatih Mehmet Paşa Hanı Osmanlı
Pazar Mahperi Hatun Kervansarayı Selçuklu
Tahtoba Kervansarayı Selçuklu
Çamlıbel Kervansarayı Selçuklu


KİLİSELER​
Niksar Kale Kilisesi Selçuklu Dönemi
Tama Torgus Kilisesi Bizans Dönemi
Erbaa Kilise kalıntısı Bizans Dönemi


HAMAMLAR​
Pervane Hamamı Selçuklu
Mustafa Paşa Hamamı Osmanlı
Paşa Hamamı Osmanlı
Çamağzı Köyü Hamamı Selçuklu
Niksar Ünye Hamamı Osmanlı
Niksar Büyük Hamamı Osmanlı
Niksar Çavuş Hamamı Selçuklu
Niksar Küçükkale Hamamı Selçuklu
Niksar Kale Hamamı Selçuklu
Zile Yeni Hamam Osmanlı
Zile Çifte Hamam Osmanlı
Pazar Beyobası Hamam Selçuklu
Ali Paşa Hamamı Osmanlı
Sultan Hamamı Osmanlı
Turhal Halil Bey Hamamı Osmanlı
Zile Tekke Hamamı Osmanlı
Zile Şehir Hamamı Osmanlı


KAYA MEZAR ANITI​

Kızık Köyü Kaya Mezar Anıtı Roma
Zile Kaya Mezar Anıtı Roma
Zile Kapıkaya Mezar Anıtı Roma
Gümenek Kaya Mezar Anıtı Roma


KONAKLAR​
Latifoğlu Konağı
latifoglu_2.jpg



latifoglu_a.jpg
 
latif_5.jpg
[/CENTER]

Yoğurtçuoğulları Konağı
Maaz Gürkan Evi


mc_ev.jpg

Musluoğlu Konağı


YAĞIBASAN MEDRESELERİ​
Anadolu’nun ilk medreselerinden olan Niksar ve Tokat Yağıbasan Medreseleri 12. yy. ortalarında yapılmışlardır. Kapalı avlulu olan medreseler plan bakımından da birbirine çok benzemektedir. Yalnız Tokat Yağıbasan 3 eyvanlı, Niksar örneği ise 2 eyvanlıdır. Moloztaş malzemeyle yapılmışlardır. Tokat, Sulusokak mevkiindeki medresenin 1247 tarihli onarım kitabesi Müzede olup, Nizameddin Yağıbasan tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Nizameddin Yağıbasan, Danişmendlilerin Sivas kolunun 3. hükümdarıdır.
Kazanılan bir zaferin peşinden doğduğu için babası tarafından “Düşman Basan” anlamına gelen Yağıbasan ismi verilmiştir.
Bazı kaynaklarda yapılış tarihi olarak 552/1157 tarihi verilen Niksar Yağıbasan Medresesi, Niksar Kalesi üzerindedir. Bugün oldukça harap durumdadır.​

