Kişi kendinden bilir işi de, bak hayatına. Eşinle birbirinizi sevin, güvenin, aile olduğunuzu bilin, gerisi çözülür. Eşinin ailesini kötülemek istemem. Ne de olsa sana verene kadar dünyaya getirip bakmışlar. Hiç değilse kan bağları var. O kadarla sınırlı kalmak istiyorlarsa öyle olsun. Kapat kapını, otur evinde. Durumunuzu düzeltince de başka bir eve taşınmanın yollarını arayın. Bu sizin birbirinize olan bağlılığınızı da artırır. Belki anlatmışımdır. Evlenmeye karar verdiğimzde, görümce de nişanlı, o gidince kayınvalidem yalnız yapamaz diye düşündük, birlikte oturalım istedik. Ki onun da isteği böyleydi. Ben kendi annemden çok uzunzaman uzak kaldım, diye kayınvalideme kıyamadım. Maddi olarak ta geçinemez İstanbul gibi yerde, sadece rahmetli kayınpederimden aldığı maaş var, o da kuş kadar. 4 ay sonra eşime resti çektim. Ben memleketime gidiyorum, ister gel, ister gelme dedim. Düştü peşime geldi. Başlangıçta iş, ev falan bulana kadar annemlerde misafir kalacaktık, kalabalık olunca annem çok sevdi, eşimle de sorunları yoktu, birlikte yaşayalım dediler, eski, büyük aileler gibi. Tamam dedik. Eşim iş buldu ama çok iyi şartları yoktu. 1,5 yıl sonra babam dayanamadı. Cebimizde tam olarak 35 kuruşla sokakta kaldık. Kayınvalidemle 3, kendi babamla 4 yıl konuşmadım. Yüzlerini bile görmedim. Eşim mi? Dünya kadar yanlışı var. Atlattık mı? Çoğunu. Ama buna hayat deniyor. Herkes böyle yaşamıyor belki ama herkesin kendine göre farklı bir sorunu var. Bakış açını 'vah tüh' ten, 'bunu da atlatırız biz' e çevirdiğinde her şey daha katlanılır oluyor. Yeter ki birbirinize sevginizi, saygınızı tüketmeyin. Sadakatinizden ödün vermeyin, birbirinizi düşman olarak görmeyin. Kızgınlıklar geçer. Kırgınlıklar tamir olur. İkinizin dışındaki herkes te kapının dışında kalır.
Allah' ım bana bir kız evlat ver de başkalarının kızlarının başını ağrıtmayayım...