"Mustafa Kemal Atatürk’ün naşı İstanbul’dan ayrılıyor, Ankara’ya götürülecek.
İnsanlar üzüntülü, hüzün var her yerde…
Karaköy’den geçerken birdenbire,
‘Çıt’ diye bir ses…
Çıt! Çıt! Çıt!
Aaa!
Gökyüzünden düğme yağdı biliyor musunuz?
Düğme yağdı gökyüzünden!
Atatürk’ün o bayrağa sarılı tabutuna düğme yağdı…
Rengârenk düğmeler!
Düğme yağıyor! Çıt! Çıt! Düğme yağıyor!
Herkes yukarı baktı!
O caddedeki dükkânlarda, bürolarda
Türkiye Cumhuriyeti’nin Yahudi vatandaşları var pencerelerde…
Ve Yahudi kardeşlerimiz, ülkenin Yahudi vatandaşları, önderlerini, bu güzel insanı kendi (matem) geleneklerine göre “gömleklerinin ceketlerinin düğmelerini kopararak” uğurluyorlar…
Nasıl bir görüntü…
Atların çektiği top arabasında Mustafa Kemal Atatürk’ün tabutu ve üstüne rengârenk düğmeler yağıyor, pencerede gözüyaşlı insanlar…
Gömleklerin, ceketlerin düğmeleri kopartılarak uğurlama ne demekmiş biliyor musunuz? "
------
Şu bölüm var ya şu bölüm, boğazımı düğüm düğüm yaptı
Mustafa Kemal Atatürk, Atam mekanın cennet olsun, bu vatanın evladı olarak ben senden razıyım, Allah'ta senden razı olsun inşaallah