Merhaba kızlar,
hep okurum ama ilk defa eşimin tavsiyesi ile bu bölümü okuyunca mesaj yazmak için üye olmaya karar verdim. Çünkü baştan itibaren yazılarınızı okuyunca kiminizle beraber hüzünlendim sanki, kiminizi çok iyi anladım, kiminize ise kızdım niye bu kadar ümitsiz diye.
Kızlar ben doğma büyüme İstanbul'luyum. Türkiye'nin en iyi okullarında okumuş olabilirim ama bebek denemeye karar verene kadar aslında bu konuda ne kadar az bilgim olduğunu anlamamıştım. İnsan kesinlikle araştırdıkça daha fazlasını buluyor. Ama başlangıç seviyesi deneyene kadar çok düşük, resmen cehalet :).
Ben tam 33 yaşındayım. Ve burada henüz geçtim 30'u, 25'inin altında olup da bu da olmazsa bu durumu kabullenir böyle yaşarım artık diyecek kadar yorulmuş hanımlar var. Dürüst olmam gerekirse, yaşınıza özenmem gerekirdi. Ben sizin yaşlarınızdayken üniversitede hayatımın en güzel yaşlarını yaşıyordum. Evlilik tabii ki mutlaka aşık olduğum birisiyle yapılmalıydı ve henüz ona çok vardı. Meslek eğitimi alıyordum ve derslerde başarılı olmak beni daha iyisini yapmaya itiyordu; mutlaka en iyi ofislerde çalışmak istiyordum, yüksek lisans yapmak istiyordum tezim yayınlanacaktı, makalem çıkacaktı. Kendimle gurur duyacağım bambaşka hayallerim vardı.
Üniversite bitip işe başladığımda da hala çocuk ruhluydum. İlk kez kendi paramı kazanıyordum ve çarçur etme gibi bir huyum olmadığı için çok beğendiğim birşeyi almak için biriktirebiliyordum. Akşam eve giriş çıkış saatleri =) dışında gayet özgür kendi ayakları üzerinde durduğunu zanneden hayalperest bir gençkızdım.
28 yaşındayken bir arkadaşımın doğumgünü partisinde eşimle tanıştım. Eve dönerken aynı taksiye binmiştik. Yolda karşılıklı sohbet ederken taksi şoforünün gözünden nasıldık acaba? 1 ay sonra bana evlenme teklifi etti, sonrasında beni ailemden istediler. 5.ayımıza balayında girdik. Herşey o kadar hızlı gelişti ki aileler arkadaşlar herkes hata yapmamış olmamızı umdu. Bizde öyle umduk tabi, heyecandan mutluluktan hiçbir şeyin farkında değildik. İlk yıl herkes için zordur ama bugün 5 yılımız doldu ve geçmişe bakınca iyi ki diyorum, iyi ki karşıma çıkmış. İlk 3 yıl çocuk istemedik, öyle bir sorumluluk almadan önce gezelim görelim tatillerde, akşam canımız istediğinde arkadaşlarımızla buluşalım sinemaya gidelim, bizi henüz bağlayan birşey olmasın dedik.
Sonra farkettik ki hayat akıp gidiyor ve biz çalışma hayatının temposunda aslında hiç de sandığımız gibi hareket edemiyoruz. Ne güzel şuraya gitmiştik ne zamandı diye düşündüğümüzde şaşkınlıkla 1 yıl geçtiğini görüyoruz... Üniversiteden çok yakın bir arkadaş grubumuz var. O sıralarda 2 tanesi doğum yaptı. Bebeklerini görünce o kadar sevdim ki budur dedim. Dedik.
Hemen bir doktordan randevu aldım. Genel bir takım kan testleri istedi benden. Toksoplazma var mı? Hormon seviyeleri nedir? Bir sorun yok. Hangi günler denememiz gerektiğini vs. anlattı. 1 sene kadar deneyin, bebeğiniz olmazsa gelin daha detaylı bakarız dedi. 1 sene! Mükemmel planlar yaparken bunu atlamıştım. 1 sene boyunca denerken vakit kaybetmiyor muydum? Ben karar verdiğim gibi hamile kalırım zannetmiştim! İstersen 6 ay sonra gel ama daha öncesinde test yaptırmaya gerek yok dedi.
4 ay sonra eşim iş değiştirdi ve sık sık şehirdışına, yurtdışına gitmeye başladı. Denememiz gereken tarihlerde birarada olamıyorduk. Aylar deneyemeden yada denesek bile çok az sayıda denemeyle hızla geçti. 1 sene dolmuştu işte. 1 sene boyunca her markete gittiğimde ped alışverişini bir daha yapmam belki diyerek yaptım.