YEŞİLIRMAK KÖPRÜSÜ
Hıdırlık Köprüsü olarak da bilinen yapı, Sivas - Tokat - Niksar kervanyolu üzerinde ve Yeşilırmak’ı geçmek için Anadolu Selçukluları çağında yapılmıştır. 151 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindedir. Kesme taş malzemeyle yapılmış, sivri kemerli 5 gözlüdür. Kitabe bloku, köprünün ortasına yakın yere, silmelerin çerçevelediği alan içine iki bölüm halinde konulmuştur. Yazı Selçuklu Sülüsü hattıyla yazılmıştır. Kemer ayaklarına mecra tarafından suları yönlendirmek ve hızını kesmek için üçgen biçimli kaideler yerleştirilmiş, mensap tarafına ise yarım daire biçimli dayanak yapılmıştır. Köprünün temeli 9 Mayıs 1250 yılında atılmıştır. Bu tarihlerde Anadolu Selçuklu tahtında üç kardeş birden hükümdarlık yapmaktadır. İzzettin Keykavus II, Rükneddin Kılıç Arslan IV ve Alaaddin Keykubad II. Köprüyü, Pervane Hamid yaptırmıştır. Mimarı da Fereçoğlu Mehmet’tir.
MELİK DANİŞMEND GAZİ TÜRBESİ
Niksar ilçe merkezinde Melik Gazi mezarlığı içindedir. Güneyindeki küçük tepenin eteğine inşa edilmiştir. Kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Tek kubbeyle örtülüdür. Kubbeye geçiş Türk üçgenleriyle sağlanmıştır. Ancak kubbesi yıkıldığından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılan onarımda üzeri düz ahşapla kapatılmış, onun da üzerine alaturka kiremitli kırma çatı yapılmıştır. Kuzey cephesi tamamen kesmetaş kaplı olan yapının doğu, güney ve batı duvarında moloz taş malzeme ile tuğla da kullanılmıştır. Girişin bulunduğu kuzey cephede kapıdan başka simetrik yerleştirilmiş iki dikdörtgen penceresi yer almaktadır. Kapı ve pencere söveleri mermerden yapılmıştır.
Yapının iç mekanında sonradan yapıldığı anlaşılan sanduka bozulmuştur. Kubbeye geçiş sistemini oluşturan Türk üçgenlerinin hemen altında çok geniş bir ayet kuşağı üç yönde (doğu,batı,kuzey) duvarları dolaşmaktadır. İç mekanda başka süsleme yoktur.
Üzerinde kitabesi olmadığından inşa tarihini de belirleyecek çok açık bir bulgu da taşımadığından en azından günümüze gelmediğinden Türbenin kime ait olduğu ve tarihi bilinmemektedir. Ancak bilim adamları mevcut yapının mimari ve inşai değerlendirmesini yaparak ve mevcut tarih bilgilerini de göz önüne alarak, Danişmendlilerin kurucusu, Malazgirt savaşında Sultan Alparslan’ın emirlerinden Melik Danişmend Gazi’ye ait olduğu kabul etmektedirler.

MEHPERİ HATUN KERVANSARAYI
Anadolu Selçukluları döneminde İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Sivas-Tokat-Amasya-Samsun/Sinop kervan yolu üzerindedir. Pazar ilçe merkezinde bulunmaktadır. Sultan Hanları plan tipinde açık ve kapalı bölümlerden oluşan bir yapıya ve kesme taş kaplamalı blokaj duvar sistemine sahiptir. Dış duvarlarına payandalar konularak kale görünümü verilmiştir. Açık bölüm kuzey bloğundaki odalarla, doğu ve batı yönde dörtgen ayaklara oturan ikişer revaktan ibarettir. Bugün üst örtüsü tamamen ortadan kalkmış olan kapalı bölümü iki sıra ayakla üçgene ayrılmış durumdadır. Abidevi taç kapısı, Anadolu Selçuklu klasik özelliklerini taşımaktadır. Taç kapı ile kapalı bölüm giriş kapısı üzerinde birer kitabe vardır. Kitabelerine göre yapı I.Alaaddin Keykubad’ın eşi ve hayırsever birisi olan Mahperi Hatun (Huand-Hunad) tarafından yaptırılmıştır.

TOKAT KALESİ​
Tipik bir orta çağ kalesidir. Anaitis mezhebine bağlı Comana Pontica (Gümenek) yerleşim yerinde baskı gören Hıristiyan halk göç ederek 10 km batıdaki, bugünkü kalenin olduğu yere yerleşmişlerdir. Tabii yapısı ile savunmaya elverişli olup uzun yıllar Bizans İmparatorluğu’nun önemsiz bir yerleşim yeri olmuştur. Malazgirt Zaferi’nden sonra Türk hakimiyetine giren kale (Tokat) önem kazanmıştır. Danişmendliler ve Selçuklular’ın önemli kentlerinden biri olmuş, imar ve kültür faaliyetleri bakımından sayılı merkezler arasına girmiştir. Dışkale sur duvarları tamamen ortadan kalkmışken, içkale duvarlarının bir bölümü ayaktadır. Duvarlar ve üzerindeki yapı kalıntılarının tamamına yakını Danişmendli ve Selçuklu dönemlerine aittir. Ortaçağ kalelerinin vazgeçilmez unsuru olan su yolu Tokat kalesinde de var olup, ağız kısmına kadar dolmuştur.