Başka bir doktora gittim. Tekrar kan testleri, hormon testleri... Bu sefer eşime de baktılar. Onda hiçbir sorun çıkmadı. İsterseniz HGS testi yaptırın, tüplerinizin durumu hakkında bilgi sahibi oluruz dediler. Bir arkadaşımdan işlemin can acıttığınI duymuştum. Yaptırmak istemedim. Eşim ısrarcı oldu. Kendi kendime genç kızlığımdan beri hep 30 günü geçmeden adet oldum. Hiç korkunç sancılarım da olmamıştı, ne gerek vardı bu teste?? (Cehalete bak, tüplerin durumu ile bu konunun ne alakası varsa?)
Aile dostumuzun yardımı ile tanıdık bir yerde çok korktuğum için de narkoz altında HSG işlemi yapıldı. Esasında geçmiş zaman yanlışım olmasın 1000tl civarında tutan bu test, narkoz ile beraber daha da tuzlu olsa da bir aile indirimi ile o zaman bize 600tlye mal olmuştu. Boşa para diye düşünüyordum. Bu arada kan testlerine bari para ödemeyeyim diye devlet hastanesine gittim. Adetimin 3. ve 8. günü yapılması gereken testleri aynı gün yaptılar birşey farketmez diyerek. Bu sebeple çıkan sonuçlara göre doktorum beni erken menapoz oluyorsun diyerek korkuttu. Sonuçlar o kadar kötüydü ki yumurtam bu kadar yaşlanırsa tüp bebek bile bir seçenek değildi. Ayrıca ne gerek var diye karşı çıktığım ve eşimin ısrarı ile yaptırdığımız HSG testi neticesinde iki tüpümün de tıkalı olduğunu öğrendim. Meğer bunca zaman boşu boşuna korunmuşuz! Neyse ki işlem esnasında tüplerden biri açılmıştı. Ve tek bir tüp ile de hamile kalınabiliyordu. Kan testleri özel bir laboratuarda tekrar doğru günlerinde yapıldı ve hormonlarımın gayet olması gerektiği gibi olduğunu öğrendik. Erken menapoz falan olmuyordum.
Şimdi elimizdeki bu bilgiler ışığında tekrar deneyecektik. 6 ay kadar. Sadece ilk ay korunun dediler. (o da daha sonra gereksizmiş öyle öğrendik ama doktor ne derse o...)
Denediğim ilk ay doğal yollarla hamile kaldım. Maalesef mutluğumuz kısa sürdü. Kalp atışını duyamadan 7. haftada kürtaj ile alındı. Sonrasında 70 gün adet kanamam oldu. Doktorum bitecek illaki diyordu bitmiyordu. En sonunda tepem attı, çok sevdiğim ama hastanesi evime çok uzak olduğu için gitmediğim eski doktoruma gittim. 2 ay kullanmak üzere yasmin verdi ve herşey sonrasında düzene girdi. Bu arada 2. yıla yaklaşıyorduk. Dene diyordu bütün doktorlar, bir kere hamile kaldın doğal yolla, olmaması için bir sebep yok. Ama düştü, neden düştü acaba? Düşünme diyorlardı, gayet normal. En az 3-4 düşük yaparsak bir sorun var mı bakarız... Ama o zaman yıllar geçebilir!!!
Hayatımı bu yönden bir türlü planlayamıyordum. En azından HSG çekimini yine yaptırmak istedim. Bu arada açık olan yine kapanmıştı belki? Emin olmalıydım. Doktorum onay verdi. (Bu arada artık her seferinde kmlerce uzaktaki bir hastaneye gidiyorum). Bu sefer narkoz istemedim. Gerek yok zaten 10 dakikalık bir işlem dediler. Tam anlamıyla canıma okundu! 1 tanesi halen açıktı ama kapalı olanı açmak için verilen her basınçta daha kötü kasılıyordum. Artık utanma safhasını geçtim resmen inliyorum, masada zangırdıyorum acıdan. Durdurdular. Hepiniz bilin ki ey kadınlar, tüpler tıkalı değilse canınız acımıyor. Tıkalıysa vay halinize.