ALİ PAŞA HAMAMI
Tokat İl merkezi, GOP Bulvarı üzerindedir. Ali Paşa külliyesinin bir yapısıdır. Ali Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazid’in damadıdır. Beyazid babasına isyan ettiği için öldürülmüş, damadı Ali Paşa da II. Selim zamanında Söngüt Çayırında (Söngüt Köyü) idam edilmiştir.
Kadın ve erkek bölümlerinin bulunduğu yapı, çifte hamam tarzında olup klasik Osmanlı hamam mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. Tamamen kesme taştan yapılmıştır.

TOKAT’IN KÜLTÜR YAPISI
Tokat, uygarlıkların merkezi olan Anadolu’da M.Ö. 3000 yıllarından başlayarak 5000 yıllık engin tarihinde 14 devlet ve bir çok beyliğin yaşadığı ya da egemen olduğu Yeşilırmak havzası içinde yer almış benzeri az bulunan önemli illerimizden biridir.
Tokat ilindeki Kelkit,Yeşilırmak ve Çekerek ırmakları boyunda kurulmuş olan medeniyetlere ait Hitit, Firig, Roma, Selçuklu, İlhanlı, Osmanlı eserlerinin çokça bulunuşu ve tarihi yönüyle önemli bir kültür merkezidir.
M.Ö.2500-400 yılları arasında yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına sahip olan Helen kültüründen, Zile-Tokat-Niksar-Sulusaray’daki M.S 5.yy. kadar süren Roma kültürünü, 12.yy.da Danişmend’lerin merkezi olan Niksar’da oluşan maddi kültür değerlerini 13.yy.sonuna kadar Selçuklu Türkleri’nin sanat,mimari ve hümanist kültürlerini gözden geçirdiğimizde, Zile Maşat Höyük’teki Tappiga Sarayı, Hellenistik çağa ait kartal figürlü ionik sütun başlığı, Zile’de Roma Anfi tiyatrosu, Zile Saat Kulesi, Zile Ulu Camii, Ertana Beyliği’nden kalan Zile Beyazıt Bestami Camii ve Türbesi, Tokat girişinde Yeşilırmak üzerindeki Selçuklu Köprüsü, Gök Medrese, Pervane Hamamı, Niksar Ulu Camii, Niksar Akyazı Kümbeti, İlhanlılar dönemine ait Niksar Çöreğibüyük Camii, Artova’da Antik Saray Kenti, Pazar’da Mahperi Hatun Kervansarayı gibi eserlerle dimdik ayakta duran tarihinin canlı delilleriyle Tokat ve yöresinin Türk tarih ve kültürü açısından önemi bir kez daha ortaya konulmaktadır.

EL SANATLARI
Türk Milleti’nin asırlar boyunca meydana getirdiği halıları, kilimleri, cicimleri, zilileri, heybe çuval ve torbaları, hasırları, bakır pirinç ve tunç işleri; güğüm, bakraç, lenger gibi mutfak araçları, kuyumculuğu, tesbihçiliği ve kahve takımları, boncuk işleri, hamam takımları, çanak ve çömlekleri, testileri küpleri vs. yüzyıllar boyu yapıla gelmiş hemen hemen hepsi birer sanat eseri haline gelmiştir. Bunların biçimleri, üzerindeki renkler ve nakışlar, yapılışlarındaki incelik ve zerafet sanat sevenlerin ilgisini çekmekte ve hayran bırakmaktadır. İlimizde halen devam eden el sanatları şunlardır;​
Yazmacılık
Bakırcılık
Torak seramikçiliği
Dericilik
Saraçlık
Çarıkçılık
Mutaflık
Semercilik


semerci.jpg

At arabacılığı
Nalıncılık
Yayıkçılık
Zurnacılık, kaval yapımı
Urgancılık
Süpürgecilik
Sele-sepet örmeciliği
İğne oyacılığı
Halıcılık
Kilim, cicim, peşkir, çarşaf dokumacılığı
Hasır dokumacılığı
Kumaş dokumacılığı


YAZMACILIK
Orta Anadolu’nun uygarlık yönüyle zengin olan Tokat ilinde, yazmacılığın 600 yıllık bir geçmişi vardır. Yazmacılığın yapıldığı Anadolu kentleri arasında ise Tokat’ın ayrı bir yeri vardır. Yazmacılık geçmişte türünün en güzel örneklerini Tokat’ta vermiştir. Evliya Çelebi Tokat yazmaları için “Beyaz pembe bezi Diyar-ı Lahor’da yapılmaz. Güya altın gibi mücelladır. Kalemkar basma yüzü, münakkaş perdeleri gayet memduh olur” der ve övgüyle söz eder. Türk El Sanatları içinde çit, yemeni, çevre, çember deyimleri ile tanıdığımız yazma yıllar boyunca kadınlarımızın baş örtüsü olmuştur. Türkülere ve manilere konu olan yazma, bir Almus türküsünde sarı rengi ile dikkat çekerken, bir maninin sözlerinde desen ve çiçekleri ile dile gelir.
Anadolu’nun yemyeşil, şirin bir ili olan Tokat’ta “Karakalem” ve “Elvan” olmak üzere iki tip yazma basılmaktadır. Desen ve kompozisyon yönünden doğal bir görünüş hakim olan Tokat yazmalarında doğadaki motifler özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden, stilize edilerek kalıp üzerine aktarılmıştır. Tokat’ın karakteristik motifleri, tüm özellikleri ile birlikte yazmalara yansıtılmış, doğadan alınan bitkisel motifler, çiçek ve meyve motifleri kalıp ustasınca başarılı bir kompozisyon içinde kumaş üzerine aktarılmıştır. Meyve çeşidi bol olan Tokat’ın bu özelliği yazma desenlerine konu olmuş, elması, üzümü, kirazı ve çiçekleri motifler halinde yer alarak desenlere kaynaklık etmiştir.
Desenler, ağaç kalıplara kalıp ustasınca bir nakış gibi işlenerek aktarılır. Kalıp oymacılığı sabır ve el becerisi ister. Herkes yazmacı olur ama, kalıp ustası olamaz. En güzel kalıplar ise ıhlamur ağacından oyulur.


yazma.jpg

40 yıl öncesine kadar beş büyük handa; 1. Horozlu Hanı, 2.Hacı Musaoğlu Hanı, 3.Askerler Hanı, 4.Beypazarı Hanı, 5. Gazioğlu Hanında yürütülen yazmacılık bugün yalnızca bir handa (Gazioğlu Hanında) yapılmaktadır. İki asır kadar önce bir kervansaray olarak yapılan Gazioğlu Hanı, ortasında kuyusu olan büyük dikdörtgen biçimli avlusu ve üst kattaki sıra sıra odaları ile eski zamanlarınkinden farklı değildir bugün... Atölyelerde renk renk tülbentler değişik kalıplarla basılırken, biriken yazmalar tavandaki cereklere asılır. Yazmalar, avludaki havuzlarda ve üst kattan avluya uzanan cereklerde bir renk cümbüşü gibi uzanır. Halen Yazmacılar Hanında da yazmacılığa devam eden yazmacılar mevcut olup, büyük bir çoğunluğu Tokat sanayi sitesinin yanında yeni yapılan Yazmacılar Sitesinde faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Yazma artık; elbise, etek, bluz, fular, sabahlık, gecelik, tayyör gibi çeşitleriyle hanımların gardıroblarına da girmiştir. Bugün yazmaların çeşitli özelliklere sahip motifleri, günün anlayışına uygun olarak çeşitli yerlerde kullanılmaktadır. Modacılarımızın ve bazı şehirlerde kurulu özel atölyelerin yazma motifleriyle yarattıkları giysiler iç ve dış piyasada çok tutulmakta, bu da yazma sanatının önemini ifade etmektedir.