Doktorum ikinci tüpün açılmaması üzerine dedi ki Eylül'e kadar dene olmazsa gel, başka yollarına bakalım. Oh be! Sonunda! Artık bir yol alacağız. Tabii ki Eylül'e kadar geçen 2 ayda da hamile kalmadım. Ha bu arada gün aşırı beraber olabilenleri tebrik ediyorum buradan. Bizde o enerji ve gazdan kalmadı :)
Seçeneklerim aşılama veya tüp bebek. Aşılamanın tüp bebek kadar etkili olmayacağını düşünüp direk tüp bebek seçeneğini değerlendirdik. Zaten ben profil olarak artık 30 yaş üstü, tek tüpü tıkalı, 3 senedir deneyen 5 senelik evli, ve bebek isteyen bir adaydım. Yani uygulamaya uygun. Aynı sizler gibi gonal-f sonra citrotide, sonra çatlatma iğnesi vs derken OPU günü öncesi işten eve yürürken yumurtalarımı tuta tuta yürüdüm sanki. Yumurtalıklarımda accayip bir şişlik. 15 tane yumurta toplandı. 10 tanesi döllendi. 8 tanesi beğenildi. hiç biri birinci sınıf değilmiş. Ama en iyisinden 1 tanesini bayramdan önceki salı transfer ettiler. Bu konuda da doktor isterseniz 2 adet yerleştirilebilir demesine rağmen karşı çıktım. İkize bakamayız diye! Hala şak diye hamile kalacağımı düşünüyorum =). Bütün bayram ve sonraki hafta da (işten izin almıştım) evde dinlendim ve neredeyse hiçbir şey yapmadım. Maalesef doğumgünümün ertesi günü test sonucunu öğrenmeye gittiğimde negatif sonuç ile karşılaşıp sok olduk. Kafamızda hep böyle bir ihtimal olduğunu biliyordum ama inanmışız demek ki. Benim gördüğümü zannettiğim bütün o belirtiler ilaçların yan etkisiymiş zaten.
Eve dönerken yol boyunca konuşmadık. Şimdi ne olacak? diye sordu. Ne biliym! Doktor muyum ben? diye bağırdım. Doktoru aradı sonucu söyledi. İlaçları bırakmamı söylemiş doktor. Bir daha deneyeceğiz. O an konuşmak ve duymak istemedim bütün bunları. 3 çocuk büyütüp hani derler ya üstüne ceket atsa babam hamile kalan bir annenin çocuğu olarak nasıl bu kadar doğurganlıktan yoksun olabiliyorum? Odaya gittim yatağa yattım ve çocuk gibi ağladım. Eşim yanıma gelmek istedi yalnız kalmak istiyorum dedim istemedim onu da. O anda boşanır mıyız acaba böyle giderse diye bile düşündüm. Çok mutsuzdum. Pazartesi işe gidecektim ama herkesten gizlediğim bir mutluluğum olmayacaktı. Bu arada hamile olduğunu öğrendiğim kuzenime, hey sana ne diycem ben deeee!!! diyemeyecek, en yakın arkadaşım ilk seferki tüp bebek denemesinde hamile kalmış benim güzel haberimi bekliyorken, onunla konuşamayacaktım. Yanıma almadığım kocam, salonda tek başına merak içinde bekleyen annelerin çaldırdığı telefonlara tek başına cevap veriyorken ben içerde ağlıyordum. Sonra bitti gözyaşım rahatladım. İçeri gittim. Eşimi görünce yine doldu gözlerim. Sana bakamıyorum dedim. Sarıldık. O da ağladı.
Bu dram 1 gün sürdü arkadaşlar. Dediler ki bizim hastanemizin başarı yüzdesi %65. İyi ben o %35 deyim o zaman. Sizler de öyle. Ama şimdi geçmiş mesajları okuyunca gördüm ki aranızdan hamile kalmış, doğuma gün sayanlar var artık. İşte dedim ben de bir gün öyle gün sayacağım.
O etrafındaki herkes ilk denemesinde hamile kalıyor diye üzülen arkadaş! Bu pek de doğru değil. Muhtemelen çevrende çok insan yok ve biraz hamilelerle etrafın kuşanmış, bunalmışsın. Benim deneyip de hamile kalmayan bildiğim kimse kalmadı çevremde gerçi ama hamile olmayan o kadar çok insan var ki etrafımda... Evli bile olmayanlar var. Kendini iyi hissedeceksen kafanı dağıtabileceğin, bebek konusunun hamilelik konusunun açılmayacağı gruplarla buluş. Senin şuan etrafında olan o insanlar belki hamile belki anne, bütün odakları şu anda bebekleri. Tabii ki seni üzmek için değil, bu ara biraz annelikten bahsetmek istiyorlar.
Eşim dün dedi ki, ben kadınlar kulübünü okudum. Bir sürü kadın var orada. O kadar komplike bir yaratık ki kadın, bir sürü sorun bir sürü tedavi ve bir sürü yıllar süren emek sonrası mutluluk var. Sadece moral çok önemli. Kendini iyi hissetmelisin. Kötüyü düşünme.
Kızlar negatif sonuç aldık. Hadi birbirimize açılalım. Sevelim. Pozitif olmamız lazım. Tek bir doğru doktor tek bir doğru yöntem, ilaç yok. Ama umut, moral çok önemli. Denemeyi bırakmayın. Ben doktorların salt para için bizi tuzağa düşürmek gibi bir niyetleri olduğunu düşünmüyorum. Onlar da başarılı olacaklar ki hastaları artsın. Biz bir mucize için hep beraber dua ediyoruz. Mucizeler kolay olmaz. İstiyorum ki bir gün herşeyden bıkmış olarak isyan edersem şurada bana moral verin.
Hepinizi yanaklarınızdan öpüyorum.