EL DOKUMACILIĞI
El sanatları insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ortaya çıkmış, yaşayış özellikleri ve iklim şartlarına göre gelişmeler göstererek kültürümüzün özelliklerini yansıtmaktadır
Halen ilimizde özellikle Başçiftlik ve Almus-Muhat beldesinde halı dokumacılığı, Merkez-Günevi köyünde el dokuması (peşkir, çarşaf, elbiselik kumaş), kırsal kesimdeki köylerimizde kilim, cecim, sumak, hasır dokumacılığının yanı sıra özellikle Kızık köyünde dokunan Kızık kilimleri, Reşadiye yöremizde alaca çorap örücülüğü, heybe dokumacılığı ve Nebi köyündeki folklorik giysiler yöremize güzel bir zenginlik kaynağı oluşturmaktadır.

BAKIRCILIK
Tokat&#8217;ta bakır işleme sanatı Osmanlı Dönemi&#8217;nde bir hayli gelişmiş olup, bu konuda adından söz ettiren önemli merkezlerden biri olmuştur. Ergani&#8217;den getirilen ham bakırlar, şimdiki yetiştirme yurdu&#8217;nun bulunduğu alandaki < Kalhane> de işlenmekte, Sulusokaktaki esnafın marifetli ellerinde her biri birer sanat eseri olarak vücut bulmaktadır.
Bakırcılık sanatı son zamanlarda önemini kaybetmesine rağmen ilimizde işlenen bakırın kalitesi ve şekil bakımından estetik ve zengin çeşitliliği nedeniyle Anadolu şehirleri içerisinde ayrıcalıklı yeri vardır.
Halen ilimizde dövme tekniği ile yapılmakta olan mutfak eşyası ve hediyelik eşya (leğen, ibrik, kazan, tava, tas, sini, vb.) olarak üretilmektedir. Ancak, geçmişteki kullanım yoğunluğunun yerini plastik, alüminyum ve çelik malzemeye bırakmıştır.

TOKAT MUTFAĞI​

kebap.jpg

Geleneksel Tokat evlerinin en büyük özelliği, büyük odalarından birinin mutfak olmasıdır. Mutfağa halk ağızı ile &#8220;İşevi&#8221; veya &#8220;akşana&#8221; denir. Taban döşemesi bal peteğini andıran kiremit tuğla ile kaplıdır. Odanın bir köşesinde yemek yapmaya ve çamaşır kazanını kaynatmaya yarayan yer ocağı bulunurken; diğer tarafta kurutulmuş yiyecek, konserve, salça, peynir, yaprak saklanan kiler bulunur. Ayrıca kuru baklagil ve tahılın saklandığı bölmeli ambar vardır. Bağ evlerinde kebap fırını, üzüm suyu0nun çıkarıldığı şirehane, geleneksel Tokat mutfağının en belirgin özelliğidir.
Bugün bile Tokat&#8217;ta yemekler çoğunlukla yer sofrasında yenilir. Mutfak kalabalık ailelerde oturma odasıdır. Tokat&#8217;ın çok zengin mutfağı vardır.​
 
Teşekkürler için sağ tarafta görülen terazi ye tıklayınız..bu bölüm fotoğraf ve o ile ait bilgi paylaşımı amaçlı açılmıştır..
 
UYARI!!!!begendikleriniz icin rep ve tesekkur butonlarini kullanalim bölümümüze resim ve bilgi harici paylasimlar yapmayalim lutfen
 
X